Kadın Haklarını Koruma Derneği (KHKD) Alanya Şubesi kocası tarafından geçen yıl öldürülen Gülseren Yılmaz’ı mezarı başında andı. ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde Kestel’deki Hanönü Mezarlığı’nda bulunan Yılmaz’ın kabrindeki anmaya ailesi de katıldı. Merhume Yılmaz’ın mezarı başına ağaç dikilmesinin ardından dernek üyeleri ve ailesi dualar etti.
“KADINA VE ÇOCUĞA YÖNELİK EV İÇİ ŞİDDET ÇOK ARTTI”
Erkek şiddeti sonucu yaşamlarını yitiren kadınların fotoğrafları ve açılan pankartla mesaj verilmesinin ardından dernek adına önce açıklama yapan Avukat Halime Şenli, kadına yönelik şiddetin daha da arttığına dikkat çekti. Özellikle pandemi sürecinde insanların eve kapanmasıyla kadına ve çocuğa yönelik ev içi şiddetin çok artığını belirten Şenli, “Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun acil yardım hattına gelen başvuru sayısı mart ayından bu yana geçen yıla oranla yüzde 60 oranında artmış durumda. Bu Alanya’mızda da böyle. Neden böyle arttı? Pandemi dönemiyle iş yerleri kapandı. İnsanlar işsiz kaldı. Ekonomik krizle insanlar evlere kapanınca vatandaşlar ciddi bir ekonomik sıkıntı geçiriyor. Bundan nasibini ailenin en güçsüz bireyi kadınlar ve çocuklar aldı. Eve kapanan insanlar ekonomik durumları, para, nerdeyse yiyecek ekmeği olmayınca kadınlara ve çocuklara şiddet uyguluyor. Bu çok acı bir gerçek. Bu durumun bir an önce düzeltilmesini istiyoruz. Tüm toplumdan bu konuda duyarlılık istiyoruz. Özellikle iktidardan kadına yönelik şiddetin önlenmesi için daha çok çaba harcamasını istiyoruz” dedi.
“ANNELER YAVRUSUNU YİTİRMESİN”
Annelerin evladını yitirmemesini dileyen Gülseren Yılmaz’ın annesi Gülnaz Bayrak da, “Gülseren ölmedi. Anlatamam, bir seneyi geçti. Her gün ben mezarının başına geliyorum. Çok kötü. Hiçbir şey diyemiyorum. Kadınlar ölmesin. Anneler yavrusunu yitirmesin hiçbir zaman. En kötü şey de evlat acısı. Hiçbir zaman daha yatağa başımı ağlamadan koymadım. Hep gözümün önünde. Hep yanımda” diye konuştu.
“BU AYRIMCILIK BEYİNLERDE DEĞİŞİR”
KHKD Alanya Şubesi Başkanı Gaye Coşkun ise, “Geçtiğimiz aylarda Antalya’da bir Anadolu lisesi kız-erkek diye sınıfları ayırdı. Bu bir soruşturma konusu. Diliyorum ki bu cinsiyet ayrımcılığını okullara, sıralara taşıyan, küçücük beyinlere götüren zihniyetler soruşturma neticesinde gereken cezayı alır. 2021 programında Cumhurbaşkanlığı’nın bir raporu var. Kadın üniversiteleri söz konusu. Bu da cinsiyet ayrımcılığının bir başka noktası. Çok daha önümüzde bağırarak gelen cinayetler sebebiyle bunları konuşuyoruz ama aslında bunları sebebi geriden gelen bu cinsiyet eşitsizliğini yaratan durumlar. Diliyorum bugün bir milat olur. Kadınların dayanışması ya da talep ettikleri iyileştirmeler noktasında bu ayrımcılık beyinlerde değişir. Aksi halde biz cinayetlere ağlamaya devam edeceğiz. Gözyaşı dökmeye, böyle anneleri nasıl teselli edeceğiz çırpınmaya ya da devletin yeterince psikolojik destek vermediği mağdur çocukları nasıl topluma tekrar kazandırırız diye kafa yormaya devam edeceğiz. Bunlar bir gerçek. Gülseren’in ya da diğer öldürülen kadınların çocukları için biz dernek olarak ne yapmalıyız, ne yapabiliriz diye gönüllü psikolog arıyoruz. Bu noktada gönüllü çalışmak isteyen tüm uzmanlar bizim gibi çalışan sivil toplum örgütleriyle iş birliği yapsın. Geride kalanların tekrar güçlenmesi, sağlıklı bireyler olarak topluma dönebilmesi için buna çok ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 25 Kasım 2020, 16:39