Oyunlarla çocuk gelişimini destekleme konusunda birçok ailenin gönlünde taht kuran Akademisyen Anne Doç. Dr. Saniye Bencik Kangal, “Korkma iyi bir annesin” konulu sunumu ile Alanya Kültür Merkezi'nde (AKM) vatandaşlarla buluştu. Salonu dolduran kalabalığın yoğun ilgisiyle karşılaşan Dr. Saniye Bencik Kangal, izleyicilere cennet gibi bir memlekete yaşadıklarını söyleyerek Alanya’ya hayran kaldığını ve çok sevdiğini belirtti. 

Anneliğin bir sanat olduğu kaydeden Kangal,” Her gittiğim yerde diyorlar ki, annelik sevmek, fedakarlık, sabır ve öğretme sanatıdır. Bende onlara katılıyorum bence de annelik bir sanattır. Anne olmadan önce çocuklarla ilgili bir takım hayallerimiz olur. Gözlemlediğimiz olumsuz örneklerden kendimize yaptığımız çıkarımlar var. Evet gerçekten bir sanat annelik ancak yapmayacağımız dediniz her şeyi yaptığınız için bu yüzden affınıza sığınarak söylüyorum. Annelik tükürdüğünü yalama sanatıdır” dedi. 

Çocuklarda mutluluk hormonun çok önemli olduğunu vurgulayan Kangal, ailelerin çocuklarına sarıldığında mutluluk hormonlarının oldukça yüksek olacağını aktardı. Kangal,” Çocuklarımıza sarıldığımız zaman mutluluk hormonları salgılanıyor. O yüzden sadece sarılmak, daha çok öpücük yarışmaları bile yapmak aslında çocuklarımızla nitelikli vakit geçirmenin önemini gösterir. Hamileyiz bebeğimiz dünyaya geldi. Bizden kucak istiyor ve sürekli ağlıyor. Sonra bizlerde kucağımıza alıyoruz. Çünkü bebeklerimiz kucağımızda sakinleşiyor. Ama evde sürekli gelen yakın akrabalarız var ve şöyle diyorlar ya ‘ alma kucağına alışmasın’ şeklinde ama yalan söylüyorlar. İnanmayın sakın onlara şimdi şöyle açıklayayım:

“Bebek doğumdan sonra annesini kendisinden farklı bir varlık olarak algılamıyor. Burası çok önemli. Annesi onun vücudunun parçası gibi. Dolasıyla annesinden ayrı olduğu zaman kendisini güvende ve rahat hissetmiyor. Bu yüzden bebekler özellikle üç aylık olana kadar annelerinin kucaklarını isterler. Çünkü orada kendilerini daha rahat ve güvende hissederler. Eğer sen kucağına almazsan alışır diye temel güven duygusuna en büyük tekmeyi atmış olursun. Türkiye’nin her yerinde bunu söylüyorum lütfen bebeklerinizi kucağınıza alın. Temel güven duygusu beşiklerde değil annenin kucağında kazanılıyor”. 

Mutlu yetiştirmekle ilgili örnekler veren Kangal konuşmasını söyle sürdürdü:

“Mesela bir şeyler alarak örnek verecek olursam yavrum sana şunu aldım bunu aldım mutlu musun. Çocuklarımızın üstüne sürekli mutluluk baskısı yapıyoruz öyle değil mi? Bunu çok net gözlemleye biliyorum. Ya da söyle ne yapsam yüzüm gülmüyor çocuğum, ben senin için ne yapabilirim. Ya mutluysak ta farkında değilsek. Şöyle diyebilirsiniz; ‘insan mutlu olduğunun farkına varmaz mı acaba’. Mutluluk yaşanılan değil, hissedilen değil, hatırlanan bir duygudur. Örneğin evlendiğiniz günü düşünün ve çocuğunuzu kucağınıza aldığınız günü düşünüyorsunuz ve hamile olduğunuzu öğrendiğiniz günü düşünün. Düğümüzde mutlu muyduk mesela, bence son derece mutluyduk. Ertesi gün veya bir hafta sonra o düğünün fotoğraflarına bakarken daha da mutluyuz. O aslında düğünde mutluğumuzu en yüksek noktalar yaşamıyoruz ama fotoğraflara bakarken mutluluğumuzu daha yoğun şekilde hissediyoruz. Aynı şekilde ben Alanya’da olmaktan dolayı çok mutluyum ve harika bir gün geçirdim burada ama bir taraftan da kişisel streslerim var. Konuşmamı beğeniyorlar mesela ama ben buradan gideceğim ve Alanya’da ne kadar güzel bir gün geçirdim diyeceğim. Bir insan bir güne ne kadar güzel şey sığdıra biliyor diyeceğim ve daha mutlu olacağım.”

Çocukların gelişim evrelerinde asla ekran karşısında olmamaları gerektiğin altını çizen Kangal,” Ekran karşında olan çocukların beyin gelişimleri son derece olumsuz etkiler yaratıyor. Çok net söylüyorum bunun hiçbir esnekliği yok. Hiç bir şey için asla geç değil eğer bebekleriniz varsa onların eline telefon tablet vs. vermeyin ve onların bulunduğu ortamlar da lütfen televizyonları açmayın. Şimdi konuşuyoruz ‘hocam siz böyle diyorsunuz ama benim çocuğum telefondan sayıları ve tabletten geometrik şekilleri öğrendi’ ve yine diyor ki ‘ ben tablettin asla zararlı bir şey olduğunu düşünmüyorum.’ Problem zaten buradan kaynaklanıyor. Şimdi tablette, telefon da çok renkli, çok hareketli akan ve kayan görüntüler var. Çocuğunuzun çok hareketli ve çok endişelere bakarak öğrenmeye itiyor. Tutun ki ben bir kadın öğretmenin çocuğa nasıl eğitim veriyorum. Şuanda size anlattığım gibi ama tablette çok hızlı bir şekilde öğreniyor çocuklar. Sonra o çocuk o sıralar da oturamıyor ve öğretmenin o stabil anlatış tarzına ayar oluyor. Tabi çocuk çok hareketli görüntülerle öğrenmeye alışmış ve o çocuğun öğrenmesi bile değişmiş. İşte ekranların zararı bu noktada ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu. 

Çocukların gelişiminde önemli olan konulara değinen Kangal,” Sevgi dolu bir anne ile babası ve onların ilişkisi. Sonsuza kadar mutlu olmanın içinde fikir ayrılıkları elbette ki var. Kendi anneniz, kardeşiniz ve eşinizle de mutlaka fikir ayrılıkları yaşıyorsunuz. Fakat bunun içerisinde şiddet, küfür ve korku vermek yoksa gerçekten fikir ayrılıklarından dolayı medeni tartışmalar yaşıyorsak. Bu tartışmaların tatlıya bağlandığını çocuğumuz gözlemliyorsa; örneğin sesimi sana karşı çok yükselttim, hadi gel bir sarılalım barışalım, tamam ben hatalıydım, küs durmaya dayanamıyorum gibi davranışlar çocuklarda da annem ve babam bile fikir ayrılıkları yaşayabilir duygusunu oluşturuyor. Fakat küçücük bir özürle tartışmalar tatlıya bağlanabilir gibi düşüncelerin sahibi oluyor.” 

Sunumun ardından Kangal’a Alanya Belediyesi tarafından çeşitli hediyeler verildi. Hayranlarıyla yakından ilgilenen Kangal, teşekkür ederek öz çekim yapmayı da ihmal etmedi. Kangal sunumun ardından fuara gelenlerle sohbet edip kitaplarını imzaladı.