Bazı ailelerin büyük sorunlarından biri çocuklarının özellikle annenin gölgesi gibi hareket etmesidir. Ayrılma kaygısı yaşayan çocuk, anneye adeta yapışık gezer. Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nden Psikolojik Danışman Havva Burcu Tatoğlu, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
“KAVUŞAMAMA KORKUSU OLUŞUYOR”
Bu yaş grubundaki çocukların ebeveynlerine bir daha kavuşamayacakları korkusu yaşadıklarını sözlerine ekleyen Psikolojik Danışman Tatoğlu, “Ebeveynleri olmadan evden ayrılmak zorunda kaldıklarında örneğin kreşe gittiğinde huysuzlaşır. Yine ebeveynleri olmadan gece başka bir evde kalmak istemezler, odada tek başına oturamazlar, yapışkan davranışlar gösterirler ve bağlandıkları kişiyi gölge gibi takip ederler. Uyku zamanı zorlanır, uyuyana kadar anneleriyle kalmak isterler” dedi.
KRİZİN TEMELİ 0-2 YAŞ ARASINDA ATILIYOR
Ayrılma kaygısının oluşumunda çeşitli etmenlerin etkili olduğunun altını çizen Psikolojik Danışman Tatoğlu, yeni kardeş doğumu, kreşle ilgili bazı olumsuzluklar, anne ya da babasından uzun süre ayrı kalma, anne-çocuk ilişkisinde karşılıklı bağımlılık olarak sıralanabileceğini belirterek,“Bu dönemsel krizin temelleri 0-2 yaş arasında atılır.Bu sebeple bu dönemde bebeğin sadece fiziksel ihtiyaçlarının giderilmesi yeterli değil, duygusal ve bilişsel gelişim gereksinimlerinin de karşılanması önemlidir” ifadelerini kullandı.
“BAKIM VEREN KİŞİYE BAĞLANMA KAÇINILMAZDIR”
Bebeğin kendine bakım veren kişiye muhtaç ve ona karşı bir bağlanma olması kaçınılmaz olduğunu belirten Psikolojik Danışman Tatoğlu,“Bilimsel kuram açısından bakacak olursak Bowlby’e göre birincil içgüdü “Bağlanma” olan bebeğin bilişsel yetilerinin gelişimi öncesinde de anneye bağlılığı vardır. Çocuk varlığı hakkında bir tehdit duygusu yaşamıyorsa ya da anneye kolayca ulaşabiliyorsa kendini güvende hisseder. Genellikle birincil bakıcı olarak anneyle kurulan bağ, çocuğun kişiliğinin temellerine atmaktadır” şeklinde konuştu.
AĞLAMA, BEBEĞİN İLETİŞİM YOLU
Anneyle çocuk arasında kurulan güvenli bağlanma ilişkisi çocuğun psikolojik açıdan sağlıklı gelişmesini sağladığının altını çizen Tatoğlu, “Annenin her türlü tutumu, davranışı, sesi, bakışı, dokunuşu, bağlanmayısağlıklı ya da sağlıksız oluşturur. Bebeğin iletişim yolu olan ağlamanın iyi anlaşılması ve gereğinin yapılması bebeğe, “Burada beni önemseyen ve ihtiyaçlarımı severek gideren biri var, ben değerliyim, burası iyi bir yer” izlenimi verir. Bu izlenim hayatı boyunca kuracağı ilişkiler için olumlu temel dayanağı olacaktır” dedi.
“SÜREKLİ KONTROL, AYRILIK KAYGISINI ARTTIRABİLİR”
Hiç ayrı kalmamış bir bebekte güvenli bağlanma değil anneye bağımlılık oluştuğunu sözlerine ekleyen Tatoğlu, “Annenin bebekten uzun süre ayrı kalması, bebeğin ayrılma kaygısını tetikler. Bebeğin huzursuzluğu artar.Anne ve babaların ayrılık kaygısı da bebeğin huzursuzluğunu arttırır. Ebeveynin aşırı koruyuculuğu, çocuğundan ayrılamama, sürekli kontrol hali yaşadığı ayrılık kaygısı kaynaklıdır. Bu kaygıyı hisseden çocuk anne- babadan ayrılmak istemez” ifadelerini kullandı.
“GÜVEN DUYGUSU KAYGIYI AZALTABİLİR”
Güven duygusu gelişmiş bir bebeğin kaygıya düşmeden annesinden bir süre ayrı kalabileceğine vurgu yapan Psikolojik Danışman Tatoğlu, “Çocuk büyüdükçe çevreyi keşfetmek isteyecek ve annesinden ayrılmaya başlayacaktır. Güvenli bağlanma sağlanmış bebekte başlangıçta annesinden ayrılacağı için kaygı oluşsa da döndüğünde annesini bulacağını bildiği için sorunsuzca ayrılır. Anne bir yandan çocuğunu desteklemeli, bir yandan da ihtiyacı olduğunda orada olacağını hissettirmelidir” şeklinde konuştu.
“SÖZ VERİN VE VERDİĞİNİZ SÖZLERİ TUTUN”
Annenin çocuğunu başkasına bırakıp çıkacağı zaman ondan kaçarak gitmek yerine, “Birazdan geleceğim, uyumadan önce dönmüş olurum” gibi açıklamalarla söz vererek evden ayrılmanın ve verdiği sözü yerine getirmenin güven için önemli olduğunu söyleyen Psikolojik Danışman Tatoğlu, evden gizlice kaçmanınçocuğun kaygısını arttıracağını belirterek, “Çocuğun ilk 24 ayında kaygı durumu başlamışsa, anneye olan ihtiyacının farkında olmak, onu anlamak ve ailenin yanlış tutumunu düzetip bu ihtiyacını bunu karşılaması son derece önemlidir” dedi.
SAKLAMBAÇ OYNAYIN
Çocukta ayrılma endişesinin zamanla hafifleyeceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Saklambaç benzeri oyunlar, gitseniz de geri döneceğiniz mesajını verebilir. Ayrılık süresini aşamalı olarak sağlamak, alışmayı daha kolaylaştıracaktır. Erken dönemde (3 yaş) çocuğu yuvaya gönderme (yarı zamanlı olabilir), kısa süreli oyun gruplarına bırakma anneden ayrı kalma alıştırmalarını yapmasını ve yavaş yavaş alışmasını sağlayabilir.”
Güncelleme Tarihi: 04 Nisan 2016, 11:35