Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Slovakya Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Miroslav Lajcak arasında bugün Ortaköy'de bulunan Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği Bakanlığı ofisinde ikili görüşme gerçekleşti.
Görüşmesinin ardından basın toplantısına katılan Bakan Çavuşoğlu, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Karadeniz'de Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginliği değerlendiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu iki ülkeye de sağduyu çağrısında bulundu. Süreci yakından takip ettiklerini de belirten Çavuşoğlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Biz de bu süreci yakından takip ettik, ediyoruz. Her şeyden önce hem Ukrayna hem de Rusya'ya bu süreçte sağduyulu davranmaları çağrısında bulunmak isterim. Elbette Kırım'ın statüsü ve yine bazı konularda tartışmalar devam ediyor. Çözülmeyen sorunlar var, belirsizlik de var. Bu sorunların çözümü zaman alabilir. Ortada defakto durumlar da var. Bu süreçte bu tür sorunların bir daha yaşanmaması için bazı kuralların belirlenmesi gerekiyor. Zaten Karadeniz'de yeterince gerginlik var ve ara ara da tırmanmayı görüyoruz. Bu son olayda gerginliği artırdı. Biz bundan yana değiliz. Her iki ülke ile de ilişkilerimiz son derece iyi ve yine her iki ülke ile bu gerginliği azaltmaları için gerekli temaslarda bulunacağız. Ama buradan da bu çağrıyı yapmak istedim”
Türk vatandaşlarına Fransa'ya seyahat uyarısı
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Fransa'da yaşanan protesto gösterileri hakkında da konuştu. Fransa'nın göstericilere uyguladığı güç ve Avrupa Birliği'nin tepkini değerlendiren Çavuşoğlu, Fransa'da yaşayan ve seyahat için gidecek olan vatandaşlara uyarı yapıldığını açıkladı.
Avrupa Birliği'ne üye ülkeler arasında da çifte standart yapıldığını ifade eden Bakan Çavuşoğlu, “Biz her şeyden önce gösterilerin barışçıl bir şekilde, Vandalizm'e dönüşmeden yapılmasını tercih ederiz. Gerek ülkemizde gerekse herhangi bir ülkede. Gösteri demokratik bir haktır ve gördüğümüz kadarıyla petrol fiyatlarında artıştan ve diğer bazı sebeplerden dolayı Fransa'da bu gösteriler var. Ama diğer taraftan Fransa'nın da şu anda kullandığı aşırı gücü tasvip etmiyoruz. Özellikle Fransa içişleri bakanının kullandığı tehditkar dilin de olayları tırmandırdığını görüyoruz. Bu konuyu, Yüksek Temsilcisi Mogherini ve Komiser Hahn'la da Cuma günü görüştük. Türkiye'de herhangi bir olay olduğu zaman ders vermeye çalışan ülkelerin, kendi ülkelerinde olduğu zaman agresif ve aşırı bir güç kullanması doğru bir yaklaşım değil. Bir de çifte standarttır. Daha önce gayri resmi dışişleri bakanları toplantısını da beni de davet ediyorlar. Malta'da bir toplantıda söylemiştim. Avrupa Birliği, başka bir ülkede böyle olaylar olduğu zaman verdiği tepki farklı, fakat herhangi üyesi olan bir ülkede bu tür olaylar olduğu zaman daha sessiz. Sadece bu olayları söylemiyorum. Herhangi bir Avrupa değerlerinin aşındırılması ya da bu değerlere aykırı ülkenin politikaları olduğu zaman tepki farklı. Hatta Avrupa Birliği içinde de Macaristan gibi küçük ülkeler olduğu zaman tepki farklı, Fransa gibi ülkeler olduğu zaman tepki farklı. Bunun adına da ‘dayanışma' diyorlar. Üyeler arasında dayanışma önemlidir. Özellikle herhangi bir üyesi ya da bölge zor duruma düştüğü zaman dayanışma göstermek doğaldır. Fakat hukukun, insan haklarının ve Avrupa değerlerinin çiğnendiği bir ortamda, adına dayanışma diyerek bunları görmezden gelmek her şeyden önce Avrupa Birliği'nin kendi değerleri ile çelişmektir. Fransa şu anda görüyoruz ki çok aşırı güç kullanıyor. Hatta bir kapsülden dolayı A Haber'den bir arkadaşımız hafif bir şekilde yaralandı. Sadece bu arkadaşımız yaralandığı için demiyoruz ölenler var ve sağduyu çağrısında bulunuyoruz. Vatandaşlarımıza yönelik de uyarımızı yaptık. 700 binden fazla Fransa'da yaşayan vatandaşımız var. Ayrıca Fransa turizm bakımından da popüler bir ülke olduğu için, Fransa'yı ziyaret eden vatandaşlarımıza da olayların olduğu yerlere gitmemeleri ve dikkatli olmaları konusunda gerekli uyarılarımızı yaptık” dedi.
Çavuşoğlu'nun gündeminde İdlib'de ateşkesin bozulduğuna dair gelen haberler de vardı. İdlib muhtırasına tüm dünyadan destek ve takdir gördüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, en kısa sürede Sergey Lavrov ile görüşeceğini açıkladı. “Provakasyonları ve oyunları bozmamız gerekiyor” diyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu şöyle konuştu:
“Bir taraftan Rusya ile imzaladığımız İdlib muhtırasına tüm dünyadan destek ve takdir gelirken diğer taraftan bu muhtırayı bozmak için çaba sarf edenlerin olduğunu biliyoruz. Bunun içinde ülkeler de var gruplar da var. Oysa Suriye'de siyasi bir çözüm için belki de son fırsat penceresini de bu muhtıra sunmuştur. Şimdi karşılıklı suçlamalar var. Geçtiğimiz günlerde Milli İstihbarat Başkanımız ve Milli Savunma Bakanımız Rusya'ya giderek muhataplarıyla görüştüler. Ben de en kısa sürede Sergey Lavrov ile görüşeceğim. Bu tür provakasyonları, oyunları bizim bozmamız gerekiyor. Ama kim ne kullandı, sahadaki incelemeler devam ediyor. Ortaya çıkar. Öyle görünüyor ki bu İdlib muhtırasından rahatsız olanlar var. Sahada da var ama dışardan da var. Ama biz bu tür oyunlara gelmeyeceğiz ve Suriye'de siyasi bir çözüm için anayasa komisyonunun hayata geçmesi önemli. 2 gün önce bizlerin de katkısıyla rejim ve muhalifler arasında tutukluların karşılıklı serbest bırakılması dahil bazı güven artırıcı adımların da arttığını görüyoruz. Bunların hepsi esasen rejim ve muhalefetin siyasi süreç için bir araya geldiğini gösteriyor. Biz bu sürece sadece destek vermedik, aracılık ettik. Türkiye olarak bu İdlib muhtırasının korunmasının yanında siyasi çözüm için çabalarımızı sürdüreceğiz. Bu konuyu da yakından takip ediyoruz. Gerçekler de kısa süre içinde ortaya çıkacaktır”.
“Uluslararası soruşturmada Türkiye tam bir işbirliği yapacaktır”
Basın toplantısında son olarak Cemal Kaşıkçı cinayetindeki durumu değerlendiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin isteyen her ülke ile bilgi ve belge paylaşımı yaptığının altını çizdi. Cinayeti işleyenlerin ve şu anda Suudi Arabistan'ın elinde olan kişilerin Türkiye'de de sorgulanması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, “Soruşturma bizim tarafımızdan kapsamlı ve yoğun bir şekilde devam ediyor. Tabii her aşaması başsavcılık tarafından açıklanmaz, gizlilik var. Diğer taraftan bizim yürüttüğümüz süreç tüm dünya tarafından da takdirle karşılanıyor. Elimizdeki bilgileri, bulguları isteyen ülkelerle de paylaştık. Amacımız bu cinayetin tüm boyutları ile aydınlatılmasıdır. Cevap aradığımız sorulardan bir tanesi de Kaşıkçı'nın cesedi nerede, nereye gömüldü, ne yapıldı? Bu cinayeti işleyenler şu anda Suudi Arabistan'ın elinde olduğu için doğrudan bir sorgulama yok. Dolayısıyla Suudi Arabistan başsavcısının bu konuda bilgi vermesi gerekiyor. Sadece bizden bilgi almaya çalışmak bu cinayetin tüm boyutlarıyla açığa çıkması için yeterli olmaz. Bu kişileri onlar sorguluyorlar hatta bize vermeleri gerekiyor, bizim de sorgulamamız gerekiyor. Yerel işbirlikçiler kim ve bu talimatı kim verdi, arkasına kim var? Tüm bu sorular henüz cevaplanmadığı için uluslararası camiadan da, “uluslararası bir soruşturma ihtiyacı vardır” sesleri gelmeye başladı. En son Cenevre'den bazı raportörlerin, genel sekretere bu konuda bir BM soruşturma yapılması çağrısı da bunun bir göstergesidir. Uluslararası soruşturmada Türkiye tam bir işbirliği yapacaktır. Tüm belge, bilgilerin paylaşımı dışında gereken ne ise her türlü desteği verecektir” dedi.
Güncelleme Tarihi: 26 Kasım 2018, 15:13