Tarım Sektöründe dalgalanmalar

Ülke olarak Eylül ayının yaklaşık yarısını tatil yaparak geçirildiğini hatırlatan Çandır, “TÜİK, ekonomimizin 2. üç aylık büyüme performansını da ilan etti. 26. çeyrektir büyüme sağlayan ekonomimiz 2016 ilk çeyreğindeki yüzde 4,7 ‘lik büyümeden sonra ikinci çeyrekte de eksi yüzde 34 kayıpla yüzde 3,1’lik bir büyüme gerçekleştirmiştir. Yine 2. çeyrekte, geçen yılın aynı dönemine göre, eksi yüzde 16’yı aşan bir büyüme kaybı yaşamış durumdayız. Tarım sektörü ise, son 26 çeyrek boyunca kesintisiz büyüyen genel ekonomiye karşın 2. kez eksi yüzde 1 oranında küçülme yaşamıştır. Sektörümüzün üzerindeki baskıyı ve yaşadığımız darboğazı uzun bir dönemdir ısrarla dile getirmekte ve çözüm önerilerimizi ifade etmekteyiz.

Sürekli büyüyen bir ekonomide üç temel sektörden biri olan ve stratejik bir öneme sahip bulunan tarımın büyüme performansındaki bu türden ciddi dalgalanmalar, sadece bizleri değil diğer tüm sektörleri de olumsuz etkilemektedir. Son yıllarda tarımdan kaçışı tetikleyen bir diğer unsur da büyüme performansındaki genel ekonomik eğilime uymayan gerçekleşmelerdir. Antalya tarımı ise son bir yıl başta olmak üzere yıllardır genel tarımsal sorunlarının üzerinde sorunlar yumağı ile baş etmeye çalışmaktadır. Ülke olarak tarımsal ihracatımız üretimimizin yüzde 15-20’si düzeyindeyken Antalya tarımsal ihracatı, üretiminin yüzde 30’unu aşmaktadır” dedi.

Antalya tarımı küresel baskı içinde

2010 yılından bu yana tüm emtia fiyatlarında olduğu gibi tarımsal ürün fiyatlarının da küresel piyasalarda ciddi düşüş içerisinde olduğunu kaydeden ATB Başkanı Ali Çandır, “Antalya tarımı kendi içindeki sektörel sorunlarının yanında ilave olarak küresel bir rekabet baskısı altında da bulunmakta. Tüm bu zorluklara rağmen sektörümüz faaliyetlerini sürdürme ve büyütme azmindedir” diye konuştu.

İstihdam ve işsizlik rakamları

Bu ay içerisinde ilan edilen istihdam ve işsizlik rakamlarına da değinen Çandır, “bizleri endişeye sevk eden sadece işsizlik oranındaki artış değildir. Yüzde 10,2 olarak ilan edilen işsizlik ile yüzde 12,2 olarak ilan edilen tarım dışı işsizlik oranları her ne kadar aşırı yüksek olsa da özellikle yüzde 47 düzeyinde katılaşan ve uzun bir süredir değişmeyen istihdama katılım oranı bizlerde ciddi endişe yaratmakta. Çünkü ne gelişmiş ne de gelişmekte olan ülkelerde böylesine düşük ve katılaşmış bir istihdama katılım oranı bulunmamakta. Yani özellikle iş gücüne katılımı karşılayacak düzeyde yatırım ve istihdam ortamı yaratamamaktayız. İlan edilen büyümeye en çok katkı yapan unsurları incelediğimizde, görmekteyiz ki ilk sırada kamu ve özel tüketim harcamaları ile ithalat gelmektedir. Hükümetimiz gerek kamu alacaklarıyla ilgili borç yeniden yapılandırması,

gerek tüketici kredileri ve kredi kartları alanlarında sağladığı kolaylıklar; bir taraftan piyasada var olan nakit sıkıntısını daha da arttırıcı etki yaratırken diğer taraftan da hane halkı tüketim iştahını kabartma yolunu seçmiştir.”

Tarımsal üretim ve hasat dönemi

Antalya’nın tarımsal üretim ve hasat dönemine girmeye hazırlandığını belirten ATB Başkanı Çandır, “Antalya tarım camiasına kazançlı bir sezon dilerim. Şu günlerde hasadı başlayan nar ve hasadı başlamak üzere olan zeytinde, üretici, komisyoncu ve ihracatçı kesimleri ciddi endişelere sahiptir. Ülkemiz 446 bin ton nar üretiminin 107 bin tonunu ilimiz gerçekleştirmektedir. Yani her 4 nardan 1’ini Antalya’da yetiştirmekteyiz. Nar hasadı şu günlerde bazı bölgelerimizde başladı. Bu yıl rekoltenin yüzde 30 gibi bir oranda yüksek olması ve daha erkenci çeşitlerin de pazara yüksek tonajda girmesi nedeniyle 50-70 kuruş arasında üretici fiyatı bulmaktadır. Hasadı başlayacak zeytinde ise bu yıl, yüksek rekolteli bir sezon yaşacağız. Bölgemiz zeytin ve zeytinyağı üreticisinin ve ticaret erbabının ülke genelindeki konumu her geçen yıl gelişmektedir” dedi.

Rusya pazarı yasağı

Rusya pazarının hala belirsizliğini koruduğunu savunan Çandır, “Nar 17 Mart’ta biber ile birlikte yasaklanan ürünler arasında yer aldığından, geçtiğimiz yıl Rusya pazarının nara olumsuz etkisi altında kalmamıştı. Ancak bu yıl kapıların kapalı olması nedeniyle üretici malının elinde kalması ve zarar etme endişesi içerisindedir. İhracatçı ise risk maliyetlerinin yüksekliği ve sınırlı pazar nedeniyle sıkıntılı durumdadır. Gerek üretici, gerek ihracatçılarımız için önümüzdeki 15 gün kritik öneme sahiptir. Bu kritik önem önümüzdeki günlerde başlayacak olan yaş meyve sebze, kesme çiçek ve narenciye içinde geçerlidir.

Şimdiye kadar yaptığımız sözlü ve yazılı taleplerimizi bir kez daha yineliyoruz. Antalya tarımsal üretiminin bir yıl daha kaybetmeye direnci yoktur.”

Başkan Çandır, bu yıl 26-30 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan YÖREX - Yöresel Ürünler Fuarı’nın artık tüm Türkiye’nin Antalya’da buluştuğu geleneksel bir fuar haline geldiğini söyledi.