Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Koşun, küresel ısınma ve tektonik hareketlerle son 6 bin yıldan günümüze kadar deniz seviyesinin yaklaşık 40 santimetre yükseldiğini belirtti. Koşun, bu verileri Antalya sahillerinde sıkça görülen yalıtaşları üzerindeki çalışmalardan elde ettiklerini belirterek, bu yalıtaşlarının bazı yerlerde su altında, bazı bölgelerde ise su üzerinde olduklarını söyledi. Koşun, sahillerdeki yalıtaşlarının uzman ekip incelemeden kırılmaması uyarısında bulundu.
Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Koşun, 2009 yılında Fransa, Yunanistan ve Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden bilim adamları ile birlikte Yunanistan’dan Akdeniz’de İskenderun sahillerine kadar kıyılardaki jeolojik oluşumlardan beach rock (yalıtaşı) üzerinde yapılan çalışmaya katıldı. Çalışmada yalıtaşlarının Gazipaşa, Alanya ve Manavgat’ta kıyıda, Konyaaltı ve Kemer bölgelerinde ise su altında olduğu görüldü. İskenderun’da ise yalıtaşlarının kaya şeklinde sahil bandında yer aldığı araştırmalarda ortaya çıktı. Yalıtaşlarının bulundukları yerlerin farklı olmasının nedeni ise küresel ısınma ve tektonik hareketler olduğu belirlendi. Çalışmada ayrıca son 6 bin yıldan günümüze kadar yaklaşık 40 santimetre deniz seviyesinin yükseldiği de tespit edildi.
Çalışma hakkında bilgiler aktaran Prof. Dr. Erdal Koşun, 2009 yılında iklim değişiklikleriyle ilgili bir çalışma yaptıklarını ve amaçlarının Akdeniz’deki deniz seviyesinin son 20 bin yıldaki değişimini incelemek olduğunu dile getirdi. Yerli ve yabancı araştırmacıların katılımıyla yaptıkları çalışmanın kapsamının Yunanistan sahillerinden başlayıp, Türkiye kıyılarında Kaş, Finike, Kemer, Antalya, Alanya ve İskenderun’a kadar devam eden bir çalışma olduğunu kaydetti.
“Deniz seviyesi son 6 bin yılda 40 santimetre yükselmiş”
Çalışmaların bir kısmının yayınlandığını, halen yayınlanmaya devam eden bölümlerinin olduğuna değinen Koşun, “Biz bu çalışmayı yaparken beach rock (yalıtaşı) üzerinde çalışma yaptık. Bu kayaçlar, oluştuğu dönemdeki deniz seviyesinin kara ile denizin birleştiği yerde oluşması açısından önemli bir jeolojik materyaldir. Önemli bir bilimsel veridir. 20 bin yıl içinde bu kayaçlar oluşuyor. Çalışmanın sonucunda ise Akdeniz’de son buzul çağı (günümüzden 21000 yıl kadar önce) sırasında günümüze kıyasla üç kat daha fazla buzulun bulunduğu ve Holosen’de başlayan ısınmanın etkisi ile buzulların çok hızlı bir şekilde erimeye başlayarak deniz seviyesini günümüzden 6 bin sene kadar önce 120 metre yükselterek tektonik olarak aktif olmayan bölgelerde takriben bugünkü seviyesine getirdiği genelde kabul gören bir yaklaşımdır. Son 6 bin yıldan günümüze kadar yaklaşık 40 santimetre deniz seviyesi yükselmiş” dedi.
Koşun, bu yükselmenin sebeplerinden birinin buzulların erimesi, diğerinin ise tektonik hareketlere bağlı olduğunu belirtti.
“Çökme ve yükselme olmuş”
Erdal Koşun, çalışmalarına göre Akdeniz’deki deniz seviyesinin değişimlerinin göreceli lokal tektonizmaya bağlı olarak değiştiğini bildirdi. Son 6 bin yıldan günümüze kadar geçen zamanda deniz seviyesinde 40 santimetrelik bir oynama olduğunun altını çizen Koşun, “Bu süre içinde yalıtaşları, denizle karanın birleştiği yerde oluşan kayaçlar, bugünkü deniz seviyesine göre Alanya’nın batısında 2-3 metre su altındayken, Demre Kekova’da ise batık şehir su altındayken, İskenderun tarafında 6-7 metre yukarıda olduğunu görüyoruz. Bu da ülkemizi bir bütün olarak düşündüğümüzde Alanya’nın batısında çökme, doğusunda denize seviyesinin değişimleri yükselmeyle sonuçlanmış. Son 6 bin yıl içinde iklimsel değişimlerden ziyade tektonik kökenli olduğu ortaya çıktı” diye konuştu.
“Yalıtaşları tahrip edilmemeli”
Jeolojik materyallerin oluşumunun çok uzun yıllara dayandığının altını çizen Koşun, “Öyle 50-100 yılda değil, yalıtaşları da 20 bin yıl içinde oluşuyor. O nedenle jeolojik materyallerimizi korumamız gerekiyor. Doğal varlıklarımızı bilinçli kişilerden görüş aldıktan sonra üzerinde müdahale yapılması doğru olacaktır. Yalıtaşları bizim bilimsel çalışmalarımızın temelini oluşturuyor. 2009 yılında belediyenin turizme hizmet amaçlı yalıtaşlarını dozerle kırdığını gördük. Bu çok yanlış bir tutum. Bu yalıtaşları aynı zamanda dalga kıran görevi görüyor. Bu kırıldığı zaman dalga kıran yok ediliyor, denizi karaya açık hale getiriyorsunuz. Alanya civarında karayolları şantiyesinin burada sürekli yol tadilatı ile uğraşmasının sebebi yalıtaşlarının kırılmasıdır” diye konuştu.
Koşun, iyi niyetle turizme hizmet amacıyla kırılan yalıtaşlarının geri dönüşü olmayan doğal tahribata sebep olduğunun altını çizdi.
“Konyaaltı sahilinde kayaçlar derinlikte görüntülendi”
Mehmet Gökoğlu’nun Konyaaltı Sahili'nde 10-12 metrelik mesafede su altında yalıtaşlarını tespit etmesini yorumlayan Koşun, “Görüntülerdeki kayaçlar bizim Kaş’tan İskenderun’a kadar devam eden ve yalıtaşı olarak adlandırdığımız kayaçlardan. Suyun altında olduğu için bunları tespit etmek kolay değil. Ancak su altı ekipmanıyla dalgıç vasıtasıyla tespit edebiliyoruz. Bu da gösteriyor ki deniz seviyesinin oluştuğu döneme ait deniz seviyesinin izlerini taşıyan yalıtaşlarıdır. O dönem derken yaklaşık 6 bin yıl öncesinin deniz seviyesinin yalıtaşlarının izledi. Bu yalıtaşlarını zaman zaman bugün İskenderun tarafında suyun üzerinde gördüğümüz gibi, Alanya’nın batısında suyun altında görüyoruz. Sebebi de tektonizmadandır. Türkiye’nin doğusundaki ve batısındaki bölgesel yerel tektonik hareketlerle, İskenderun tarafı yükselirken, Alanya’dan batıya çöküş olmuş” ifadelerine yer verdi.
Yalıtaşı, kıyı bölgesinin gelgit arası kesiminde kum ve çakıl boyutlu sedimanların karbonat çimento ile bağlanarak taşlaşması sonucu oluşmuş kayaç yapılardır.