İstanbul'da düzenlenen 'subtropikal koşullarda muz yetiştiriciliği' sempozyumunun arazi ziyaretleri bölümüne Türkiye'nin en önemli muz üretim noktalarından olan Alanya ev sahipliği yaptı. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile Alanya Muz Üreticileri Birliği öncülüğünde gerçekleşen incelemede muz yetiştiriciliği, ıslah, hastalık ve zararlılarla mücadele konularında yapılan sunumların ardından, Alanya’da saha incelemesi gerçekleştirildi. Ziyaretin kafile başkanlığını Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr Hamide Gübbük yaptı. Gübbük inceleme heyetine örtü altı alanda muz yetiştiriciliğinin ülkemizde nasıl yapıldığını anlattı, soruları yanıtladı.Dünyanın farklı ülkelerinden bilim insanları, Alanya'daki muz üretim ve paketleme tesislerine giderek incelemede bulundular. İnceleme sırasında diğer ülkelerde görülen bazı muz hastalıklarının Alanya'da görülmediği belirtildi.
Bilim insanları serada hem muz ağaçlarını hem de yetiştiricilikle ilgili diğer unsurları ayrıntılı olarak inceleme fırsatı buldu. Yabancı misafirler inceleme esnasında bol bol fotoğraf çekti ve Gübbük'ün anlatımları kayıt altına aldı. Avustralya, Belçika, Brezilya, Burundi, Çin, Fransa, Mısır, Pakistan, Uganda gibi farklı ülkelerden 15 kişilik bilim insanı muz serası incelemesinin ardından kendi has aroması ile dikkat çeken açık alanda yapılan yetiştiriciliği gözlemleme fırsatı buldu.
“Küresel ısınma don riskini düşürdü”
Ülkemizde sadece sofralık muz yetiştirildiğini kaydeden Gübbük, “İstanbul’da 30’ncu dünya bahçe birlileri konferansını organize ettik. 30’un üzerinde konferans yapıldı ve bunlardan biriside muzla ilgiliydi. Tropik ve subtropik farklı ülkelerden araştırmacılarla muzun yetiştiriciliğinin yoğun olduğu Alanya’da arazi gezisi düzenledik. Dünya’da birçok ülkeyi gezdim. Dünya ile kıyasladığımızda ülkemizde muzun geldiği yer şuan çok iyi düzeyde. Özellikle tropik ülkelerde hastalık ve zararlılar mücadele varken bizde çevre stresi vardı düşük sıcaklığınetkisiyle don zararını görüyorduk. Ancak son yıllarda global ısınmanın da etkisiyle don zararları gittikçe azalmaya başladı. Kalitede ilerleme var. Özellikle tüketicinin sofrasına gelinceye kadar aşamada kat edecek yolumuz var. Yetiştiricilikte dünya standartlarını yakaladığımız düşünüyorum. Pazarlamasında da iyi bir yere geleceğimizi düşünüyorum” dedi.
“Muz mutluluk veriyor”
Pişirilerek yenen (plantain) muzun da olduğunu ifade eden Gübbük,”Aslında pişirilerek yenen muz, alternatif sebze çok olduğu için yaygın değil. Bizde patates, pirinç neyse özellikle Uganda ve Hindistan’da plantein O. Bizde sofralık var ilerde belki bizde yaparız. Biz biraz yiyecek içecek konusunda biranda alışamayız tıpkı avokadoda olduğu gibi. Ülkemize geleli uzun zaman olmasına rağmen son yıllarda popüler oldu. Pişirilerek yenen muzları deneyip göreceğiz. Özellikle muz potasyum bakımında ve bazız mikro elementler bakımında zengin. Özellikle serotonin salgılayarak mutluk veriyor. Kendimde hem yiyorum hem yetiştiriyorum belki o sebepten her zaman pozitifim” diye konuştu.
“Açık ve kapalı seralarda incelemelerde bulunduk”
Alanya'nın dünyada ileri düzeyde muz üretime sahip olduğunu aktaran Muz Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Şenli, “Miktar olarak değil ancak teknik olarak muz üretiminde söz sahibi olduğumuzu gelen misafirlerimiz sayesinde duyurmayı amaçladık ve bunda da başarılı olduğumuz düşünüyoruz. Alanya’da 5500 dekar kapalı ve 8000 dekar açık alanda muz yetiştiriciliği var. Bunun yanı sıra Gazipaşa ve Anamur’u eklediğimiz zaman geniş bir alanda öncü olduğumuz düşünüyoruz. Karşılıklı bilgi alışverişi ile misafirleri ağırladık açık ve kapalı seralarda incelemelerde bulunduk. Sarartma tesisi ve hal ziyareti ile muzun yetiştirilmesi ve paketlenme tesisi ziyaretleri ile bilgilerimiz sunduk” değerlendirmesinde bulundu.
“Zor koşullarda nasıl bu işin başarıldığını görmek istedik”
Heyet adına konuşan Belçikalı akademisyen İngevan Den Bergh, “İçimizde farklı tropik koşullardan gelenler var. Zor koşullarda nasıl bu işin başarıldığını görmek istedik. Yetiştirici ilgisini görmekten mutlu olduk. Burada abiotikstres dediğimiz çevre stresi var ancak tropikaller de zararlı ve hastalık var. Burada en azından oransal nem düşük ve kurak olduğu için hastalık ön plana çıkmıyor ve yetiştiricilik ilerleyebilir. Bu olay muz yetiştiriciliği için önemli bir avantaj” ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 20 Ağustos 2018, 18:15