CHP, İyi Parti ve MHP Alanya ilçe teşkilatları ve STK’ların temsilcileri Yeşilöz'deki Aytemiz Akaryakıt Dağıtım A.Ş’nindolum tesislerinin kapasite arttırım talebine verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporunun iptali için dava açtı.
23’ncü dönem MHP Antalya milletvekili Hüseyin Yıldız, CHP Alanya ilçe başkanı Coşkun Karadağ, İyi Parti Alanya ilçe başkanı Yücel Apaydın ve MHP Alanya ilçe başkanı Mustafa Türkdoğan, bazı STK temsilcileri ve yöre halkından vatandaşlarında olduğu aralarında bulunduğu 19 kişi avukatları aracılığı ile kapasite arttırım talebine verilen ÇED olumlu raporunun iptali için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na dava açtı. Dava dilekçesini CHP adına avukat Mehmet Can Karagöz, İyi Parti adına avukat Zeynep Kıvanç Güzel ve MHP adına da avukat Metin Küçük imzaladılar.
“HAKSIZ VE TARAFLI”
Antalya ili, Alanya ilçesi, Yeşilöz Mahallesi, Yeşilöz Deresi mevkiinde Aytemiz Akaryakıt Dağıtım A.Ş tarafından yapılması planlanan “yanaşma dolfeni tesisi kapasite artışı projesi” ile ilgili olarak 15 Kasım 2019 tarihinde davalı bakanlık tarafından verilen ÇED olumlu kararı hakkında ivedilikle ve öncelikle yürütmeyi durdurma kararı verilmesi ÇED olumlu kararının iptali ve “kapasite artışının iptal edilmesi” ne yönelik duruşma istemli dava dilekçesinde, ÇED raporunun etkili ve işlevsel olmadığı, halkın katılımının olmadığı ve tüm sürecin şeffaf olarak tartışılmadığı, olası tehlikeler ve çevre felaketlerinin halka tam olarak izah edilmediği, menfaat dengesini gözeten eşit, adil ve tarafsız olmaktan çok ama çok uzak bir sürecin sonucu ortaya çıkmış haksız ve taraflı ÇED kararıdır vurgusu yapıldı.
DOĞAYA ZARARLI
Dava dilekçesin de iptal isteminin gerekçeleri de maddeler halinde sıralandı. Halkın katılımı toplantılarında idari işlemin unsurlarına aykırılık olduğu iddia edilen dilekçe de, “ÇED toplantı duyuruları ve halkın katılımı tesisin ilk kurulduğu 2004’ten beri engellenmeye çalışılmıştır” denildi. Tesisin kurulduğu bölge Alanya-Gazipaşa istikametinde yaklaşık 15 kilometrelik el değmemiş ve korunan sahilleri ile tertemiz denizi ile de çok önemli bir çevre koruma, carettacaretta yuvalama ve kum zambaklarının bölgede yetiştiği tek yer olduğu için doğal koruma bölgesidir denilen dilekçe de “Türkiye Cumhuriyeti’nin de taraf olduğu BERN ve CİTES- Tehlike Altındaki Türler Antlaşması çerçevesinde gerekli tedbirlerin alınması gerektiği ortadadır” ifadeleri kullanıldı.
TRAFİK YOĞUNLUĞU YARATACAK
Tesisin Alanya ve yöre için yaratabileceği diğer tehlikeler den birisinin de, 350 metre uzunluğun da dev tankerlerin her hafta yanaşması ve petrol boşaltılmasına izin verilmesi çevresel bir felakete davetiye çıkarması olduğu belirtildi. “Hali hazırda aktif olarak çalışan ve genişletilmek istenen tesisin keşif sırasında görüleceği üzere herhangi bir terör ve bilişim saldırısına ve bu saldırı sonucu oluşabilecek çevre felaketine ve insan kaybına karşı da tamamen korumasızdır” denilen dilekçe dekapasite arttırılması durumunda günlük yüzlerce tankerin 7/24 hiç durmadan çalışacağı, bu durumunda aşırı trafik yoğunluğu yaratacağı, bu tankerlerin sebep olacağı en ufak bir trafik kazasının avrupa ve dünya basının da Türkiye turizmini bitirmeye yönelik bir propaganda aracına dönüşebileceği ifadelerine yer verildi.
“SIZINTI TÜM ŞEHRİ ETKİLER”
Tesisin bulunduğu yörenin büyük tarım arazilerinde avokado yetiştiriciliği ve kapalı muz yetiştiriciliği yapıldığı belirtilen dava dilekçesin de depolama tesisinden bir şekilde sızacak petrolün yer altı sularına karışmasının önüne geçilmez bir çevresel ve sosyoekonomik felaketin nedeni olacağına dikkat çekildi. 200 bin yatak kapasitesiyle turizm şehri olan Alanya’nın tanıtımına vurulmuş bir darbe olarak nitelenen tesisin kapasite artışının zincirleme reaksiyonlara ve en ufak bir sorun da telafisi güç ve imkansız zararların oluşacağı hatta en basit sızıntı da on yıllarca sürecek bir kirliliğin oluşacağı vurgulanan dilekçe de yürütmenin durdurulması kararı verilmesi istendi. Deniz akıntısının dipten Alanya istikametine doğru olduğu vurgulanan dilekçede,”en basit sızıntı da 2 saat içerisinde şehir merkezi tamamen etkilenecektir. Bu bakımdan söz konusu projenin sıradan bir gölet veya santral olmadığı da dikkate alındığın da proje etki alanının bütün bir şehir olduğunun kabulü zorunludur” denildi. Güncelleme Tarihi: 07 Aralık 2019, 09:55