Tahsisin iptali için dava açan vatandaşlar, bölgede çok sayıda tarihi değerli olan mağara bulunduğunu ve buraya yerleşke yapılmasına nasıl izin verildiğini anlamadıklarını dile getirdiler. Tahsis edilen arazi üzerinde arsası bulunan Ali İhsan Yüksel, atalarından kalan arazi üzerinde tabutunu ve mezarını şimdiden hazırladığını belirterek, “Ata yurdumdan başka bir yere gidemem. Bir yerden göçmen olarak gelmedim, benim yerim yurdum burası” diye konuştu.
Yüksel ve bölge halkı, adaletin vereceği kararı bekliyor. 1970 yılında orman sınırının çevreyolunun üst tarafında bulunan noktadan bir kilometre yukarıya kaydırıldığını aktaran bölge sakinlerinden Yüksel, çalışmaların zorlaşacağı için inşaat alanının aşağıya kaydırıldığını öne sürdü. Hacıbaba Mezarlığı karşısındaki yoldan başlayarak Hacıince Et Entegre Tesisleri'nin yanından geçen ve Cikcilli Mezarlığı'na uzanan arazide çok sayıda arsa sahibi olduğunu belirten Yüksel, “Burası aslında şimdi ismi Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi olan devlet hastanesine tahsis edildi. Sonra arazide mağaralar olduğu için hastanenin başka bir yere yapılmasına karar verildi. Şimdi aynı bölgeye üniversite yerleşkesi yapmak istiyorlar. Burası bizim ata yurdumuz. Burada hissedar olarak yaklaşık 100 kişi yaşıyor. Bölgede 1800-1900 yılından kalma evlerin yıkıntıları var. 30-40 yaşındaki portakal, zeytin, harnup, incir ağaçları bu bölgede bulunuyor. Burası bize Atatürk’ten bir emanet. Ben şehit torunuyum. Buraya sahip çıkmazsam kimse sahip çıkmaz” dedi.
ALKÜ yetkililerine ve Ak Parti Alanya İlçe Teşkilatı'na seslenen Yüksel, “Hak, adalet, vatandaşlık, insan hakları hakkı var ise burası bizim ata yurdumuz. Yer yok değil. Orman yeri Gedevet’e kadar gider. Yolun altına inmesinler. Biz de onlara yardımcı olalım. Çalışmalar zorlaşacak diye inşaat alanını yukarıdan aşağıya kaydırmışlar. Kolaya kaçmışlar. 1970 yılında çevreyolunun üst tarafında bulunan bir taşın üzerinde O.S. yani 'orman sınırı' diye yazıyordu. Şimdi 2022 yılına dayandık. Sınırı ortalama 500 metre-bir kilometre arasında yukarıya kaydırdılar. Buranın tamamını ölçtürdüm ama 2B’yi kabul etmediler. Bu alanın ecrimisilini veriyorduk. İmar Barışı için masraf ettik. Emlak Vergisi’ni yatırıyoruz. Üniversiteden adamlar gelmiş. Bir de kira bedeli yatırıyoruz. Biz atamızın yurduna yerleşenleriz ama onlar daha dün geldi” diye konuştu.
Arazideki çalışmalara ilişkin mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı aldığını dile getiren Yüksel, “Süreç işleyecek. Hak, adalet neyse o olacak ama elbet bir gün mazlumun ahı yerde kalmaz. Mezarımı da kazıp hazırladım. Önüne bayrağımı da diktim, dalgalanıyor. Tabutum da hazır. Ata yurdumdan başka bir yere gidemem. Bir yerden göçmen olarak gelmedim” ifadelerini kullandı.
Aynı bölgede yaşayan İbrahim Yüksel de, “Biz yıllardır bu arazileri ekiyor, dikiyoruz. Bu bölgede höyük ve mağaralar olduğu için hastane projesi iptal edildi. Buraya nasıl olup da üniversite alanı yapılıyor, şaşırıyoruz. Nasıl olur buraya geldiler, ölçtüler? Teyit ettiler. Yine nasıl oldu, kabul edildi? Buna şaşırıyoruz. Burada daha önce mağaralar olduğu kabul edildi. Biz hiçbir zaman üniversiteye karşı değiliz. İnsanlara yararlı olan şeye karşı değiliz ama burası da bizim ata yurdumuz. Buradan terk edilmemizi asla kabul etmiyoruz. Devletimize güveniyoruz. Buranın vatandaşlara verileceğine inanıyoruz. Buranın bizlere verilmesini istiyoruz" dedi.