Alanya’nın Dimçayı bölgesinde ikincisi planlanan ve ÇED süreci başlatılan Hidroelektrik Santrali (HES) projesine karşı çıkmak için düzenlenen halkın katılımı toplantısı gerçekleştirilemedi. Görevliler toplantıya katılım olmadığı için ‘Katılım olmadı’ yazan tutanak tutarak bölgeden ayrılmak zorunda kaldı. Bölgeye HES projesi yapılmasını istemeyen mahalle halkı ıslıklarla sevinç yaşayarak yetkilileri protesto etti. Jandarma da bölgede güvenlik önlemi aldı.
Dim Alacami Mahallesi’ne HES projesinin yapılmamasını isteyen Alanya’daki siyasiler ve sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar bölgeye giderek tepkilerini gösterdi. Mahalleli olan Ali Özsoy, halkın HES projesine karşı olduğunu söyledi. Özsoy, “Mahalledeki bu organizasyonu desteklemek için geldik. İnşallah mahallemize iş makineleri girmeyecek. Mahallemiz doğal güzelliğini koruyacak. Tarım, endemik bitki çeşitleri zarar görmeyecek. Köylü tarım yapabilecek. Birinci raundu kazanmamız güzel oldu. Köylüler başta olmak üzere halkın desteği var. Alanya’dan epeyce destek gördük. Bundan dolayı mutluyuz” dedi.
“HES FIRTINALARINI DURDURUN”
Ülkenin son 50 yılın en kurak dönemini yaşadığını vurgulayan CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer de, “HES’lerin Türkiye’ye katkısı ne? Bunu hesaplamak lazım. Birçok yerde HES’ler ile tarımsal sulama konusunda çiftçiler arasında büyük çatışmalar başladı. Yağış rejimi değişiyor. Yağış azaldıkça aşırı derece su ihtiyacı doğuyor. Çiftçiler ekim, üretim yapamaz duruma gelmiş. Rant yüzünden Türkiye’deki bütün suları zapt etmek ilerde çok büyük sorunlar doğurur. Türkiye kuraklığa gidiyor. Bu önümüzdeki dönemde gıda yokluğuna yol açabilir. Bu sene ülke bir ekmeği 4 liraya yiyebilir. Buğday üretimi yarı yarıya düşmüş. Gelecekte ne olur bilmiyoruz. Bunun için bu HES mevzusunu kapatmak lazım. Sırf para uğruna doğa, insanoğlu ne olursa olsun anlayışıyla devam etmek bu ülkeye yakışmaz. Bu insana, ülkeye ihanettir. HES’i bir ihanet kaynağı olarak görüyorum. Su kaynaklarını hapsetmenin kimseye faydası olmaz. Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum. Bu HES fırtınalarını durdurmaları lazım. Kimseye faydası yok. Mevcut iktidar şu anda Türkiye’ye ihanet ediyor” diye konuştu.
“BİRİLERİ GELİP YAŞAM ALANIMIZI KISITLAYIP YOK EDEMEZ”
Dim Alacami Mahallesi Muhtarı Kerim Teker de, “Alacami sadece Dim Alacamililerin değil, doğayı, hayatı, neşeyi, yaşamayı seven herkesindir. Burada yurt dışından dahi misafir ağırlıyoruz. Derelerimiz tamamen yok ediliyor. Dim Alacami’nin girişinde tellerle çevrili bir cezaevine girer gibi bir kabusla karşılaşıyoruz. İkincisi burada yapılmakta. Bu süreçte hepimizin bu taşın altına elimizi koyup HES’e karşı çıkmamız lazım. Ben hiçbir zaman kalıcı değilim ama Dim Alacami her daim kalıcı. Torunlarımıza yaşanabilir bir Dim Alacami bırakmak istiyoruz. Birileri gelip yaşam alanımızı kısıtlayıp yok edemez. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, valimize, kaymakamımıza sesleniyorum. Bu projenin bir an önce iptalini istiyorum. ” ifadelerini kullandı.
“NEDEN SUYUMUZU HAPSEDİYORLAR?”
CHP İlçe Başkanı Coşkun Karadağ da, “Buradan hükümete sesleniyorum. Ülkemizde enerji üretilecek birçok mecra, alan, hatta bu enerji üretiminde topluma faydalı olacak birçok konu varken neden suyumuzu hapsedip de neden köylümüzü zorda bırakıp da neden Alacami’yi zora sokarak bir HES yapılmak isteniyor? Tüm insanlar bir haykırış içinde. Suyumuza, Alanya’mıza dokunma diyor. Bu ülkenin insanları Türkiye’deki HES projelerine tepki gösterdi. Neden hala ısrarla birçok firmayı korumak adına HES’te ısrar ederler? Bunu anlamak mümkün değil. Bu HES konusunda halkı cezalandırmaktan başka bir şey değil. Biz süreci takip edeceğiz. İlk bölümde köylülerimiz burada imza atmayarak bir kazanım elde ettik ama ne yapacakları belli olmayacağı için çevreci platformcu arkadaşlarla süreci takip edip edeceğiz. Alanya’ya yeniden bir HES projesi yaptırmamak için tüm siyasi ve çevrecilerle mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
“YAĞMA POLİTİKASINA DUR DEMENİN ÖRNEĞİNİ GÖSTERDİLER”
Avukat Canel Durak ise, “Burada güzel bir yapıldı. Aslında halkın bir araya geldiğinde dayanışma örgütlediğinde bu saldırılara, talana, yağma politikalarına nasıl dur diyebileceğinin somut bir örneğini göstermiş oldular. Bu yağma Alanya’nın göz bebeği, biricik değeri Dim Çayı’na gözünü dikmiş bir avuç sermayenin kar hırsından ibaret değil. Tüm ülkeye yayılan bir yağma süreci var. Buradaki dayanışmayı memleket hattına yaydığımızda nasıl da engelleyebileceğimizin de aslında bir örneğiydi. Yanımızdan su akıyor. Bu halkın bir değeri. Burada insanlar tarım yapıyor. Bu suyu kullanıyor. Dağda keçiler bu suyu içerek büyüyor ama sermaye doğmuyor. Daha fazlasını istiyor. Birinci santrali yaptılar, ona engel olamadık ama bu sefer Alacami halkı kararlı. İkincisini yaptırmak istemiyoruz. Bu Alanya’ya, ekosisteme, doğa, tarıma, her şeye zarar verecek. En başında halka zarar verecek.” diye konuştu