Yeni'nin kaleme aldığı yazı şu şekilde:
Uzun zamandır güzelim ülkemdeki şu hayat pahalılığının gidişatını büyük bir şaşkınlıkla izliyorum.
Hiçbir geliri olmayan ve sayısı milyonları geçen işçi ve Bağ-Kur emeklisini, en düşük ev kirası olan 2500 ₺'ye mahkûm edip, sefalete, ölüme terk edişlerine mi şaşırayım, özellikle işçi ve Bağ-Kur emeklilerine ve emekçilere yaptıkları zammı, yeni yılın ilk 10 gününde kat kat geri almalarına mı şaşırayım!!!
Özellikle bu konuda yani emekli maaşı konusunda muhalefet, iktidara gelmeleri halinde en düşük emekli maaşını asgari ücret düzeyine çıkaracaklarının sözünü vermeliler, hatta seçim vaatlerinin ilk sıralarına koymalılar.
.
Başta elektrik olmak üzere, temel ihtiyaçlara yapılan, şirazeden çıkmış, freni patlamış kamyon gibi, dur durak bilmeyen bu zam yağmurları, emeklinin, emekçinin, öksüzün, yetimin, garibanın, kısacası gelir düzeyi düşük özellikle asgarî ücret ve altında kalan milyonlarca insanı tarumar, perli perişan etti.
Dahası bu zamlar nerede duracak, nasıl duracak, kim durduracak belli bile değil...
Rayından, kontrolden çıkmış, dur durak bilmeyen bu zam yağmurları, tabiri caizse hepimizin nevrini döndürüp, kimyamızı bozdu.
Geçmişe dönüp bakıyorum da neredeyse tüm iktidarların yerinden olma sebebi mutfak yani hayat pahalılığı olmuş. Öyle anlaşılıyor ki bu iktidar kendi kitabını kendi eliyle kapatıp, rafa kaldırmaya çoktan hazır görünüyor.
İşin ilginç tarafı kendi kendilerine zarar verdiklerinin, bu kabulü mümkün olmayan zam yağmurlarının sandıkta bir karşılığı olacağının farkında mı değiller, yoksa milletin aklıyla alay mı ediyorlar. Doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum.
Yahu herşeyin kabul edilebilir bir sınırı var. Her şeye ama her şeye bu kadar kontrolsüzce zam yapılır mı? En önemlisi de yapılan zamların oranları ve sıklığı resmen dudak uçuklatacak cinsten.
Bu arada elektrikte aylık 150 kWh ve altı tüketime sahip abonelere yüzde 50, aylık 150 kWh üstü tüketime sahip abonelere yüzde 125 oranında zam saçmalığı var ki sormayın gitsin.
Resmen şaka gibi.!
Allah aşkına bu ülkede bu şartlarda, kaç hane veya kaç işyeri 150 kWh'ın altında elektrik tüketiyor? Milletin aklıyla alay edip, bir dalga geçmedikleri kalmıştı sonunda onu da yaptılar. Çok merak ediyorum milleti daha fazla soyabilmek için, başka hangi yöntem ve yollara başvuracaklar acaba???
Dolar çıktı fiyatlar artı, fırsatçılar kontrolden çıktı. Dolar düştü, fiyatlar niye düşmüyor. Tekrar çıkacak mı ? Yoksa inecek mi? Altın gümüş, faiz vs vs... oralara hiç girmiyorum. Resmen kâbus gibi, yaşananlar akıl alır gibi değil! Kaldı ki girsekte mevzunun içinden çıkmamız mümkün değil...
Sonuç itibariyle zengin, zenginleştikçe zenginleşiyor, fakir, fakirleştikçe fakirleşiyor. Yaşananlar akıl alır gibi değil, gerçekten bu kadarı da fazla.!!!
Biz bu işin içinden nasıl çıkacağız bilemiyorum Allah sonumuzu hayretsin.