Konyaaltı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (KONYSİAD) olağan toplantısı Hotel Su’da gerçekleştirildi. Kahramanmaraş’ta yaşanan iki büyük depremin konuşulduğu toplantıya Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, Büyükşehir Belediyesi Başdanışmanı Dr. Cem Oğuz, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Doc. Dr. Şükrü Erdem ve Uzman Klinik Psikolog Melisa Oral katıldı.

Esen, duygusal anlar yaşadı
Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen depremin ilk anından itibaren belediyenin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Kahramanmaraş’taki yaşanan ilk depremin ardından bölgeye hareket ettiğini belirten Başkan Semih Esen, Kahramanmaraş’ta yaşadıklarını anlatırken duygusal anlar da yaşadı. Gözyaşlarına engel olamayan ve konuşmasına mola vermek zorunda kalan Semih Esen “Deprem bölgesindeyken devamlı olarak ‘Bu felaketin aynısı Konyaaltı’da olsaydı biz ne yapardık?’ sorusunun yanıtını düşündüm. Bunun yanıtı ne yazık ki hiç iç açıcı değil” dedi.

“Dersler çıkarmalıyız”
Toplantının ikinci bölümünde bir sunum gerçekleştiren Dr. Cem Oğuz, Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Cem Oğuz “Hatay depremi bize bir takım düşüncelere sevk etti. Tüm kentlerde yapı stoklarının tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koydu. Yeni yapılacak konutlarda denetimin önemini, arama kurtarma çalışmalarında sıkıntılar yaşanabileceğini, bununla birlikte afet toplanma alanlarının önemini ve iyi planlanması gerektiğini, aynı şekilde yardımların toplanması kadar iyi dağıtılmasının gerektiğini de ortaya koydu” dedi.

“Binalar analiz edilecek”
Antalya’da şu an aktif bir fay hattı bulunmadığını belirten Dr. Cem Oğuz “Antalya’da mevcut yapı stokumuza bakmamız gerekiyor. Bununla ilgili yapılan bir çalışma Deprem Master Planı haricinde yok. Büyükşehir Belediyesi olarak Akdeniz Üniversitesi’ne kazandırdığımız otopark aynı zamanda deprem toplanma alanı olarak kullanılacak. Türkiye’de ilk kez Afet Yönetimi Daire Başbakanlığını hizmete geçirdik. 2023-2025 yılı arası mikro bölgeleme çalışması yapılacak. Öncelikle tüm belediyeler envanter çalışmalarını gönderiyorlar. Bu envanter çalışmaları analizleri bilgisayar ortamına girilerek bir risk haritası oluşturulacak buna göre de binalar derecelendirilecek. Daha sonra ise saha çalışmaları başlayacak. Bu analizler sonucunda da riskli yapılar belirlenerek güçlendirilmesi ya da yıkılıp yeniden yapılması planlanacak” dedi.

“Kamu kendini gözden geçirmeli”
Dr. Cem Oğuz’un ardından kürsüye gelen Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şükrü Erdem ise deremin ekonomik boyutunu anlattı. Erdem “Bir şehirde deprem sonrası konutları yapsanız bile o şehrin toparlanması zaman alıyor. Bölgeye gereken çimento ve demir, Türkiye kapasitesinin üçte biri kadardır. Depremin maliyeti ise ülkeye 120 milyar dolar civarındadır. Bundan sonra konut değil şehirler kurmalı, bilim merkezleri kurmalıyız ki ülkede bir şeyler değişsin ve ders çıkarmış olalım. Bu konuda kamu, tekrar kendini gözden geçirmelidir” dedi.
Toplantını konuk konuşmacılara verilen plaket ile sona erdi.