Antalya’da turizmde bu sene sıkıntı yaşadıklarını ifade eden Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Antalya’da turizmde bu yıl ciddi bir sıkıntı yaşıyoruz ancak sıkıntıları da fırsata çevirmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. İyimserler her krizi fırsat görür, kötümserler her fırsatı kriz görür. İyimser olacağız zorlukları el ele aşacağız. Şuan çevremiz ateş çemberi. 1936 dan sonra en büyük türbülansı şuan yaşıyoruz. Çevremizdeki bütün ülkelerle sorun yaşıyoruz. Türkiye 2015 yılında bütün sorunları alt ederek yüzde 4’lük bir büyümeyi elde etti. Dün açıklanan IMF büyümesi 3,2’den 3,8’e yükseltildi. Ama bence bu oran yüzde 4 oranını geçecek. Rusya ile krizin aşılması durumunda bu oran yüzde 5’leri de görecek. Bakanlık olarak Türkiye’de üretimin artmasını çok önemsiyoruz” dedi.

Almanya’nın tek başına bütün Avrupa Birliği’ni taşıdığını dile getiren Bakan Fikri Işık, “2008 krizi üretmeyen ülkelerin ne hale geldiğini gördük. ABD finans sektörü yeter diyordu ancak kriz çıktı ve ne hale geldiğini gördük. Avrupa Birliğini tek başına sırtında taşıdı. Bu bize şunu gösteriyor, doğal güzelliğe sahip değilseniz, sadece turizmle bir yerlere gelinmez. 2008 krizinde ne kadar dirençli bir ekonomimiz olduğunu gördük. İhracatımızı ciddi oranda arttırdık. Milli gelirimizi ciddi oranla arttırdık. Ekonomiyi büyüttük. Bu bir başarıdır. Ama yeterli değildir. Türkiye birinci sıçramayı yaptı Türkiye ikinci bir sıçrama yapmak durumundadır” diye konuştu.

“Türkiye milli gelirini 20 bin doların üzerine çıkarması gerekiyor. O zaman bugün problem olarak görülen şeyler problem olmaktan çıkacaktır” diyen Işık, “Bunu başarmak kolay değil. Daha fazla demir çelik satarak, daha fazla otomobil satarak bunu gerçekleştirmek mümkün değil. Bunun bir yolu olmalı ve Türkiye bunu başarmalı. Daha sürdürülebilir ürün yapısına geçilmesi gerekir. Türkiye’nin bundan sonra odaklanması gereken nokta katma değeri yüksek ürün üretmek. Bir markanın üretim hakkını alıp Türkiye’de hayata geçirmeniz size yaramaz, yapmamız gereken şey AR-GE ve inovasyona odaklanmak. Eğer Türkiye AR-GE ve inovasyona odaklanır, daha katma değerli ürün üretirse aşamayacağı şey yok. Türk insanları kalıpları aşan üşünce yeteneğine sahip. Bazı ülkeler kalıpları aşamıyor ama Türk insanının bu düşüncesini AR-GE ile buluşturduğunuzda yapılmayacak bir şey yok. Hükümet olarak AR-GE ve inovasyonu destekliyoruz” şeklinde konuştu.

Ar-Ge merkezi sayılarının bugün itibari ile 248, olduğunu ve hedeflerinin 360 Ar-Ge merkezi olduğunu belirten Bakan Işık konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu yıl 360 AR-GE merkezine ulaşırsak Türkiye 2020 yılında en iyi sıçramayı yapan ülke olacak. 10 kişiyle tasarım merkezi kuranlara AR-GE merkezine verdiğimiz desteklerin tamamına aynı desteği vereceğiz. AR-GE merkezlerinin yararlandığı tüm imkandan yararlanacak.”

Türkiye’nin ne zaman bilgi satma noktasına ulaşırsa o zaman 10 milyon doları yakalayacağını dile getiren Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Ne zaman bilgi satma noktasında 10 milyon doları yakalarız o zaman milli gelir noktasında istediğimiz seviyeye ulaşırız. Sanayi ve üreticilerimizden istediğimiz AR-GE konularına yoğunlaşmaları. Bakanlık olarak temel hedefimiz, yerli yenilikçi üretim. Türkiye ölçeğinde üretilebilecek ne varsa yerli olmalıdır. Üretimin Türkiye’de yapılmasını önemsiyoruz. Yerli ve yenilikçi üretim anlayışımız sonucu global birçok firma Türkiye’de yatırım yaptı. Antalya teşvikte birinci şehir. Türkiye’nin ileri teknoloji ürünlerin üretilmesine ihtiyacımız var. Yüksek teknolojisinin üretiminde en önemli unsur nicelikli insan unsuru. Şuan Antalya yüksek teknoloji ürünlerin üretilmesinde 5. bölge teşviklerinden yararlanacak. Orta yüksek teknolojide de Türkiye’nin tamamını 5’inci bölge teşvikinde yararlandıracağız. Bütün bu çalışmaları titizlikle sürdürüyoruz. Üretimde 3’üncü önceliğimiz yeşil üretim. Yaptığımız üretim insana ve doğaya saygılı olacak. Çevre dostu üretim yapmak zorundayız” dedi.

Antalya’da AR-GE merkezi olmamasının kabul edilemez olduğunu dile getiren Bakan Fikri Işık, “Antalya’da turizm de İstanbul’dan sonra en önemli destinasyonu. Rusya krizinden sonra tarım da ciddi sıkıntılar yaşıyor. Tarım ürünlerindeki katma değerin yükselmesi açısından gerekli adımları atacağız. Nitelikli sanayiyi de Antalya’da gerçekleştirebilirsek Antalya hızla büyür. Orta ve yüksek ölçekli sanayinin gelişmesinin yanı sıra yeşil yerli yenilikçi sanayi gelişmeli. Antalya’da şuan AR-GE merkezi yok. Sanayici ve işadamlarından rica ediyorum. AR-GE merkezleri açsın. Antalya, marka başvurularında 5’inci patent başvurularında ise 6’ncı olan bir şehrin. Antalya’da, AR-GE merkezi olmaması kabul edilemez. Yaklaşan 4’üncü sanayi devrimini ıskalamamak için çalışmalara başlanmalı. İlk 3’ünü Türkiye tribünden izledi bunu kaçırma şansı yok” diye konuştu.