Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın Ağustos Ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Süleyman Özer’in başkanlığında gerçekleşti. ATSO Meclis Salonu’ndaki toplantını açılışında bir konuşma yapan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Oda faaliyetlerinin yanı sıra, kent ve ülke gündemine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasının başında Muharrem ayını kutlayan Başkan Davut Çetin, Suriye’de şehit düşen askerlerimiz ile geçen hafta sonu Gaziantep ve Mardin’de yaşanan trafik kazalarında yaşamlarını kaybedenlere rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileğinde bulundu.
"Kredi talep şikayeti"
Bu ay en çok sektörlerden gelen kredi talepleri ve şikayetleriyle uğraştıklarının altını çizen Çetin, "Odalar Birliği olarak haziran sonunda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve bakanlarımızla toplantı yapmıştık. Son dönemde Merkez Bankası başkanıyla ve Bankalar Birliğiyle ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirildi. Krediye erişim zorluğu, kredi maliyetleri, komisyon ve dosya ücretleri gibi bütün sorunları konuştuk. Son dönemde Merkez Bankası piyasayı fonlamayı azaltmıştı, bu da kredilerde daralmaya yol açmıştı. Ayrıca kredi tahsisinde de bölgesel ve sektörel dengesizlikler ortaya çıktı. Örneğin, 6 aylık dönemde İstanbul, Ankara gibi illerde kredi artışı yüzde 29 iken Antalya’da yüzde 20’de kaldı. Büyük ihracatçı şirketlerin krediden daha fazla pay aldığını görüyoruz. Odalar Birliği toplantılarında bütün bu sorunlar konuşuldu. Yıl sonuna kadar biraz sabredin denildi, ama son günlerde kredilerde biraz rahatlama başladı. Merkez Bankası Cuma günü faiz indirdi, Cumartesi kredilerle ilgili tebliğ yayınlandı. Faizin yüzde 13’e inmesi çok önemli bir adım değil, ama yayınlanan tebliğ, bankaları faiz indirmeye zorlayıcı niteliktedir. Tahvil faizleri dünden itibaren düşmeye başladı. Özellikle harcama karşılığı verilen kredilerde faiz düşecektir. Harcama dışı kredilerin ise artması istenmiyor, orada faiz düşse de fazla kredi verilmeyecektir. Bu kararın özel bankaların kredilerinde daralma oluşturmamasını, KOBİ’lerimize faydalı olmasını ümit ediyorum. Durumu yakından takip ediyoruz" dedi.
"Yetersiz kalıyor"
Bankalar Birliği ile toplantıda ekspertiz değerlemelerinin yetersizliğinin de görüşüldüğünü hatırlatan Çetin, "Yıllardır konuşulan bir konuydu, ama şimdi daha ciddi bir sorun haline geldi. Çünkü enflasyon nedeniyle aktif değerlemeleri çok düşük kalmaya başladı. Bankalar ekspertiz değerleri konusunda bizim kadar şikayetçiler. Çünkü kendi aktifleri de düşük değerlenmiş oluyor. Bu nedenle ekspertiz değerlemeleri için TOBB ve Bankalar Birliği arasında ortak bir komite kurulmasına karar verildi. Böylece bu konunun gerçek bir çözüm yoluna gireceğini temenni ediyorum. Kredi dışında girdi maliyetleri şikayetleri devam etmektedir. Bu enflasyonun KOBİ’leri daha fazla etkileyeceğini söylemiştik. Büyük şirketlerin kar artışları da bunu göstermektedir. KOBİ’lerde ciroların önemli kısmı elektrik ve akaryakıt oldu. Geçenlerde bir restoran sahibi arkadaşımız, kirasının 23 bin lira, elektrik faturasının 60 bin lira olduğunu söyledi. Antalya’da her yerde klima çalışıyor, diğer illere göre elektrik tüketimimiz daha fazla. Doğalgazdaki bölgesel tarife elektrikte de olmalıdır. Ayrıca son zamanlarda elektrik kesintileri de ciddi bir sorun olmaya başladı. Enerjide devlet vergi indirimi yaptı, bütçeden destek var, ama yetersiz kalıyor. Bu dönemde vergi geliri yüksek, bütçe açığımız düşük, enerjide devlet desteklerinin artırılması için daha fazla çaba gösterilmelidir" ifadelerine yer verdi.
"Antalya merkezli taşıma şirketi önerisi"
Mobilya ve taşımacılık komitelerinin Antalya merkezli taşıma şirketi kurulması konusunun önemli olduğuna değinen Çetin, "Antalya olarak bir lojistik şirketimizin olması gerektiğini geçen yıl söylemiştim. Maalesef il olarak ortak şirket kültüründe geri kaldık. Şehrimizin lojistik şirketi, dış ticaret sermaye şirketi, fuar şirketi, GES şirketi gibi çok ortaklı güçlü şirketleri olmalıydı. Bunları sektör mensupları kurmalı, kurumlar da destek vermelidir. Bizde ya olmuyor ya tersi oluyor. Her iki komitemizden bu konuya önem vermelerini rica ediyorum. Bu şirket sadece mobilya ile sınırlı kalmaz, e-ticaret, dayanıklı tüketim gibi birçok sektöre fayda sağlar. Bu tür girişimler hem maliyetleri düşürür hem de gelirin Antalya’da kalmasını sağlar. Yapı malzemeleri sektörümüzün dile getirdiği KDV alacakları meselesini yetkililerle görüştük. Vergi dairesi başkanımız KDV farklarından doğan alacakların 90 gün içinde ödendiğini söylüyor. Diğer normal KDV iadelerinde gecikmeler devam etmektedir. Kırtasiye sektörümüz roman gibi edebi kitap yazarlığına destek verilmesini öneriyorlar. Güzel bir öneridir, karşılık bulmasını diliyorum" diye konuştu.
"2 milyon konut açığı"
Türkiye genelinde geçen yıla göre konut ruhsatlarında düşüş olduğunu aktaran Çetin, "Ülkemizde normal üretim yılda 1 milyona yakın konuttur. Çünkü nüfus 1 milyon artıyor, 600 bine yakın evlilik oluyor, eski bina stoku değişmek zorunda. Göçler ve yabancı talebi de var. Yılda 1 milyona göre son dört yıla bakıldığında 2 milyona yakın konut açığı olduğu görülüyor. Bu sorunları çözmek için inşaat maliyetlerini düşürecek yeni adımlara ihtiyaç var. Hükümet gelecek ay bir paket açıklayacağını duyurdu. İnşallah çözüm olacak adımlar atılır. Türkiye’de inşaatlarda gerileme olurken Antalya’da konut üretimi geçen yıla göre yüzde 32 oranında arttı. Konutta Antalya’ya yabancı ilgisi de devam ediyor. Temmuz ayında Antalya’ya gelen Rus komşularımız sayesinde yabancı konut alımında İstanbul’u geçtik. Konut satışının yüzde 30’u yabancıya yapıldı, bu da elbette fiyatları yükseltiyor. Üretim artarsa arz ve talep dengesi kurulacaktır, ama maliyetlerin de düşürülmesi gerektiği açıktır. İnşaatlar artarken Antalya’da altyapı konusunda sıkıntıların arttığını görüyoruz. Elektrik ve kanalizasyon sisteminin hızla geliştirilmesi gerekiyor. Belediyelerimizin gelirleri yetersiz ve altyapıya yetişemiyorlar. Antalya gibi Türkiye’nin misafir odası olan bir şehrin altyapı yatırımlarına öncelik verilmelidir" dedi.
"Büyümeye devam ediyor"
Sorunlara rağmen Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiğini kaydeden Çetin, "Pandemide Çin’de ve Avrupa’da fabrikaların kapanması bize fayda sağladı. Rusya ile ticari ilişkiler canlanıyor. İsrail ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerin normalleşmesi de turizme ve ihracata olumlu yansıyor. Son günlerde ekonomiye döviz girişi başladı, eğer bu devam ederse biraz rahatlama olacaktır. Dünyada küresel resesyon işaretleri başladı. Enerji fiyatları düşerse, merkez bankaları faiz artışları yavaşlarsa bizim işimiz de kolaylaşır. Fakat dünya faiz artırmaya devam ederse, kış aylarında enerji fiyatları tekrar artmaya başlarsa işimiz zorlaşır" diye konuştu.
Turizmde ağustos ayı itibariyle havayoluyla gelen yabancı ziyaretçi sayısının 9 milyonu geçtiğini ifade eden Çetin, savaşın olumsuz etkilerine rağmen çarklar döndüğünü, yeni pazarların gelişmeye başladığını bildirdi.
"Antalya ekonomisi tutulamaz"
Yatırım cephesinde olumlu gelişmeler yaşandığını kaydeden Çetin, "Yılın ilk yarısında Antalya’da 20 milyar liralık teşvik belgesi alındı. Bunun 10 milyarı havalimanı, 7 milyardan fazlası turizm yatırımı. Turizm yatırımları ağırlıklı olarak yenileme yatırımıdır. Sanayide büyük yeni yatırım yok, ama gübre, kağıt, plastik gibi sektörlerde kapasite artışları oluyor. Tarımda yatırımlar geçen yıla göre hız kesse de yılın ilk yarısında 400 milyon liralık teşvik belgesi alındı. Bu gelişmeler Antalya’nın eşi olmayan bir pırlanta olduğunu bir kez daha göstermektedir. Turizm başarısı ve yabancı ilgisi Antalya’nın alternatifinin olmadığının kanıtıdır. Bugüne kadar bu pırlantayı gereği kadar korumadık, buna rağmen şehrimiz çok değerli ve eşsiz kaldı. Antalya’yı ranta kurban etmezsek, daha fazla bozmadan, estetik, planlı, akıllı bir kent yaparsak Antalya ekonomisi tutulamaz" dedi.
"30 Ağustos Zafer Bayramı"
Gelecek hafta 30 Ağustos Zafer Bayramının 100. yılını kutlayacaklarını ifade eden Davut Çetin, "Tarihimizin en önemli günlerinden birisidir. Büyük Önder Atatürk, bu askeri zaferden 6 ay sonra İzmir İktisat Kongresini toplamış ve ekonomik zaferi planlamaya başlamıştır. Önümüzdeki yıl İzmir İktisat Kongresi’nin de 100. Yılıdır, ayrıca 12. Beş Yıllık Kalkınma Planı yılıdır. Bu planı Türkiye Büyük Millet Meclisi uzlaşmayla hazırlayıp kabul etse, Türkiye sıçrama yapar. Bunu yapabiliriz, yapmalıyız. Cumhuriyetimizin 100. Yılına uzlaşmayan, kutuplaşan, günlük sorunlarla uğraşan bir ülke olarak giremeyiz. Ekonomide reform, ancak iktidar-muhalefet uzlaşmasıyla ve sivil toplum katılım ve desteğiyle mümkündür. Büyük Taarruzun 100. yılında ekonomide büyük taarruz başlatmalıyız. Büyük Taarruz müthiş bir planlama, sarsılmaz bir kararlılık ve fedakarlıkla başarılmıştır. Bugün bize düşen de 100 yıl önce bu topraklarda ortaya konan bu iradeyi tekrar gün yüzüne çıkarmaktır. Başkomutan Atatürk’ün askeri zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmalıdır sözü bizler için bir pusula olmalıdır" açıklamasında bulundu.