Koca'nın konuyla ilgili açıklaması şöyle:
"EĞİTİM SEN Alanya Şubesi Yürütme Kurulu Üyesi Arkadaşımız YÜKSEL OKYAY Alanya Cumhuriyet Başsavcılığının “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararına ”rağmen İl Maarif Müfettişlerince yapılan soruşturma sonucu Kayseri iline sürgüne gönderilmiştir. Yaylalı Ortaokulu Öğretmeni üyemiz Eylem Küçükergüler’de Konaklı’ya sürgün edilmiştir. Son iki ay içinde 4 arkadaşımız da ilçe dışına sürgün edilmişlerdir. Bu kararlar bütün EĞİTİM SEN üyelerine gözdağıdır. Baskılar EĞİTİM SEN’i ve üyelerini yıldıramaz.
Her gün çeşitli gerekçelerle birçok üyemiz hakkında uydurma, isimsiz dilekçeler bahane edilerek soruşturmalar açılmakta, cezalar verilmektedir. Sosyal Medya paylaşımları suç sayılmakta, İl içi ve İl dışı yer değişikleri ile sürgün yapılmaktadır. Kelimenin tam anlamı ile bir zulüm döneminden, hukuksuzluğun egemen olduğu, özgürlüklerin ayaklar altına alındığı günlerden geçiyoruz. Asgari ücretlisinden, atık kâğıt işçisine, taşeron çalışanından kamu emekçisine, ucuz emek deposu görülen kadın ve çocuklardan kalemini satmayan gazetecisine, hepimiz AKP faşizminin saldırısı altındayız.
Uluslararası sözleşmeler ve anayasa ile güvence altına alınmış olan Sendikal haklarımızı kullanmamız özellikle son bir yıldır pervasızca engelleniyor. 2911 sayılı yasa toplumsal muhalefeti ve Sendikalarımızı susturmak, bastırmak, üyelerimizi etkisizleştirmek için bir sopa olarak kullanılıyor.
Baskılar, sürgünler bir eğitim politikası olamaz. Güvencesiz çalışma,Rotasyon ve aynı işkolunda çalışanlar arasında ücret farklılaşması sağlayarak Kamu Çalışanları arasında hiçbir zaman sağlanamayan birlikte mücadele etme ruhunu sonlandırarak eğitim alanını tamamen özelleştirmeye açmak istemektedirler Temel amaç bu iken baskı ve sürgünleri “Güvenlik Gerekçesiyle” açıklamayı kimse kabul etmeyecektir.EĞİTİM SEN üyelerini baskılarla etkisizleştirmek istiyorlar.Eğitim iş kolunu dikensiz gül bahçesine dönüştürmek istiyorlar. Bunu başaramayacaklar. Kamusal, bilimsel ve Laik eğitimin güvencesi Eğitim sen ve Eğitimsenlilerdir. SÜRGÜNLER BİZİM SÜRGÜNLERİMİZDİR. ARKADAŞLARIMIZA HER KOŞULDA SAHİP ÇIKIYORUZ, SAHİP ÇIKACAGIZ.
Baskıların zirve yaptığı, sokakların çeşitli gerekçelerle emekçilere kapatıldığı, soruşturmalarla, cezalarla, sürgünle, görevden uzaklaştırma ile sindirilmek istendiğimiz böylesi bir dönemde tepkimizi ortaya koymak, taleplerimizi haykırmak ve mücadeleyi yükseltmek için alanlara çıkmak, güçlerimizi birleştirmek çok daha önemli hale gelmiştir. Güçlerimizi birleştirmek AKP’nin ve onun yerel idarecilerinin uykusunu kaçırıyor.
Toplumu sermayeye köle, iktidara-saraya kul haline getirme projesinin önemli ayaklarından biri de laik eğitim ve yaşamı hedef tahtasına koyuyorlar. Bunun için önlerinde engel gördükleri herkesi, her kesimi bir şekilde susturmak, etkisizleştirmek ve hatta yok etmek istiyorlar.
Bu nedenle araştırmayan, sorgulamayan, eleştirmeyen makbul vatandaş yaratma projesinde laikliği hedef tahtasına koymaları tesadüf değildir. Saraya biat edecek kullar yetiştirmek için özellikle eğitim sistemini ve laikliği ve Laik eğitimcileri hedef alıyorlar.
Kamu emekçilerinin iş güvencesinin ellerinden alınmak istenmesi de bu saldırıların bir parçasıdır. Son aylarda onlarca arkadaşımız tamamen keyfi ve hukuksuz bir şekilde işten çıkarıldı. Binlerce arkadaşımıza soruşturmalar açıldı. Sürgünlerle arkadaşlarımız sendikalarımızdan istifa etmeye zorlanıyorlar. Neredeyse tüm sendikal eylem ve etkinliklerimiz hakkında davalar açılıyor, cezalar isteniyor.
Mitinglerimizi yasaklasalarda, baskı ve zorla en temel haklarımızı kullanmamızı engelleseler de bizler “Laik Eğitim ve Laik Yaşamdan! İş Güvencemizden Vazgeçmeyeceğiz! Baskı, Sürgün ve İşten Atmalara Karşı Güçlerimizi birleştirerek Alanlarda olacağız” şiarı ile eylem ve etkinliklerimize en coşkulu ve kararlı şekilde devam edeceğiz. ARKADAŞLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ. Her türlü hukuksal desteği sunacağız. Bu hukuksuz sürgün ve cezalandırmaları hukuk önünde yüzlerine çarpacağız. Her şeye rağmen bu ülkede hukuka inanan yargıçların sayısı az da olsa var olduğuna inanmak istiyoruz. Bir şeyi de belirtmek istiyoruz. Hukuk bir gün gelecek en çok bugün hukuksuzluk yapanlara gerek olacaktır.
Eğitimin ve ülkenin gidişatından rahatsız olan tüm toplum kesimlerini de mücadeleyi ortaklaştırmaya, açıklamalarımıza katılmaya, gidişattan rahatsızlık duyan herkesi geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Kazanılmış haklarımızı ve geleceğimizi, bizi yok etmek isteyen diktatöryal yeni rejimin insafına bırakmayacağız. Bütün demokrasi güçlerini birleşik bir mücadeleye davet ediyoruz."
Güncelleme Tarihi: 14 Haziran 2016, 15:20