Akdeniz Üniversitesi(AÜ),Yükseköğretim Kalite Kurulu(YÖKAK) tarafından ilk kez uygulanan Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında kurumsal akreditasyon almaya hak kazanan 6 devlet üniversitesinden biri oldu. “Kurumsal Akreditasyon Belgesi” AÜ Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen törenle Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas tarafından Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan’a takdim edildi. Törene, rektör yardımcıları ve çok sayıda akademisyen katıldı.
Törende konuşan AÜ Rektörü Prof.Dr. Özlene Özkan, 40 yıllık köklü geçmişi, güçlü altyapısı, evrensel düzeyde eğitim-öğretimi, yetkin akademik kadrosu, bilimsel başarıları ile eğitime, bilime ve topluma önemli katkılar sunan, saygın üniversitelerden biri olan AÜ’nün, Türkiye’de bu belgeyi alan 6 devlet üniversitesinden biri olduğunu hatırlattı.
"Üniversitelerin başarısı"
Yükseköğretimde kalite konusuna büyük önem verdilerinin altını çizen Özkan, “Çünkü eğitim ve bilimsel araştırmanın ülkemizin geleceği için önemli bir yatırım olduğunun bilincindeyiz. Bilginin yön verdiği dünyada, bilginin etki alanı sürekli genişlerken, bilgiyi kullanabilmek ve en önemlisi üretimine katkıda bulunabilmek büyük önem kazanmıştır. Eğitime yatırım yapan, bilimsel ilerlemeyi sürekli kılan, nitelikli insan gücüne sahip ülkeler, bilgi çağında yenilikleri ve gelişmeleri yönlendirecektir. Ülkemizin de çağdaş uygarlık savaşında başarı kazanması, ekonomik kalkınmada ileri gitmesi ancak üniversitelerimizin başarısı ile mümkündür. Bilimin merkezi olan yükseköğretim kurumları bu değişimlerin taşıyıcısı olarak başta eğitim ve araştırma olmak üzere tüm süreçlerini çağın gereksinimlerine uygun bir biçimde yenilemek ve geliştirmek zorundadır”diye konuştu.
"5 tema 21 hedef"
Özkan, AÜ olarak 2022-2026 Stratejik Planı çerçevesinde 5 tema ve 21 ana hedefle çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. AÜ’nün başarılı organ nakilleri, Türkiye’nin ilk yüz nakli, kol nakli ve rahim nakli gibi operasyonları ile bilim dünyasına adını yazdırarak sağlık alanında bir marka haline geldiğini vurgulayan Özlenen Özkan,“ Ayrıca, Covid-19 aşı çalışmaları, Patara antik kenti kazı çalışmaları, engelsiz üniversite yaklaşımı, “Tazelenme Üniversitesi” sosyal sorumluluk projesi gibi eğitimin, bilimin ve topluma hizmetin her alanında öncü çalışmaları ile “Eğitimde ve Bilimde Öncü Üniversite” misyonunu yıllardır başarıyla sürdürmektedir. Biz bu misyonu daha ileriye taşımak için katılımcı, iş birliği ve takım çalışmasını önceleyen bir yönetim anlayışı ile çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz.Bu kapsamda araştırma ve geliştirme alanındaki hedeflerimizi ön planda tutarak; organ nakli, yapay organ üretimi, kanser, kök hücre uygulamaları, yapay zeka, biyoteknoloji ve sağlık turizmi alanlarına odaklanıp farklılaşma stratejisi ile değer yaratarak küresel alanda rekabet etmeyi amaçlamaktayız” dedi.
Kurumsal Akreditasyon Belgesi’nin AÜ’ye büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu işaret eden Özkan, “Bu belge üniversitemiz adına bir gurur ve aynı zamanda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrası içinde hep daha iyiye ulaşma hedefini sürdürmemiz adına büyük bir sorumluluktur. Bu sorumluluğun bilincinde olarak tüm ekip arkadaşlarım ile kalite literatüründe yer alan Kaizen felsefinde olduğu gibi sürekli daha iyiye ulaşmayı hedefleyen anlayışla çalışmalarımızı yürütmeye devam edeceğiz”ifadelerine yer verdi.
Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Prof.Dr. Muzaffer Elmas, Yüksek Öğretimde değişim ve Akreditasyon konulu bir sunum yaptı. Elmas, Yüksek Öğretim Kalite Kurulu’nun bağımsız hale 2018 yılında geldiğini hatırlatarak, “İdari ve mali yönden bağımsız bir kurul oldu. Daha önce YÖK’ün içinde bir komisyondu. Karıştırılıyor ama biz ısrarla vurguluyorum. YÖK’le yapısal olarak hiçbir ilgimiz yok. Ama yüksek öğretim atmosferi içindeyiz hepimiz. 2 sene içinde dünyadaki tüm üst kuruluşlara tam üye olduk. Hedefimiz tüm dünya ile konuşan ama ülkemiz koşullarını dikkate alan bir ajans olmaktır. Ülkemiz koşullarını özellikle vurgulamak istiyorum çünkü ithal bir süreçlerin Türkiye’de çok başarılı olmadığını gördük. Bologna Süreci’nin 2000’li yıllarda başlayıp üniversiteler içine girememesinin nedeni birazda bu tamamen ithal olarak aldık, kopya ettik. Ama bizim sistemimiz kopya değil ama tüm dünya ile uyumlu” diye konuştu.
"Odaklandığımız değişimin yönetimi"
Üniversitelerin bir kalite ajansı gibi olmasını istediklerini dile getiren, “ Kendi hedefini uygulamasına sonuçlarına bakmasını istiyoruz. Dünya çok değişti. Birinin size gelip beş senede bir rapor yazmasıyla olacak bir iş değil bu değişimi yönetmek. Üniversite bakacak sonuçlarına, sonra YÖKAK’ı yada yurt dışından bir ajans çağıracak. Yeter ki bunları yapıp izlesin kıyaslasın, sonuçlarına baksın. Kalite kısmı aslında çok basit. Odaklandığımız şey şu, değişim yönetimi ve eğitim öğretimde iç kalite sistemi kurmak. Üniversitelerin eğitim öğretim programlarını tamamlamasını istiyoruz. Ders planlarını buna göre yapmasını, hocalarını bunlara göre eğitmesini, alt yapısını yapmasını ve mezunundan bu hedeflediği belirlediğini çıktığını sağlayıp sağlamadığını garanti altına alsın. sonrasında izlesin bunu. Araştırmalarda da aynı şekilde. Araştırmalarda etki ve katkı daha önem kazandı. Üniversiteler kalite kısmını uygulayıp incelemesini istiyoruz. Üniversiteler kalite ajansı gibi olsun. Kendi hedefine ve sonuçlarına baksın istiyoruz. Çünkü dünya çok değişti. Türkiye’deki üniversitelerin beklentisi yüzde 25 civarındaymış durumdaymış, geçen sene ki raporlarda yüzde 75’lere çıkmış. Üniversitelerde farkındalık olarak birşeyler yapma isteği var. biz de üniversitelerin geldiği noktadan bir tur yukarı çıkarmak için üniversitelerimizden 10’ar öğretim elemanı, kalite kurulu, rektör yardımcılarını davet edip 2 günlük komisyon eğitimi yapıyoruz. Odaklandığımız şey değişim yönetimi ve eğitim öğretimde kalite sistemi kurmaktır"ifadelerine yer verdi.
