Antalya, Isparta ve Burdur’u havza bir bütün olarak değerlendirdiklerini ve her şehrin yöneldiği farklı alanlarının ve avantajlarının olduğunu söyleyen Görgün, bu şehirlerin vizyonel ve inovatif şekilde ülke ekonomisine katkıları olduğunu, Antalya’nın bir girişimcilik örneği sergileyeceğinden şüphesi olmadığına dikkat çekti.
ASELSAN’ın hüzünlü bir hikayesi olduğunu hatırlatan Görgün, “Kıbrıs Barış Harekatı’nda ordumuzun kullandığı telsiz zafiyet gösteriyor. Kendi savaş uçaklarımız, savaş gemilerimizi vuruyor. O gün karar veriliyor. 'Muhabere olmadan, muharebe olmaz, haberleşme olmadan savaş olmaz, ilk yerlileştirecek unsurlar telsiz olunacak' deniliyor. Telsizlerde başlayan başarı hikayesi askeri alandaki değişik ekipmanların milli ve yerlileştirilmesi, ordumuzda kullanılması ve dost, müttefik ülkelerle paylaşılmasıyla seviyelerine gelindi. Kuruluş günlerine bakıldığında tüyleri ürperten örnekleri var. Hiçbir şeyi olmayan ASELSAN kuruluş aşamasında, alyansını bozduran, sırtındaki ceketini satan simitçi, tarlasını satıp bağış yapan çiftçiler var. O manevi duygularla kurulmuş bu güzide kurum birçok gencin hayalini süslüyor. Öğrenciyken bizim de staj yapmak hayalimizdi, kapısından girmek bile yeterdi. Ülkemizin çok önemli bir değerinde çalışıyoruz” diye konuştu.
"TAMAMI TÜRK MÜHENDİS"
ASELSAN’ı Türkiye’nin askeri teknolojisinin başladığı yer olarak tanımlayan Görgün, “Dünyanın en büyük 100 savunma sanayi şirketi arasında ASELSAN var. Bir tane yabancı çalışmıyor, tamamı Türk mühendislerdir. Her alanda ekonomide, siyasette teknolojide radikal değişiklikler oluyor. Savunma teknolojilerinde de bu var. Dünyada savunmayı şekillendiren, teknolojiyi şekillendiren savunma sanayindeki üretilen teknolojilerdir. İlk önce bir şey savunma için yapılır, sonra o teknoloji sivil teknolojilere uygulanır, halk kullanır hale gelir. Yıkıcı inavosyonla bireyler çok önemli hale geldi. Bireylerin ürettiği fikirler, detayda saklı yeni kabiliyetler süreçleri ve teknolojileri değiştiriyor. Savunma sanayinde de bu başlayacak. Kişilerin ürettiği yeni yaklaşımlar, geleneksel teknolojideki birçok üretimin felsefenin öne geçeceğini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
"400 BİN ÇALIŞAN"
Dünyada toplam savunma sanayinde yapılan harcamaların 1 milyar 730 milyon dolar civarında olduğunu vurgulayan Haluk Görgün, “Bunların kırımları ise yüzde 23 teçhizat, yüzde 35 cari harcama, yüzde 40'ı personel. Toplam dünyada savunma sektöründe yapılan harcamaların yüzde 40 personel giderine, insan kaynağına gidiyor. Türkiye’de yaklaşık olarak öğrencisi, akademisyeni, sanayicisi, STK’sı devlet kurumları toplamda bakıldığında savunma sanayinde çalışan personel sayısı 35 binin biraz üzerinde. Dünyada söz sahibi ve savunma sanayine yön veren bir ülke olmak istiyorsak en az 400 binler seviyesinde olması gerekiyor bu sayının. Bu sayıya taşıyabilmek üniversitelerin bu konudaki atılımları ve girişimleriyle mümkündür. Savunma sanayisindeki dünyadaki yüzde 40’lık payını her şekilde değerlendiriyor. Bizim yetişmiş, bilgili, vatanını, milletini seven genç tasarımcılara ihtiyacımız var” dedi.
"DÜNYADA 15. SIRADA"
Türkiye’deki savunma sanayindeki harcamalardan bilgiler aktaran Görgün, “Türkiye’deki dünya sıralamasında 18.2 milyar dolarlık bir harcamalarla, GSMH’nin yüzde 2’sine denk gelen bir karşılıkla dünyada 15. sırada. Türkiye’nin toplam savunma havacılık cirosu 6 milyar dolar civarında. Sektörün yükselişi her yıl artıyor, özellikle son on yılda 4-5 kat artığını görüyoruz. İhracatımız 2 milyar dolar. Son on yılda 4 kat ihracat arttı. Dışa bağımlılığımızın azalması, ihracatın artması Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu iradenin sonucudur” ifadelerine yer verdi.
"GEÇEN SENEKİ CİRO 1 MİLYAR 430 MİLYON"
Yurt dışında onun üzerinde ya fabrika ya iştirakleri olduğunu kaydeden Görgün, TSK Güçlendirme Vakfı’nın ASELSAN’ın yüzde 74.20’lik hissesine sahip olduğunu ve vakıf şirketleri içinde halka arz olan tek şirket olduğunu kaydetti. ASELSAN’ın geçen seneki cirosunun 1 milyar 430 milyon dolar olarak gerçekleştiğinin altını çizen Görgün, “Önemli bir ciro. Bu cironun yüzde 52’si TSK’ya ürün olarak sağlandı, yüzde 20 ihracat, yüzde 20’si diğer kurumlara yapıldı. ASELSAN’ın çalışan sayısı 6 bin 300. ASELSAN her daim istihdam oluşturan insan kaynağını geliştiren bir kurum. Toplam çalışanlarımızın yüzde 58’i mühendis, ASELSAN mühendislik şirketi, yüzde 69’u bulan bir araştırma bir ARGE şirketi. ASELSAN’ı mühendislik ve ARGE şirketi olarak tanımlıyoruz. ASELSAN’da beyaz yaka yüzde 69, mavi yaka ise yüzde 30 seviyesindedir. Kendini geliştirmiş ufku açık herkese ASELSAN’ın kapısı açık. Kendi içinde 6 adet bağımsız ARGE Geliştirme Merkezi var. 3 bin 620 ARGE personeli var. Sadece geçen sene ARGE bütçesi 473 milyon dolardı. 88 milyonu öz kaynaklardan sağlanırken, 385 milyon dış kaynakları ARGE bütçesiydi. Projelerini ürüne dönüştürmeyi başarabilen bir şirket” dedi.
"KOBİLERE DESTEK"
2017 yılında 47 üniversite ile çalıştıklarını ve 117 aktif proje verdiklerini ifade Görgün, "Proje bedeli işse 150,2 milyon dolar. Üniversitelerin dörtte biri ile çalışıyoruz. Karşılıklı mutlaka bir alışveriş olması gerekir" dedi.
Kobilerle faaliyet alanlarından da bahseden Görgün, “Sektörün içine yeni oyuncular katmak için gayret gösteriyoruz. Antalya’nın var olan değeriyle birlikte milli yerlileştirme kapsamında bizimle beraber yapılacak faaliyetlere açığız” diye konuştu.
23 stratejik ortaklarının olduğunu kaydeden Güngör, bu sayıyı 150’ye çıkmasını hedeflediklerini belirtti.
Güncelleme Tarihi: 03 Aralık 2018, 13:47