Akseki’nin Taşlıca köyünde 15 yaşında kalaycılık mesleğine başlayan 69 yaşındaki Hüseyin Özen, birçok mesleğin yok olduğu gibi kalaycılık mesleğinin de yok olduğunu söyledi. Özen, tarihin en eski el sanatlarından biri olan kalaycılık günümüzde yok olmaya yüz tutan meslekler arasındaki yerini aldığını söyledi. Hüseyin Özen, "15 yaşında Alanyalı Kerim usta ile Antalya'da çalıştım. Bir süre sonra da Akseki'den 'Kitirinin Hüseyin' lakaplı Hüseyin Kurtbay isimli usta ile çalıştım. Ondan Allah razı olsun, ondan çok güzel sanat öğrendim. Kendisi Kalaycılar Dernek başkanıydı. Sanatının piriydi. Birlikte Konya'nın Ilgın ilçesi ve köylerinde çok çalıştık" dedi.
Günümüzde çelik mutfak eşyalarının kullanılmasıyla kalaycılık mesleğinin bittiğini belirten Özen, "2000 yılından itibaren bu iş tamamen bitti. Ne kadar güzel de olsa, sıhhi de olsa artık değeri kalmadı. Zanaat bitmiş hale geldi" diye konuştu.
Mesleği icra ettiği süre içerisinde yerine çırak bulamadığını söyleyen kalaycı ustası Özen, bir süre bıçakçılık yaptığını anlattı. "Kalaycılık gerçekten çok güzel bir zanaattı" diyen Özen, "Akseki'nin geçimi zanaattandı. Şimdi yapsan da kıymeti yok. Zaten tamamen bu işi bıraktım. Sadece yılda birkaç defa hatır için eşin dostun işini yapıyorum" diye konuştu.
Eşiyle birlikte çalışıyor
Akseki’nin Hocaköy Mahallesi'nde kalaycılık mesleğinden emekli olan 79 yaşındaki Ömer Yüksel de unutulmaya yüz tutmuş mesleğini 66 yıldır sürdürüyor. "Çelik çıkınca bakırlar rafa kaldırıldı. Bu mesleğe heves eden bile yok. Çünkü çelik tencereler çıktı, bu iş bitti" diyen Yüksel, yıllardır çırak yetişmediği için dükkanında eşiyle birlikte çalışıyor
"Artık eski işler yok"
Küçük yaşta annesini kaybettiğini ve İzmir’in Tire ilçesinde bir kalaycı ustasının yanında çıraklık yaptığını dile getiren Yüksel, "Tire ilçesinde Akseki’nin Sadıklar köyünden bir usta vardı. 2 yıl yanında çıraklık yaptım. Zanaatı öğrendikten sonra kendim Tire’de bir dükkan açtım. 8 yıl kaldım. Ondan sonra babam beni köye getirdi. Askerliğin ardından Hocaköy’e yerleştim. Burada mesleğimi icra etmeye başladım. Şu an evimin önündeki küçük dükkanda mesleğimi sürdürmeye çalışıyorum. Ayda en fazla 3-5 iş geliyor. Artık eski işler yok. Ayda bir iki iş gelirse hatır için kalay yapıyorum" diye konuştu.
Küçük yaşta başladığı mesleğini çok sevdiğini kaydeden Yüksel, mesleği bırakmak istemediğini söyledi. Yüksel, "Yıllarımı bu işe verdim. Bu işten maliyeye kayıt oldum. Yıllarca Bağ-Kur’umu yatırdım ve emekli oldum. Bu yörede benden başka kalaycı kalmadı" dedi.
"Çelik tencereler çıktı, bu iş bitti"
Teknolojinin gelişmesi, alüminyum ve çelik ürünlerin ortaya çıkmasıyla bakırdan yapılan ürünlerin artık kullanılmadığını belirten Yüksek, "Meslek yok olmaya başladı. Bu mesleğe heves eden bile yok. Çünkü çelik tencereler çıktı, bu iş bitti. Bu zanaat artık yok olmaya başladı. Bu da beni oldukça üzüyor" diye konuştu.
"Eşim yardım ediyor"
Çırak bulamadığını vurgulayan Yüksel, kalaycılığın tek başına yapılmayacağının altını çizdi. Çırağı olmadığı için eşinin kendisine yardım ettiğine dikkat çeken Yüksel, "Körüğü çekerken ve ateşi yakarken yardımcı lazım. Çırağım olmadığı için eşimle birlikte baş başa çalışıyoruz. Eşim yardım ediyor. Meslek ölmesin diye ömrüm olduğu müddetçe bu mesleği yapmaya devam edeceğim" ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 11 Kasım 2020, 13:57