Sivil Düşünce Derneğin tarafından Antalya Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonunda ‘Uyuşturucu ile Mücadele’ konulu söyleşi düzenlendi. Söyleşiye Akdeniz Üniversitesi Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Kuloğlu, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Abdullah Çalışkan, Antalya İl Milli Eğitim Şube Müdürü Ramazan Sarıgöl, Antalya Müftü Yardımcısı Osman Demirel ve vatandaşlar katıldı. Antalya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Caner Çiçek, son 9 yılda 'bonzai' adı verilen 238 farklı kimyasal uyuşturucu tespit edildiğini söyledi.

Toplumun mutluluk anlayışının farklılaştığını belirten Antalya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Caner Çiçek, "Toplum olarak özümüze dönmeliyiz. Mutluluğu dışarıda, suni şeylerle değil yakınımızda olan toplumsal değerlerle bulmalıyız" dedi.

Uyuşturucunun ilkokullara kadar düştüğü gibi yanlış bir algının olduğunu ifade eden Caner Çiçek, "Müdürlük olarak ilkokuldaki hiçbir çocuğa işlem yapmadık. Çocuk Şube Müdürlüğü de yapmadı. Böyle psikolojik bir algı var. Biz Avrupa'ya göre uyuşturucu kullanımında daha düşük oranlardayız" diye konuştu.

Son 9 yılda 'bonzai' adı verilen 238 farklı kimyasal uyuşturucu tespit edildiğini söyleyen Çiçek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Uyuşturucu bonzai ismiyle ülkemize girdi. 'Hoş' gözükmesi için bu ismi buluyorlar. İçeriğinde tamamen kimyasal maddelerden ibaret. Türkiye'de 2008-2017 yılları arasında 661 kimyasal uyuşturucu türü tespit edildi. Bu 661 kimyasal uyuşturucudan 238'i 'bonzai' ismiyle bilinen kimyasal maddeler olarak kullanılıyor. Türkiye'de, jandarma ve polis bölgesinde 2016 yılında 19 bin 838 olayda 1 ton 285 kilogram 'bonzai' denilen uyuşturucu yakaladık. 2016 yılında uyuşturucudan 143 ölüm gerçekleşti. Bu ölümlerden 63'ünde sadece 'bonzai' denilen madde tespit edilmiş durumda. Uyuşturucu bağımlısı olduğunu belirlediğimiz bütün kişiler ise ayrıca sigara kullanıyor. Büyük çoğunluğunda da alkol kullanıyor."

Uyuşturucunun önüne geçmenin en önemli yolunun sevgiden ibaret olduğunu dile getiren Antalya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Caner Çiçek, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Küçük yaşlardaki çocuklarınıza sevginizi gösterin, sarılın. Sarılırken otomatik olarak onu kontrol etmiş oluyorsunuz. Yakın temas ile sigara içiyor mu diye kontrol etmiş oluyorsunuz. Sarılmayı tabi sigara içiyor mu diye yapmayın. Çocuklara ilgi, sevgi gösterilirse onlar bunu dışarıda aramak zorunda kalmayacak. Dışarıda onları bekleyen aç kurtlar var."

Türkiye'de sürekli artan bir uyuşturucu sorunu ile karşı karşıya olduklarını belirten Akdeniz Üniversitesi Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Kuloğlu, uyuşturucu ile mücadelenin gönül işi olduğunu ifade etti. Kuloğlu, "Uyuşturucu sorunu hükümetin katkılarıyla devlet politikası haline geldi. Sentetik uyuşturucu sürekli gündeme geliyor. Uyuşturucuyu sadece sentetik uyuşturucuya indirmeden genel bir yaklaşım içerisinde olmalıyız" dedi.

Her türlü bağımlılığı hastalık olarak kabul ettiklerini söyleyen Kuloğlu, sentetik uyuşturucunun bir sorun olduğunu ifade etti. Kuloğlu, "Bu madde daha kolay elde edilebiliyor, ulaşılabilirliği daha kolay. Burada önemli olan insanları eğiterek zararlarını anlatıp caydırıcılığını ön plana çıkartmak. Ayrım yapmadan bütün maddelere eşit bakarak mücadele etmeliyiz. Bazı hastalar ben eroin kullanmıyorum, esrar kullanıyorum diyerek sanki daha iyi bir şey yapıyormuş gibi durumu anlatıyor. Biz uyuşturucu türlerinin kişiye daha uzak ya da daha yakın olup olmadığına bakmadan davranmamız gerekiyor. Hiçbir zaman bir maddeyi daha ön plana çıkarmadan her türlü bağımlılıkla mücadele etmeliyiz" diye konuştu.

Uyuşturucu ile mücadelenin terörle mücadele kadar önemli olduğunu belirten İl Milli Eğitim Şube Müdürü Ramazan Sarıgöl ise, "Bu mücadelenin en önemli ayaklarından birisi eğitim olduğunun farkındayız. Uyuşturucuyla mücadeleye önemli bir kaynak aktarılıyor" dedi. 

Sivil Düşünce Derneği Başkanı Hidayet Gültekin ise, uyuşturucu ile mücadelenin 'benim başıma gelmez, benim çocuğum kullanmaz' demeden sürdürülmesi gerektiğini dile getirdi.