“Artık otelcilere büyük arazi tahsisleri verilmesin”

Turizm

Utrecht Turizm Fuarı’ndan dönen tecrübeli turizmci Hüseyin Baraner, Türkiye’de turizm sektörünün önünün açılması için yeni önerilerde bulunarak, “Artık otelcilere büyük arazi tahsisleri verilmesin. Bunun yerine Türkiye’nin her köşesinde sanatçı, sporcu, kültürlü, doğa ve turizm aşığı gurme ailelere 2-3 dönüm arazi tahsis edilsin ve bu ailelerin kuracağı 20-50 odalı otantik tesisler desteklensin” dedi.

Hüseyin Baraner yaptığı açıklamada, dünya turizm pazarlarında rekabetin ne kadar artığını, çok bariz şekilde katıldıkları turizm fuarlarında bizzat gördüklerini vurgulayarak, bu nedenle Türkiye’de turizmin ray değiştirmesi gerektiğini bildirdi.
Amacın “turist saymak” yerine tesislerde ve hedef turizm pazarlarında “net kâr yapmak” olduğunun altını çizen Baraner, “Gerçekten alın terimizin karşılığında sürdürülebilir bir şekilde bu işin namusu ile para kazanmak ve gelecek nesillere aktarmak ise o zaman unutmamamız gereken bazı ana temel konular var” dedi.

Piyasanın talep kadar sağlıklı denge işi olduğuna değinen Hüseyin Baraner, “Bu konuda turizmimizde ciddi yapısal sorunlar ve şişkinlikler var. Mevcut yapımız sağlıklı değil, işletme sistemimizin içinde verimliliği ve net kârı kemiren ödemler var” diye konuştu.

BARANER’DEN İLGİNÇ ÖNERİ
Türkiye’de turizmin ray değiştirmesine yönelik yeni önerilerde bulunan Hüseyin Baraner, şöyle devam etti:

“Artık otelcilere büyük arazi tahsisleri verilmesin. Bunun yerine Türkiye’nin her köşesinde sanatçı, sporcu, kültürlü, doğa ve turizm aşığı gurme ailelere 2-3 dönüm arazi tahsis edilsin. Tüm Anadolu’da gerçek Türk mutfağının ve misafirperverliliğinin yaşatıldığı İspanya, İtalya özellikle Bavyera ve Avusturya’da benzeri bulunan 20-50 odalı otantik aile işletmesi tesisler desteklensin.

Ayrıca bu heyecanlı ailelere 20 yıl geri ödemeli teşvik ve kredi verilsin. Tanıtım ve pazarlamada yeni model yerel platformlar ile pazarlama ve tanıtım desteği sağlansın.

Kimsenin kopyalayamayacağı, taklit edemeyeceği bize ait olan Anadolu’nun gerçek tatlarını, renklerini, seslerini, suyunu, rüzgarını, karını, çamurunu, yağmurunu, kuşunu, kurdunu, tarih, sanat ve kültürünü markalaştıran bu yeni konaklama sistemleriyle güçlendirilsin. Böylelikle ülkemizdeki mevcut turizm işletmelerini ve 85 milyar dolarlık milli turizm yatırımlarımızı da korumuş ve güçlendirmiş oluruz.

YORGUN MARKALARIN ESİRİ OLMAYALIM

Hüseyin Baraner, dünyadaki bütün uluslararası “yorgun markaların” alt kategorilerinin Anadolu’yu sardığını da kaydetti. “Gelecekte hem küresel dijital pazarlama sistemlerinin, hem de ‘Markamı sökersem burası batar’ diyen uluslararası marka tabela pazarlamacılarının esiri olmayalım” diyen Hüseyin Baraner, şöyle devam etti:

“Satışta dışarıya komisyon öde, Tabela marka için yine dışarıya komisyon öde, et-içki ithal et, yabancı eleman çalıştır, sanatçıları ve animasyonu dışarıdan getir anlayışı sektörümüzün cazibesini ve verimliliğini iyice azaltacaktır. 

Krizden çıktığımız bu günlerde turizmi Türkiye’nin ‘halk sanayisi’ olarak yeniden düzenlememiz gerekmektedir. Biz gelecek yerel seçimlerden sonra bazı seçkin ve hayatını turizme adamış arkadaşlarla Anadolu’da bu konularla ilgili çalışmalar yapacağız.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.