Alanya turizmi ne durumda?

Turizm

ALTİD Başkanı Burhan Sili, TRT Antalya Radyosu’nda katıldığı programda, bölge turizminin hareketliliği, otel dolulukları ve 2024 yılı için yıl sonu beklentilerine ilişkin soruları yanıtladı.

TRT Antalya Radyosu’nda Bölge Gündemi programına katılan Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burhan Sili, bölge turizminin hareketliliği, otel dolulukları ve 2024 turizm sezonu yıl sonu beklentilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sili’nin konuşmasında şu konulara değindi:

“TEMMUZ AYI DOLULUKLARI YÜZDE 90 SEVİYESİNDEYDİ”

Bu sezon tesislerin neredeyse tamamının Nisan ayı itibariyle açıldığını, Antalya ve Alanya Gazipaşa havalimanları verilerine göre gelen kişi sayısındaki artışa rağmen, dağılımdan dolayı doluluk oranlarının beklenen düzeyde olmadığını belirten Sili, “Alanya bölgesi için genel anlamda sezonun olumlu geçeceği sinyalleriyle sezona başladık. Yurt dışındaki fuarlarda yaptığımız görüşmeler, kendi partnerlerimiz, tur operatörlerimiz, acentelerle yapmış olduğumuz değerlendirmeler doğrultusunda Nisan ayı itibariyle tesislerin tamamı bölgemizde açıldı. Daha önceki senelerde tesisler Mayıs ortası hatta bir kısmı Mayıs sonuna kadar açılışlarını ertelerlerdi. Hem Antalya Havalimanı hem de Alanya-Gazipaşa (GZP) Havalimanı’ndan gelen yolcu sayısı yüksek olmasına rağmen, bu yıl erken açılan tesislerin doluluk oranları, önceki yıllarda aynı dönemle kıyaslandığında daha yüksek bir doluluk görmedik. Bunun sebebi, daha fazla sayıda tesis açıldığı için dağılmanın fazla olması. Dolayısıyla pax olarak bölgeye daha fazla misafir gelmesine rağmen, otel dolulukları Nisan ve Mayıs ayında beklenen düzeyde olmadı. Ancak tüm tesisler belirli oranda misafir alabildi. Haziran ayı itibariyle özellikle bizim bölgemizde, iç pazarda bayram dönemi ve tatillerin başlaması ile birlikte tesislerimizde doluluklar yükselmeye başladı. Haziran ayını ortalama yüzde 80 seviyesinde ve Temmuz ayını da ortalama yüzde 90 seviyelerinde kapattık. Ağustos ayı da görünüşe göre Temmuz ayından çok farklı olmayacak. Ağustos ayını yaklaşık yüzde 90 ve üzerinde kapatacağımızı öngörüyoruz. Burada temel sorunumuz daha önceki senelere nazaran doluluklarımızı daha kısa vadeli olarak görüyoruz. Yani tesislerimiz çok daha önceden dolmuş olması gerekiyorken rezervasyonlar son dakika geliyor ama buna rağmen rezervasyon geliş oranlarına ve hızına bakarak Ağustos ayını da yüzde 90 ve üzerinde tamamlayacağını öngörüyoruz. Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy açıklamalarında, Eylül ve Ekim aylarının çok daha iyi olacağını ifade etti. Havalimanı sayıları da bunu gösteriyor. Ancak ana pazarımız olan iç pazar, okulların açılmasıyla düşüş gösterecek ki buda doluluklarımıza yansıyacak. Bu anlamda sadece yurt dışı bağlantılı çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.

“BİZİM EN BÜYÜK SORUNUMUZ KUR”

Alanya’da misafirlerin fiyat pahalılığından ve esnaflardan şikayetçi olduğu konusunda yorumlarını aktaran Sili, “İç Pazar anlamında bölgemiz ve tesislerimizin yapısı itibari ile tüm bu hinterlanda baktığınız zaman aslında hem iç pazara hem de yurtdışına en uygun fiyatlarla tatil yaptıran bölgeyiz. Dolayısıyla bizim bu anlamda çok fazla sorunumuz yok. İç pazardan da belirli bir oranda talep oluyor ancak geçen senelerdeki kadar yüksek değil. Bunun da sebebi biz değiliz sonuçta ciddi bir ekonomik sıkıntı var. Maliyetlerin çok ciddi artmış olması söz konusu. Bizim en büyük sorunumuz da kur. Temmuz ayı itibariyle geçen sene ve bu seneyi kıyasladığımızda dövizde yüzde 20’lik bir artış var. Ama maliyetlere baktığımız zaman ortalama yüzde 85 bir artışımız var. Bu maliyetleri artık karşılayabilmekte zorlanmaya başladık. Bir diğer taraftan da artan vergiler var. Dolasıyla bu süreci mevcut ekonomik sıkıntılar çerçevesinde kaynak pazarlarımızın da durumlarını da değerlendirerek mümkün olduğunca hasarsız bir şekilde atlatmak durumundayız. İçerdeki fiyatlara gelince evet burada haklılık noktaları var. Maliyetlerden dolayı dışarıdaki restoran, bar, eğlence yerleri ya da tüketim malzemelerinden kaynaklı fiyat artışları söz konusu. Maliyet artışlarını bir şekilde fırsat olarak değerlendirenlerde vardır ama sonuçta bunların hepsinin bir şekilde mevcut ekonominin stabil hale gelmesi, döviz kurlarının normalleşmesi akabinde düzeleceğine inanıyoruz. Çünkü sürdürülebilir bir durum değil.” dedi.

“İÇ PAZARIN TERCİHLERİNİ ENGELLEMEK MÜMKÜN DEĞİL”

Yunan Adaları’nı tatil için tercih eden vatandaşların tercihlerini engellemenin söz konusu olamayacağını vurgulayan Sili, “Yunan Adaları konusuna gelince insanların bir yerden başka bir yere hareketlerini engellemek söz konusu değil. Temel problem elma ve elma karşılaştırılmıyor. Bir şeyi karşılaştırırken iki aynı ürünü karşılaştırmak lazım. Özellikle bölgemiz için şunu söyleyebiliriz, oradaki tesis nitelikleri ile bizdeki tesis nitelikleri arasında çok büyük farklar var. Biz her şey dahil sistemi ile sabah, öğle ve akşam yiyecek ve içecek hizmeti veriyoruz. Bununda bir maliyeti var. Yunan adalarını tercih eden kesim bizdeki kadar yüksek bir tüketime yönelmiyor. Sadece ihtiyaçları oranında ve daha dikkatli hareket ediyorlar. Dolasıyla bu kıyaslama çok doğru değil. Bizim iç pazara yaklaşımımız her zaman olumlu oldu. İç Pazar sadece bizim için değil, turizm ile iştigal eden her destinasyon ve ülke için iç pazar ana pazardır. Bunu asla göz ardı etmeksizin hareket etmeye çalışıyoruz.” dedi.

“KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ TESİSLERDE SIKINTILAR OLUŞABİLİR”

2024 yılı sonunda Alanya bölgesi konaklama tesislerinin geçtiğimiz senelerdeki kar oranları ile çalışmadığını göreceğini belirten Sili, “Burada temel sorun finans bacağı ya da öz sermaye anlamında güçlü olmayan özellikle küçük ve orta ölçekli tesislerde sıkıntılar oluşabilir. Ama dediğim gibi Sayın Bakanlarımızın ve hükümetimizin ifadesi ile eğer önümüzdeki sene itibariyle bizim ekonomimizde toparlanma olursa tekrar aynı oran ve güçlü bir şekilde ülkemize katkı sunmaya devam ederiz.” dedi.

“TURİZMDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN DEVLET DESTEĞİ ÖNEMLİ”

Kalifiye eleman bulmakta zorlanıldığını ve eskiden kısa dönemli çalışmanın bir problem olmadığını belirten Sili,”81 yılından beri bu işi yapıyorum. Bizim başladığımız dönemlerde 6 ay ya da daha kısa çalışma bir problem değildi. Çünkü buraya gelen kaynak pazar misafirlerin bırakmış olduğu bahşiş diye ifade ettiğimiz rakamlarla biz çok ciddi paralar kazanıyor idik. Bugün gelinen noktada mevcut ekonomik koşullar çerçevesinde tesisler çalışma sürelerini 6-8-12 ay gibi yine aynı devam ettirmekte. İnsanlar artık 12 aylık düzenli bir gelir ve düzenli bir iş istiyorlar. Yüzde 100’ün üzerinde zamlarla gitmemize rağmen birçok tesis için söylüyorum bunu yapmayanlarda vardır ama insanlar aldıkları rakamlarla geçinemiyorlar. Ama temel sorun burada tabi sadece bizim sektörümüzde değil Türkiye’de böyle bir sorun var. Onun için bu artık özel sektörün yani bizlerin halledebileceği bir sorun değil. Bizlerde dengede götürmek zorundayız. İşletmelerimiz adına sürdürülebilirliği sağlamak zorundayız. Aksi takdirde çok ciddi hem işletmelerimiz hem Türkiye sorun yaşayacak. Dolayısıyla hükümetimizin yapacağı çalışmalar neticesinde ekonomi belirli bir noktaya gelirse bu tür sorunlarda azalacaktır. Ama kalifiye eleman bulmakta zorlanıyoruz. Bugünün gençleri birazda bizim gibi değiller. Çok daha rahat ve kısa yoldan para kazanmayı, çok fazla uğraşmamayı tercih ediyorlar. Bu onların tercihi. Bizde onların tercihlerine göre bu günün gelişen trendlerine göre genç arkadaşlarımızın çalışan arkadaşlarımızın ihtiyaç ve taleplerine göre kendi düzenlemelerimizi sosyal anlamda, maaş anlamında, çalışma süreleri ve çalışma şartları anlamında yapmaya çalışıyoruz. Ama önemli olan bir şey var her zaman dile getiriyorum. Burada turizm sektörünün Sayın Cumhurbaşkanımızın da kabul ettiği gibi Türkiye adına stratejik bir sektör olduğu gerçeğinden hareketle bunu bir kere daha söyleyeyim cari açığı kapatırız, %85 yerli ikame ile bu ülkeye biz döviz getiriyoruz, çok ciddi istihdam oranına katkıda bulunuyoruz, Türkiye’de 54 ve üzeri sektöre can suyu veriyoruz. Dolayısıyla bu anlamda değerlendirilerek personellerimizin de kış döneminde kapalı olduğumuz dönemlerde devlet desteği, devlet desteğinden kastım SGK ve işveren payları ile alakalı destek. Yani biz maaşlarını verelim devlette bu anlamda işsizlik oranını da azaltma anlamında hem bu insanların yaşamlarını idame etme anlamında bir destek sağlar ise çok daha olumlu olacaktır diye düşünüyorum.” dedi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.