Düğünlerde enstrüman çalan müzisyen bir ailenin oğlu olan Ahmet Alagöz, henüz 5 yaşındayken ailesi evde olmadığı sırada kendisinden 1 yaş küçük olan ikiz kardeşleri Aslı ve Rabia ile birlikte kibritle oynarken evde yangın çıktı. Komşuların müdahalesiyle Ahmet kurtulurken, Akdeniz Üniversitesi'ne kaldırılan ikiz kız kardeşlerden Rabia yaşamını yitirdi. Yangında yüzü tamamen yanan Ahmet'in, iki eli de yapılan operasyonla parmaklarından kesilmek zorunda kaldı. Yaşadığı talihsiz yangın faciasından sonra Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde çok sayıda operasyon geçiren Ahmet Alagöz, eğitim hayatından da uzak kaldı.
11 yaşında futbola başladı
Arkadaş çevresinin kendisinden uzaklaşmasıyla iyice yalnızlaşan Alagöz, büyüdüğü Zeytinköy Doğuyakası mahallesinde futbola ilgi duymaya başladı. Oturduğu mahallenin Zeytinköy GSHİM futbol sahalarına yakın olması nedeniyle dönemin tesis amiri ve amatör küme takımlarından Çallıspor'un antrenörü Ekrem Yünlü ile yolu kesişen Alagöz, ilk lisansını çıkartarak 2010 yılında futbola başladı. Ahmet Alagöz, oynadığı güzel futbolun ve kaydettiği birbirinden şık gollerin karşılığını 2012 senesinde yine Antalya amatör lig ekiplerinden Antalyagücü'ne yaptığı transferle aldı.
Takımın en fazla gol atan oyuncusu oldu
Antalyagücü'ne transfer olan Ahmet Alagöz, 2 sezonda yaşadığı 2 şampiyonluk maratonunda kaydettiği 32 golle takımın en fazla gol atan futbolcusu unvanına sahip oldu. Aradığı huzuru bulmakla birlikte kendine en yakın arkadaş olarak futbol topunu seçen Alagöz, son olarak pandemi nedeniyle futboldan 1 yıl uzak kaldı. Elleri ve yüzünü kaybeden genç yetenek, ayaklarını da kaybetme korkusuyla futbolu bıraktı.
“Ayaklarıma bir şey olur korkusundan dolayı bıraktım”
Ailesinin maddi durumunun iyi olmadığını ifade eden Ahmet, futbolu bıraktığı için üzgün olduğunu ancak bacaklarını kaybederse bir işte çalışamayacağını dile getirdi. Alagöz, “Futbolu çok sevdiğim için başladım. ‘Ayaklarımı da kaybedersem ben ne yaparım, ne işe yararım’ diyerek futbolu bıraktım. Korkumdan bıraktım. Bir işveren olursa yaparım. Ailemin durumu iyi değil. Babamda davulcu, zurnacı olduğu için pandemi sürecinde işsiz. İşim yok, bir maaş alıyorum. O maaş da ailem çalışmadığı için kiraya gidiyor. Tek isteğim bir işim olsun. Çalışırım, sıkıntı yok. Ailemi geçindirmek için çalışmam gerekiyor” dedi.
“İnsanlar beni aralarına almıyor
İnsanların kendisiyle dalga geçtiği için çok üzüldüğünü de aktaran Alagöz, “İnsanlar beni aralarına almıyor. Alay edip dalga geçiyorlar benimle. Sıkıntı oluyor. Ben de çıkmıyorum dışarı bu yüzden. Ellerim ve yüzüm yanık olduğu için dalga geçiyorlar. Yüz nakli olmayı düşünmüyorum. Başvurduk ama çok tehlikeli olduğunu duyunca vazgeçtik. Yüz nakli yapmak isteseler olmam. Ben memnunum bu halimden” ifadelerini kullandı.