Gündoğdu, Amerikalı yazar Adam Fawer’ın "Olasılıksız" adlı kitabında “satranç hayat gibidir” dediğini hatırlatarak, “Satranç, 64 kare bir tahta üzerinde siyah beyaz taşlarla oynanan bir oyundan çok ötesidir. Hayata dair birçok iz taşır, adeta hayatın izdüşümüdür. Yaşamda verilen mücadelenin tahta üzerinde canlandırılmasıdır. Satranç, planlı çalışmayı, neden-sonuç ilişkisi kurmayı, sorgulamayı, sorumluluk ve karar almayı, yanlış bile olsa aldığımız kararların arkasında durmayı, sabrı, empati kurmayı, düşünmeden hareket etmemeyi, zamanı iyi kullanmayı öğretir. Aynı zamanda sporcularımıza, kaybetmenin de tıpkı kazanmak gibi normal bir sonuç olduğunu ve her durumda rakibe karşı centilmen olmak gerektiğini öğretiyoruz” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen 2018-2019 LGS sınavında ülke genelinde 17 satranç sporcusunun 500 tam puan alarak birinciliği paylaştığını kaydeden Gündoğdu, satranç oynayan çocuğun matematiksel zekası ve düşünce yeteneğinin geliştiğini ve muhakeme gücünü artırdığını ifade etti. Gündoğdu, "Çözümlemelerini yorumlamayı esas alarak yapar. Bu nedenle satrancın öğrencilerin ders gelişimine doğrudan katkısı olduğunu söylemek yanlış olmaz” dedi.