Salgın döneminde 60 yaş üstü vatandaşların bazı kısıtlamaların haricinde kendi isteği ile de evden çıkmadığına dikkat çeken VM Medical Park Kardiyoloji Uzmanı Dr. Afşin Çulhaoğlu, “Salgın sebebiyle uzun zamandır evlerinde olan birçok insanın hareket kapasitesi azaldı. Daha önce kalbinde işlem yapılmış, bir takım uygulamalar geçirmiş hastalar iyice tedirgin olmaya başladı. ‘Acaba hastalığımda bir ilerleme mi var’ diye kendilerini sorgulamaya başladılar. Çok fazla dışarı çıkarak hareket edemiyorlar tabi. Ancak rutin kontrollerini yaptırmalarında bir mahsur yok. En azından uygun önlemleri alarak, maske ve sosyal mesafe kuralına uyarak kontrollere gitmelerini öneriyorum. Diğer önemli taraf ilaçlarını alabilmek için de kendilerine gerekli her türlü kolaylık sağlandı. Reçete olmasa dahi eczanelerden gidip biten ilaçlarını temin edebiliyorlar. Ama birçok hastamızın bunu da yapmadığını görüyoruz. Esasında birçoğu da birden fazla ilaç kullandığı için bunu bir fırsatmış gibi düşünerek ilaçlarını azaltma yoluna gidiyor. Ancak bu hastaların ilaçlarını çok doğru kullanmaları ve biz hekimlerin özelikle yeme, içme ve hareket gibi tavsiyelerine çok dikkat etmeleri gerekiyor” dedi.
Evden dışarı çıkmayan insanların evin içinde bir takım hareketler yapmalarını öneren Uzm. Dr. Çulhaoğlu, “Kilo almaya başlayanlar yeme ve içme ile ilgili bir takım değişiklikler yapmalı. En azından hamur işlerini azaltmalılar. İki gıda maddesi hayatımızı tehdit ediyor. Bunlardan biri şeker, diğeri ise undur. Tansiyon hastalarında tabi ki biz buna tuzu da ekliyoruz. Şeker ile kanser oluyoruz. Unlu ürünlerin ise damar hastalıklarının gelişmesinde çok fazla rolü olduğunu biliyoruz. Hiç hastalığı olmayan insanlar da bu gıdaların tüketimine dikkat etmeli. Ailesindeki kalp hastalığı öyküsü olan kişiler özellikle kaygılanmalı. Çünkü maalesef miras olarak sadece mal mülk değil, bazı hastalıklar da kalıyor. Özellikle birinci derecede akrabalarında böyle bir sorun varsa ve 40-45 yaşını geçmiş ve menopozu olmuş hastalarımız özellikle çok dikkatli olsunlar. Günlük yaptıkları rutin fiziksel aktiviteleri sırasında ‘Bugünlerde yoruluyorum. Nefesim kesiliyor, göğsümde bir baskı oluyor, dinlendikten sonra geçiyor. Sonra hareket ediyorum tekrar olmayabiliyor” gibi şikayetleri olanlar, bu ağrıların şüpheli ağrıların olduğunu unutmasınlar” diye konuştu.
"Yarım saat kaybedip koca bir hayat kazanın"
Özellikle efor ile oluşan ağrılardan ve şikayetlerden şüphelenilmesi gerektiğini belirten Uzm. Dr. Çulhaoğlu, “Hastalar sadece ağrı şikayeti ile gelmiyor. Nefes darlığı, dudak uyuşması, kol ağrısı gibi farklı şikayetlerle de gelen var. Çok basit 15 dakikalık bir tahlil, test veya efor ile yüzde 80 doğru teşhis konulması mümkündür. Kaybedilecek ise bir yarım saattir. Ama kazanılacak olan koca bir hayattır” diye konuştu.
Bazı önemli sağlık sorunlarının ihmal etmeye gelmeyeceğini belirten Uzm. Dr. Çulhaoğlu, “Kalabalık yerlerde bulunursam virüse yakalanabilirim diye korku yaşayarak hayati önem taşıyan ilaçlarından vazgeçebiliyorlar. Bu sefer de korona virüsten kaçarken, beyin kanaması veya kalp krizi geçirme riski ile karşı karşıya kalıyorlar. Kriz varsa belki hayatta kalabilirsiniz. Ama bazı krizler buraya gelme şansınızı dahi size sunmayabilir. Bazıları hayatını kaybedebilir bazıları ise yatağa bağımlı kalabilirler. Bütün bunlar düşünüldüğünde gerekli sosyal mesafe ve maske önlemlerinizi alarak eczane veya hastaneye gidebilirsiniz” şeklinde uyardı.