Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) tarafından bu yıl 13’üncüsü düzenlenen ‘Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Uluslararası Kongre ve Sergisi', 'Buğday ve Un Ticareti, Unlu Mamüllerde Trendler ve Yenilikçilik' konulu toplantıyla başladı. Antalya Belekt’teki Sueno Deluxe Hotel’de gerçekleşen kongrede un sanayicilerini, tüccarları, tedarikçileri, değirmen makinecilerini, ekmek ve fırıncılık mamülleri üreticilerini bir araya gelerek 950'den fazla ulusal ve uluslararası delege ağırlandı.
Kongrenin açılışında konuşan TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı E. Günhan Ulusoy, basında çıkan ‘ekmekte GDO var’ haberlerine tepki gösterdi. Ulusoy ayrıca, Adana’daki GDO olayının yakından takipçisi olduklarını belirterek, "Un sanayicisi, gıda katkısı üreticisi, hiç fark etmez insan sağlığına zarar veren kim varsa, bizler de onların karşısındayız" dedi.
"Dünyadaki 10 insandan 9’u Türk ununun tüketildiği bir ülkede yaşıyor"
Türkiye’nin un ihracatı hakkında bilgi veren Ulusoy, un ihracatının gurur kaynağı olduğunu söyledi. 2016 yılında Türkiye’nin un ihracatında rekor kırdığını hatırlatan Ulusoy, "Üretimde gerçekleşen artış, sektörümüzün dünyadaki rekabet gücünü daha da arttırmıştır. 2002 yılından 2016 yılına geldiğimiz süreçte Türkiye’nin toprak ihracat 4 kat artarken, un sanayisindeki ihracatı miktar bazında 15 kat, tutar bazında 20 kat arttı. Türkiye son 10 yılda 160 ülkeye un ihracatı gerçekleştirdi. Ve bu 160 ülkede yaşayan insanların nüfusu dünya nüfusunun yüzde 92’si dünyadaki 10 insandan 9’u Türk ununun tüketildiği bir ülkede yaşıyor. Bu istatistikler gerçekten sektörün önemli bir gelişime işaret ediyor" ifadelerini kaydetti.
En çok un ihracatı Güneydoğu Anadolu'dan
Türkiye’de 2016 yılında 3,6 milyon ton ve 1 milyar dolara ulaşan un ihracatında Güneydoğu Anadolu’nun parladığını belirten Ulusoy, "Güneydoğu Anadolu’nun yüzde 46 ile öne çıktığını görüyoruz. İkinci sırada yüzde 17 ile iç Anadolu bölgesi, yüzde 16 ile Marmara bölgesi gelmekte. En çok ihracatın gerçekleştirildiği illerde de Mardin yüzde 24, Gaziantep yüzde 18, İstanbul yüzde 13 ile üçüncü sırada. Dünyada yüzde 30 pazar payı elde ettik. Bu başarılar gerçekten azımsanacak gibi değil. Ama unutmayalım ki, zirvede kalmak zirveye çıkmaktan daha zor" dedi.
"En büyük sorunumuz Bosna Hersek’ten ithal edilen un"
Sektör olarak en büyük sorunlarının Bosna Hersek ile yapılan serbest ticaret anlaşması kapsamında gerçekleşen un ithalatı olduğunu söyleyen Ulusoy, "Bizler de dost ve kardeş ülkemiz olan Bosna Hersek gerçekleştirilen bu anlaşmanın yanındayız. Ancak bu ülkeden getirilen unların miktarı az olsa bile piyasanın dengesine etkisi büyük. Umarız, sanayicimiz için, Türkiye’ye bu kadar döviz kazandıran, Türkiye’ye ihracat şampiyonluğu getiren sektörümüzün dengesini sağlaması için, talebimiz bu ithalata miktar olarak en azından bir sınırlandırılma getirilmesi. Bu talebin makul karşılanacağını düşünerek, ekonomi ve tarım bakanlığımızın sanayicilerin sesine kulak vermesini talep ediyoruz" diye konuştu.
"Uzman olmayan akademisyenler, ekmeği karalıyor"
Son olarak Adana’daki GDO olayı ve ekmekteki GDO haberlerine tepki gösteren Ulusoy, "Ekmeğimiz, kutsal saydığımız sofralarımızın baş tacı. Ama bakıyoruz ki uzmanlığı gıda ve beslenme olmayan akademisyenler, ekranda ekmeğe karşı karalama kampanyası başlatıyorlar. Umarız bu konuda reytingler değil, yasal düzenlemeler ekmekte belirleyici olur ve insanımız bu yanlış yönlendirmelerden kurtulur. Hepinizin kamuoyundan takip ettiği, Adana’da yaşanan yanlış ve asılsız bir haberle karşı karşıya kaldık. Eğer ki sektörümüzün paydaşlarından da kurallara uymayan varsa bizler de denetimlerimizi sıklaştırarak, sonuna kadar bunların takipçisi olması taraftarıyız. Un sanayicisi, gıda katkısı üreticisi, hiç fark etmez insan sağlığına zarar veren kim varsa, bizler de onların karşısındayız" ifadelerini kullandı.