YÜZDE 13 ARTIŞ GÖZLENDİ
Amerika’da yapılan son dönem çalışmada ulusal kanser veri tabanlarındaki özellikle ağız boşluğu, gırtlak ve boğaz kanserleri tanılıhastaların incelendiğini anlatan Prof. Dr. Bozcuk, “Araştırıcılar; tanıdan tedavi başlangıcınakadar geçen sürenin uzunluğunun, bu hastaların yaşam sürelerine etki edip etmediğini inceledi.Analizde, 52 bine yakın hastanın bilgisi kullanıldı. 2 ay sonrasındatedaviye başlayan hastaların, teşhisin ardından 1 aydan daha kısa sürede tedaviye başlayan hastalara göretedavi sonrasında vefat risklerininyaklaşık yüzde 13 daha arttığı izlendi” dedi.
“HER HASTA OLUMSUZ OLARAK ETKİLENMEKTE”
Amerikan Sağlık Sistemi için hastaların yaklaşık 4’te 1’inin tedaviye başlama zamanının 46 günden daha uzun olduğunun veri tabanlarıyla ortaya konulduğunu ifade eden Prof. Dr. Bozcuk, “Gerçekte tedavi zamanının uzamasının hastalığın gidişatıyla ilişkisi her kanser evresi için görülmekteydi. Yani bu durum uzamış tedavi süresinden ister geç ister erken evre olsun her hasta olumsuz olarak etkilenmekteydi. Benzeri şekilde baş-boyun kanserlerindetedavi gecikmesinden olumsuz etkilendiği bulundu” diye konuştu.
“GEÇ KALINAN TEDAVİ ETKİSİZ YANITI BERABERİNDE GETİREBİLİR”
Kanser tanısı konulduktan sonra tedaviye erken dönemde başlamanın önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bozcuk, “Psikolojik olarak hastalarımız zaten böyle bir tanı ertesinde olabilecek en erken sürede hastalıkla savaşma arzusundadır. Bilimsel olarak tedavinin zamanında başlamaması tedavide direnci ya da tedaviye etkisiz yanıtı beraberinde getirebilir. Buda hastanın ileride sağlık açısından daha olumsuz bir süreçle karşılaşması anlamına gelebilir” ifadelerini kullandı.
“BİLİMSEL ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR”
Farklı evrelerdefarklı kanserler için benzeri ön bulguların mevcut olduğunu belirten Prof. Dr. Bozcuk, “Kalın bağırsak kanserinde ameliyat sonrasında koruyucu kemoterapi verilene kadar geçen zaman önemli ancak her kanser türünde aynı ilişkiyi göstermiş değiliz. Akciğer kanseriyle ilgili veriler şu an bunun geçerli olmadığını gösteriyor. Standart tedavi almış hastalarda birbirine benzer özellik gösteren hastalarda tedavi gecikmesi sağ kalımı etkiliyor olabilir. Bu konuda yapılacak daha ileri bilimsel çalışmalar bu konuya ışık tutacaktır” dedi.
“ŞİKÂYETİNİZ VARSA VAKİT KAYBETMEYİN”
Kanser şüphesi yaratabilecek şikâyetlerin varlığında nitelikli bir sağlık kuruluşuna başvurmanın son derece önem taşıdığının altını çizen Prof. Dr. Bozcuk şöyle devam etti: “Kanser tanısı konulduktan sonra, etkin tedavinin biran önce başlaması adına çaba içinde olmak gerekir. Bu tür tedavilerin en uygun ve zamanında yapılabilmesi için de kanserin bir ekip tarafından tedavi edildiği kanser merkezlerinde tedavilerin verilmesinin zorunlu olduğu gerçeği bu verilerle de bir kere daha ortaya konmuş olmaktadır.”