KADINLAR MENOPOZ SONRASI DÖNEME DİKKAT ETMELİ
Türkiye'de yaklaşık 3,5 milyon kalp hastası bulunduğunu ve her yıl 150 bin yeni kalp hastasının bu sayıya eklendiğini söyleyen Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Nuri Cömert, Avrupa ülkelerinin yaklaşık dört katı fazla olan bu çarpıcı rakamların artmasındaki nedenin aşırı stres, hareketsiz yaşam, obezite, kan şekeri, kan basıncı yüksekliği ve yoğun sigara kullanımı olduğunu söyledi.
Kalp hastalıklarının her yaşta görülebildiği gibi erkeklerde 45 yaş sonrası ve kadınlarda menopoz döneminin ardından daha sık ortaya çıktığını hatırladan Uzm. Dr. Cömert, "60 yaş üzeri her 100 kişiden 87'si kalp hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Orta yaş erkeklerde kalp damar hastalığı, kadınlara oranla 2-5 kat daha sık görülmektedir. Menopoz sonrası dönemde bu oranlar, kadın ve erkekte eşitlenir. İleri yaşlarda kalp hastalıkları kadınları daha çok etkiler hale gelmektedir" dedi.
YAŞAM TARZINIZI DEĞİŞTİRİN
Düşük ve orta gelirli sosyoekonomik duruma sahip bireylerde kalp hastalıklarının daha sık görüldüğünü ve kalp hastalığı tanısının geç konması, tedaviye uyumsuzluk ve yoğun sigara kullanımının başlıca nedenler arasında gösterildiğini kaydeden Uzm. Dr. Nuri Cömert, "Az gelişmiş ülkelerde kalp hastalıklarından ölüm oranları yüzde 80'lere ulaşmaktadır. Düşük-orta sosyoekonomik düzey artık bir risk faktörü sayılmaya başlanmış ve böylelikle tedavide daha agresif yöntemler izlenilmesi söz konusu olmuştur. Kalp hastalıklarının önemli bir bölümü önlenebilir gruptadır. Bir kişinin beslenme ve yaşam tarzını değiştirmesiyle; stres, hareketsiz yaşam, obezite, kolesterol yüksekliği gibi risk faktörleri ortadan kalkmaktadır" diye konuştu
"ÇOCUKLAR DA RİSK ALTINDA"
Yapılan çalışmaların kalp damar hastalığı yatkınlığının çocukluk çağından itibaren başladığını gösterdiğini kaydeden Uzm. Dr. Nuri Cömert, çocukluk çağında daha çok anne karnında kalp ve damarların gelişim bozukluğuna bağlı olarak kalp delikleri, kapak veya damarların uygunsuz yerleşimi gibi hastalıkların daha sık görüldüğü bilgisini paylaştı.
Uzm. Dr. Cömert, "Hiçbir şikayeti olmayan çocuklar için de risk değerlendirmesi yapılmalıdır. Ailede kalp hastalığı öyküsü varsa, çocuk kilolu ve hareketsiz bir yaşam sürüyorsa kalp kontrolleri okul döneminde başlamalıdır. Erken tanı ve tedaviyle gerekli önlem alındığında, kalp hastalığı olan çocuklar da sağlıklı bir şekilde yaşamlarına devam edebilir" ifadelerini kaydetti.
KALP HASTALIĞINDAN KORUNMAK İÇİN ÖNERİLER
Uzm. Dr. Nuri Cömert, kalp hastalığından korunabilmek için önerilerini ise şu şekilde sıraladı: "Sigarayı bırakın. Sigara kullanıyorsanız kalp krizi geçirme riskiniz 2 kat artmaktadır. Tuz kullanımı azaltın. Tuz kullanımı yüksek kan basıncı ve dolayısıyla kalp hastalığı sebebidir. Sağlıklı beslenin, kilonuzu takip edin. Dengeli ve düzenli beslenmek, yediklerinizin farkında olmak kilo almanızı engelleyecektir. Hareketinizi arttırın. Haftada 5 gün, 30 dakika düzenli yürümek kalp sağlığınızı korumaktadır. Kan basıncınızı ve kolesterol seviyenizi kontrol altında tutun, stresten mümkün olduğunca uzak durun. Aile öykünüzü araştırın, diğer aile bireylerinde olan kalp hastalığı, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği riski arttıran faktörler arasındadır. Kalp hastalıklarının hangi belirtilerle ortaya çıktığı hakkında bilgi sahibi olun."
"YILDA 1 KEZ KALP KONTROLÜ YAPTIRIN"
Kalp damarlarının tıkanıklık seviyesinin yüzde 70'in üzerine çıkmadığı zaman belirti vermeyebileceğine, hatta yüzde 70'in üzerindeki darlıklarda da şikayet hissedilmeyebileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Nuri Cömert, kardiyolojik check-up programları ile kalp ve damarlarla ilgili şikayete neden olacak durumların ortaya konulduğunu ve önlenmesine yönelik tedbirler alınabildiğini söyledi. 40 yaş üzeri kadın ve erkeklerin yılda bir kez kardiyolojik kontrollerden geçmesi gerektiğinin altını çizen Uzm.Dr. Cömert, kişinin ailesel olarak kalp hastalıkları açısından taşıdığı risk faktörleri, şeker hastalığı, tansiyon ve kolesterol gibi eşlik eden diğer hastalıklara göre check-up programlarına alınması gerektiğini kaydetti. Uzm. Dr. Cömert, kardiyolojik tetkiklerin, kişiye özel yapılması gerektiğini, uzmanların kardiyolojik check-up'da kişisel ayrımları yaptıktan sonra yine kişiye özel egzersiz programları da düzenleyebileceğini sözlerine ekledi.