İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Altok, özellikle risk altındaki kronik hastalıkları olan ve sürekli ilaç kullanan hastaların vücuttan sıvı kaybına daha duyarlı olduğunu vurgulayarak, Ramazan döneminde böbrek yetmezliği vakalarında artış yaşandığına dikkat çekti. Altok, özellikle akut böbrek yetmezliği, kalp hastalığı, diyabet ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olanlarda yeteri kadar sıvı alınmaması durumunda böbrek fonksiyonlarının olumsuz etkilendiğini söyledi. Altok, risk altında olan kişileri şöyle sıraladı:
"Yüksek tansiyon nedeniyle idrar söktürücü ve böbrekler üzerinden etkili ilaç kullananlar, diyabeti olan ve böbreklerin etkilenmesi nedeniyle idrarda protein atılımı artmış olan hastalar, herhangi bir sebeple daha önceden böbrek hasarı olanlar, böbrek taşı olan veya daha önceden böbrek taşı düşüren hastalar, yaşla birlikte böbreklerin süzme fonksiyonlarında azalma yaşandığı için 65 yaş üstü hastalar, hem böbreklere yeteri kadar kan pompalanamadığı için hem de tedavide kullanılan ilaçlar nedeniyle kalp yetmezliği olan hastalar."
Prof. Dr. Altok, bu kişilerin oruç tutmaları halinde böbrek hasarı ve böbrek yetmezliği ortaya çıkabileceği gibi var olan böbrek yetmezliğinin ilerlemesinin de söz konusu olacağını belirterek, risk altındaki bu kişilerin oruç tutmamasını önerdiklerini kaydetti.
“Kontrollerin yapılması kaydı ile oruç tutabilirler”
Hipertansiyon gibi kronik hastalığı olanların oruç tutarken dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Altok, “Kan şekeri düzenli giden, günde çok sayıda ilaç ya da insülin kullanımına gerek olmayan diyabet hastaları ve kan basıncı düzenli olan, aralıklı olarak çok sayıda ilaç alması gerekmeyen hipertansiyonu olan bireyler hekime danışarak Ramazan öncesi ve sonrası kontrollerinin yapılması kaydı ile oruç tutabilirler. Ramazan döneminde tedavide bazı değişiklikler yapılarak sürecin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi mümkün olabilir. Hastalar daha önceden eğer idrar söktürücü ilaç kullanıyorlarsa vücutta sıvı kaybı daha da belirgin olacaktır. Ramazan döneminde hekime danışarak imkan varsa idrar söktürücülere ara vermek uygun olabilir. Bu özellikle hipertansiyonu olan hastalar için geçerlidir” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Altok, vücudumuzun günlük sağlıklı fonksiyonlarını yerine getirmesi sırasında ortaya çıkan veya dışardan alınan toksik maddelerin vücuttan atılabilmesi için günde en az yarım litre idrar çıkarılması gerektiğini, bu gerçekleşmezse vücudumuzda toksik maddelerin birikmesinin riski olduğunu söyleyerek, “Bu nedenle oruç tutan sağlıklı bireylerin de yeteri kadar sıvı alması çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
Altok, ciltten, solunum sırasında akciğerlerden ve bağırsak sisteminden olan zorunlu sıvı kayıpları da dikkate alındığında normal vücut fonksiyonlarının korunabilmesi için günde en az 1,5-2 litre sıvı alınması gerektiğini hatırlattı.
“Sudan zengin meyvelerden faydalanılabilir”
Bol ve yeteri kadar sıvı almanın çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Altok, “Oruç tutarken gün boyu susuz kalındığı için bol sıvı almamız gerekiyor. En iyisi su. Şekerli içecekler olumsuz etkileri nedeniyle ve kafein içeren içecekler tercih edilmemeli. Sahura kadar olan dönemde sağlıklı ve kesintisiz bir uykuya da bedenin ihtiyacı vardır. Sudan zengin meyvelerden faydalanılabilir. En güzel içecek su, ayran, aşırıya kaçmadan soda da olabilir. Orucunuzu bir bardak su içerek açmanız bütün iftariyeliklerden daha değerlidir. İftardan itibaren de düzenli aralıklarla sıvı alınması çok önemlidir” dedi.