Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Coşkun Usta, Türkiye’yi korona virüse karşı en çok ilgilendiren konunun Çin’den gelecek aşının devamı olduğunu aktardı. Çinlilerin virüsle çok erken tanıştığını dile getiren Usta, “Aralık ayında açıklama yapmış olsalar, eylül, ekim aylarından beri bu virüsü tanıyorlar. Biz mart ayında bu virüs ile tanıştık. Fakat Çinlilerin, Sinovac firması nisan ayında bu aşının faz 1 ve faz 2 aşamalarını bitirmişti. Dolayısıyla bizden çok daha deneyimliler. Virüsü daha iyi biliyorlar, daha iyi tanıyorlar. Bu aşının faz 1 ve faz 2 aşamaları bitmiş temmuz ayı içerisinde aşıyı faz 3’e hazır bir hale getirmişlerdir. Faz 3 aşısını çok geniş kitlelere yapmaları gerekiyordu o yüzden çok merkezli dizayn ettiler. Çok merkezli yaptıkları faz 3 aşısında birinci ülke olarak Brezilyayı seçtiler. 9 bin denek katıldı. İkinci olarak Türkiye bu işin içine, 13 bin denekle girdi. Endonezya ve Şili’de de bir çalışma dizayn edildi. Bu dizayndan dolayı bizde de faz 3 çalışmaları eylül- ekim aylarında başladı” diye konuştu.
Usta, faz 3 aşı çalışmalarında kamuoyunun kafasını karıştıran bazı tereddütler olduğuna dikkat çekerek, bu tereddütleri haklı bulduğunu bildirdi.
"Yan etkileri ve profili açısından bir sorun yok"
Gözlerin bu kadar aşıda olduğu bir noktada, dünyada alternatif aşılarında olduğu bir durumda her aşının kendi içerisinde değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Usta, “Faz 3 çalışmalarında Türkiye bir kısmını açıkladı. Buna göre yüzde 91.25 civarında bir etkinlikle karşılaştılar. Yan etkileri profili açısından hiçbir sorun yok. Herhangi bir aşının vurulmasını engelleyecek bir durum söz konusu değil. Kasım ayı tıp tarihinde ve aşı tarihinde özel bir ay oldu. Bunun nedeni 3 tane aşı FDA tarafından onay sürecine girdi. Aralık ayında ise ilk acil onaylarını aldılar. Bu dönem içerisinde bizler açıklama yaptık fakat Brezilya’nın açıklamasına baktığımızda tereddütlü bir açıklama ile karşılaştık. Yüzde 50’nin üzerinde bir koruyuculuk elde etiklerini iddia ettiler. Bu durum da Türkiye’nin sonuçlarıyla karşılaştırıldığında soru işareti ortaya çıkardı. Fakat şunu biliyoruz ki Sinovac firması temmuz ayından itibaren bu aşıyı kullanmaya başladı. Faz 3 çalışmaları bitmeden belli guruplara hem deneme hem denek gibi vurulmaya başlamışlar ve daha sonrada bu aşının yaşlılara, gençlere ve çocuklarda da çalışmayı planladılar. Bu firmanın 59 yaşının üzerindekilerde ve çocuk yaştaki kişilerdeki etkinliği ile ilgili bazı sonuçların ellerinde olması lazım” diye konuştu.
"Her şey takip altında"
Sinovac firmasının faz 1 ve faz 2 aşı çalışmalarının dizaynı hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Coşkun Usta, “3 mcg ve 6 mcg olmak üzere 2 doz kullandılar. 3 mcg doz olan aşıyı 14 gün arayla yaptılar, 6 mcg olanı ise 28 gün arayla yaptılar. Bu şekilde yapılan aşının sonuçları bizde var. Eğer tek doz yaparsanız etkinliği çok düşük bulursunuz. Dolayısıyla 2 doz üzerinden çalışma dizayn edilmiştir. Bizler 2 doz üzerindeki etkinliğini biliyoruz ki oldukça yüksek bir etkinliğe sahip. Faz 2 deki 6 mcg verilen 28 gün ara ile yapılan doz yüzde 100’e yakın bir etkinlik göstermiştir. Aşının çalışmaları doğru gidiyor ama sonuçlarını beklemek gerekiyor. Bizlerde bu konuda biraz acele etmek zorundayız. Bu doğrultuda bizde kendi sonuçlarımıza baktık her şeyi takip altında tutuyoruz” ifadelerini kullandı.
"40 yıldır kullanılan ilaçlar bile faz 4'tedir"
Aşının piyasaya çıkmasıyla işin bitmiş olmayacağını işaret eden Usta, “İsterseniz 10 yıl içerisinde bile aşı geliştirebilirsiniz, çok güvenli, çok yavaş ve etkili bir biçimde geliştirilse bile piyasaya çıktıktan sonra çok geniş popülasyonlarda kullanılacağı için faz 4 denilen aşamaya girer ve halen bitmemiştir. İş hala faz aşamasındadır. 40 yıldır kullandığımız ilaçlar bile faz 4’dedir nedeni ise her an her şey olabilir. Her an toplumun beslenmesi değişebilir. İklim koşulları değişebilir. İnsanların genetik yapıları değişebilir. Bütün bu faktörler ilacın etkisini etkileyebilir. Aynı zamanda aşının da etkisini etkileyebilir" ifadelerini kullandı.
“Farklı bir virüs”
Virüslerin halen mutasyon geçirdiğini dile getiren Prof. Dr. Usta, "Bu RNA virüsü olduğu için ayda bir iki ciddi mutasyon geçirebiliyor. Şu anda dünyadaki virüs Vuhan’daki virüsten daha farklı bir virüs. En son virüs mutasyonu ile İngiltere’de olan şudur. Virüs gelip sana yani hücreye bağlandığı kısımda mutasyon geçirdi. Daha hızlı ve daha güçlü bağlanıyor. Dolayısıyla yayılım hızında bir artış meydana gelmiş bulunuyor. Şu anda öldürücülük oranında bir sıkıntı bulunmamaktadır. Aşıya karşı bir direnç de söz konusu görünmüyor” diye konuştu.
"Mikrobu tanıtıyoruz"
Sinovac aşısı hakkında da bilgi veren Usta, “Bütün proteinlerini aşı ile beraberinde alıyoruz. Bazıları diyor ki “Bugün aşı oldum 3 gün sonra hastalık kaptım.” Çok normal kapabilirsiniz. Biz aşı yaptığımızda bile koruyuculuk oranımız yüzde 95 olduğunu görüyoruz. Moderna aşısında 90 kişiden 5 kişi enfekte olmuş yani bu virüsü taşıyabilirler. Ama 95 kişi enfeksiyondan korunmuş olur. Biz aşı olduğumuzda direkt antikor almıyoruz, o mikrobu tanıtıyoruz. Vücudumuzun yapısı gereği kendisine gelen yabancı maddelere karşı hep yanıt veriyor, vücuda yabancı bir madde girmesini istemeyip buna karşı bir bağışıklık üretiyor. Antikor oluşması içinde bir süre gerekiyor. Bu süre yaklaşık olarak 28 gün, tekrar üretmeye başlarsa 28 gün daha ister. Dolayısıyla bu bağışıklık hemen ortaya çıkmıyor. En az 7 ile başlayan 30 günlere kadar devam edebilen bir süreye ihtiyacımız var. Dolayısıyla da bugün aşı oldun maskeyi çıkar bitti mümkün değil. Ama bugün aşı oldun, bekle ve vücudun antikor üretsin bunun için bir zamana ihtiyaç var. O zaman oluştuktan sonra artık sen bu virüs ile karşılaşsan bile askerlerin hazır ve virüse karşı ciddi bir reaksiyon geliştirip virüsü yok ediyorlar.” dedi.
"Bu kadar safsata düşünsen aklına gelmez"
Halk arasında yaygın olarak kullanılan yanlış anlaşılmalara da değinen Prof. Dr. Coşkun Usta, “Diyorlar ki ‘bize genetik materyal veriyorlar bizim genetiğimizle oynayacaklar’ bu kadar safsata düşünsen aklına gelmez insanlar bilgi sahibi değiller. Burada size verilen Messenger RNA’lar hiçbir şekilde sizin genetik yapınızla oynayamaz. Çünkü vücudumuzun genetik yapısı çok iyi korunuyor. Genetik yapı o kadar kolay değişemez” açıklamasını yaptı.