Medipol Üniversitesi Vatan Klinikleri Göz hastalıkları bölümünden Doç. Dr. Göktuğ Demirci, televizyon, bilgisayar, telefon gibi teknolojik aletlerden yayılan mavi ışığın zararlarına dikkat çekti. Doç. Dr. Demirci, yapılan bilimsel araştırmalar sonucu mavi ışığın ultraviyole ışınlarından sonra göz için en tehlikelisi olduğunu belirterek "Mavi ışık yüksek enerjili ışık olarak kabul ediliyor. Bu etki aslında 2012 yılında tespit edildi ama biz ne yazık ki son zamanlarda haberdar olduk. Günlük hayatta o kadar akıllı telefon kullanıyorum ama mavi ışık filtresi olduğunu ben son 1 yıldır fark ettim. Bu mavi ışık filtresi de neymiş diye inceleyip kullanmaya başladıktan sonra telefonun ekranın gözümü daha az rahatsız etmeye başladığını farkettim. Daha sonra işin detayına girdiğimde, bilimsel yayınları okuduğumda çok daha eskilerden aslında mavi ışığın zararı olduğunun bilindiğini öğrendim. LED TV’lerin bile uzun süre bakıldığında aslında göze, retinaya zararı olabileceğini gördüm. Belli bir ölçüde gündüz vakti özellikle güneşten gelen mavi ışık gözümüze yararlı, çünkü daha uyanık kalmamızı sağlar ve çocukların refraktif gelişimine olumlu etkisi olabilir. Ancak belli bir saatten sonra vücudumuza zararları olabilir." dedi.
"Melatonin hormonu üretimini engelliyor"
Son yıllarda teknolojik aygıtlara mavi ışık filtrelerinin eklendiğine de değinen Doç. Dr. Demirci, "Benim şahsi fikrime göre ileride retinamızda veya kornea tabakamızda mavi ışık nedeniyle bir hastalık belirlendiğinde ve dava açtığımızda telefon üreticisi diyecek ki ben oraya filtreyi koydum siz kullanmamışsınız. Dikkat ederseniz birtakım internet tarayıcıları ve sosyal medya platformları da artık belli bir saatten sonra siyah beyaza dönmeye başladı. Güneş ışığında 15 dakika kaldığımızda aldığımız mavi ışık oranıyla bir led ışığın altında 1 saat kaldığımızda aldığımız ışık miktarı aynı.
Akşam güneşin batmasıyla beraber vücudumuzda melatonin hormonunun sentezlenmesi lazım. Melatonin hormonu, mavi ışığa çok duyarlı ve bu ışığa maruz kalınca üretimi kesiliyor. Bizim çocukluğumuzda siyah beyaz tek kanallı bir televizyon vardı ve biz dışarıda büyüdük. Geceleri 12 den sonra zaten tek kanal olan televizyon kapanırdı. Şimdi sabahlara kadar insanlar televizyon izliyorlar, mavi ışığa maruz kalıyorlar. Melatonin seviyesi azalıyor ve aynı pilotların uzak yol uçuşlarında yaşadığı gibi jetlag oluyoruz." ifadelerini kullandı.
"Migren ataklarına neden olabilir"
Melatonin hormonunun kesilmesiyle vücutta birçok problemin ortaya çıktığına işaret eden Doç. Dr. Demirci, şöyle devam etti: "Melatonin hormonunun sentezlenmemesi demek bizim uyumamamız demek. Uykusuzluk nedeniyle de kandaki kortizol düzeyi artar, hafızamız etkilenir. Kortizol artınca, depresyona, kilo alımına neden olur ve ruh halimizi etkilemeye başlar. Uzun vadede erkeklerde prostat kanserinin, kadınlarda meme kanserinin artmasına neden olabileceği iddaa ediliyor. Özellikle mavi ışığın belli bir dalga boyunda migren ataklarını arttırdığı ispatlandı. Dolayısıyla migren hastalarıma ben kesinlikle mavi filtreli gözlük kullanın diyorum. Hastalar atak sayısı azalınca çok rahatlıyor."
Özellikle çocuklar korunmalı
Doç. Dr. Demirci, özellikle çocukların mavi ışıktan korunması gerektiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi: "Doğal olarak mavi ışık en çok çocuklara zararlı. Çünkü biz doğduğumuzda gözümüzdeki merceğimiz saydam cam gibidir. Ama yaşla beraber mercek rengini değiştirip matlaşarak gözlerimizi korumaya başlar. Mavi ışık çocuklarda direkt en arka tabaka olan retinaya kadar ulaşırken, yaşlılarda daha az ulaşır. Günümüzde çocuklar tabletten, bilgisayardan, cep telefonundan yoğun bir şekilde yapay mavi ışığa maruz kalıyor. Nasıl korunabiliriz meselesine gelince örneğin kitap okuyacaksak tablet yerine basılı kitapları okuyabiliriz. Çocuklar için ekransız bölgeler oluşturabiliriz. Akşamları özellikle monitörlere bakarken mavi filtreli gözlük kullanabiliriz. Telefonlarımızda mavi ışık filtrelerini aktifleştirebiliriz. Evlerde özellikle beyaz LED yerine gün ışığı sarı LED kullanabiliriz.
Dünya sağlık örgütünün (WHO) en son önerilerine göre 5 yaşın altındaki çocuklar, ekran başında daha az zaman harcamalı, 1 saatten fazla pusette veya sandalyede oturarak kalmamalı, daha kaliteli uyku almalı ve günde en az 2 saat açık havada aktif oyun oynamalı."3