Turan, ülke geneli ve Antalya’daki arıcılık ve arı ürünleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Yücel Turan, arıcılıkla uğraşanların hızla yaşlandığını ve arkasından genç arıcıların gelmediğini bildirdi.
Şu anda arıcılığı yaşlı bir neslin yürüttüğüne belirten Turan, “Bunun başlıca sebeplerinden birisi arıcılıkla uğraşan genç neslin sahada umduklarını bulamaması yatıyor. Gençler bu işi heves etsin, buradan pazara kazansın, meslek haline getireyim diyemiyorlar. Çadırda, doğada gezginci bir iş yapılıyor. Kışın sahilde yazın yaylalarda olmaları gerekiyor. Genç nesil şu anda arıcılığa gelmiyor” dedi.
"10 yıl içinde sıkıntı büyür"
Turan, yetkililerin genç nesli arıcılığa teşvik için bir dizi çalışma yapmasını istedi.
Böyle giderse 10 yıl içinde arıcılığı yapan kişilerin baya bir yaşlanacağını ve bırakmak zorunda kalacağını ifade eden Turan, “Bunun ardından arıcı anlamında zor duruma düşeceğiz. Arkadan gelen bir genç nesil yok. Hevesli olan bu işi yapalım diyen genç bir nesil yok. Biraz tehlikeli durumdayız” diye konuştu.
"Mayıs ve haziran kuraklığı etkiledi"
Arıcının zor durumda olsa bile küçük şeylerle mutlu olduğunu dile getiren Turan, “Geçtiğimiz mayıs ve haziran ayında ülke genelinde bir kuraklık oldu. Yaylalardan arıcı balını aldı ama biz esas kurtarıcı olarak başara balını görürüz. Çam bölgesindeki arıcı iki sağım yapmak zorundaydı. Bu sağımla balını alsın kredisini ödesin ve arısına kışlık stok bırakabilsin. Çam bölgesinde bu sene kuraklık nedeniyle böcek çekildi, basara balı olmadı. Bu bal olmadığını için arıcı sıkıntıda. Arıcı kredilerini ödeyemedi. Bahara arılarını çıkarabilmesi ve yeniden çoğaltabilmesi için ek besleme yapması gerekir. Devletimizden bu konunda arıcıya bir destek bekliyoruz” diye konuştu.
"Arıyı bahara çıkaramazsa seneye bal sorunu olur"
Antalya’nın kış boyunca birçok arıcıya ev sahipliği yaptığını ve arı üretim merkezi olduğunu işaret eden Yücel Turan, “Bal üreten sektörlere bahar mevsiminde arı Antalya’dan yetişiyor. Elimizdeki mevcut arılarımızı bahar ayına çıkaramazsak, bu sefer ülke genelinde bir arı kaybı olacak. Seneye bal sıkıntısı oluşacak” ifadelerine yer verdi.
"Rekoltede yüzde 25’lik düşüş"
Türkiye’nin ortalama bal üretiminin yılda 105 bin ton olduğunu ifade eden Yücel Turan, “Bu yıl üretimde yüzde 25 kayıp meydana geldi. 70-80 bin ton üretim oldu. Bal elimizde var. Ama esas sıkıntı çamda bal olmamasıdır. Dünya çam balının yüzde 92’si ülkemize üretiliyor. Türkiye’nin kovan varlığı 8 milyon, bunun 6 milyonu çam balı alabilmek için sahildeki illere geliyor. Buradan aldığı balla arıcı hem kredisini ödüyor hem de arısının kışlık ihtiyacını karşılıyordu. Bu olmayınca zor durumdayız” dedi.
"Besleme yardımı bekliyoruz"
Pandemi döneminde esnafa, sanayiciye bir takım desteklerin sağlandığını aktaran Turan, “Arıcı işletmelerimize de bu destekten bekliyoruz. Ekonomik yardım olmasa dahi, arıyı besleme için şeker yardımı yapabilir. Bizim özellikle şeker beklentimiz var. Arıcımızın en azından bu kış besleme ihtiyacının karşılanması lazım. Bu kışı rahat geçiremezsek, arılarımızı bahara çıkaramazsak, arı kayıpları olacak. Kovan varlığı düşecek, bal üretiminde sıkıntı olacak. Bu da fiyatları arttıracak. Pandemide arı ürünlerine talep arttı. Şuan Türkiye’nin balı kendine yeter, arı sayısı azalırsa bal da azalır” dedi.
"30 teneke bal aldım"
73 yaşındaki Finikeli arıcı İsa Çiftçi, yaklaşık 500 kovanıyla gezginci arıcılık yaptığını ve bu yılki kadar kötü giden bir mevsim görmediğini söyledi.
Bu sene çam balına endeksli olduklarını ama oradan da bal alamadıklarını kaydeden Çiftçi, "Şu an arılarım aç. Basara olmayınca şu an arımız aç durumda. Benim 80-100 kovanım öldü. Yılda 300 teneke bal alırdım, bu yıl 10’da birine düştü. Bu yıl devletimizden arıcılara destek bekliyoruz" ifadelerine yer verdi.