Pandemi süreci başladığından bu yana evlerde hareketsiz kalırken, kilo alanların sayısı da bir hayli arttı. Uzmanlar ise evde uzun süre kalınması durumunda spor yapılması gerektiğini belirtiyor. Korona virüsten korunmak için evde kalınan günlerde psikolojik olarak güçlü hissetmenin süreci atlatmak için önemli ve gerekli olduğunu vurgulayan Diyetisyen Muhammet Kurt, bu süreçte yeme ve içme alışkanlığının bağışıklık sistemini ve metabolizmayı etkilediğine dikkat çekti. Karantina sürecinde danışanlarına ayrı bir program hazırladığını belirten Kurt, “Korona virüse yakalandıkları zaman bize danışıyorlar. Ayrı bir sürece giriyoruz. Danışanlarımı arıyorum ve ne yapmaları gerektiğini anlatıyorum. Karantinaya giren danışanlarımız için diyet arka planda kalıyor. Bu dönemde danışanlarımız beslenmelerine çok dikkat edemiyorlar. İlaç içme, su içme, fiziksel aktivitelere de aynı zamanda dikkat edemiyorlar. Psikolojik olarak da zor bir süreçten geçiyorlar. Danışanlarıma öncelikle beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini söylüyorum. Fakat çok da kısıtlama yapmıyoruz. Zaten bu diyet programlarımızda da kısıtlamaya çok yer vermiyoruz. Çünkü karantina döneminde ne zaman yiyeceklerini kendileri belirleyemiyorlar. İştahları kesiliyor, tat alma, koku almalarında çok ciddi manada bozuluyor. Hal böyle olunca bizde yiyecek miktarlarına dikkat edecek şekilde, öğünlerin arasına belirli bir zaman koyduğumuz taktirde dikkat edin diyoruz. Bol bol meyve sebze tüketilmeli bu süreçte. Danışanlarımıza özellikle ilaçlarını kullanmaları konusunda çok ciddi destek olmaya çalışıyoruz. Çünkü bazı danışanlarımız kullanmıyor. Bazıları alerjilerinden dolayı çekinebiliyor” şeklinde konuştu.
“Karantina döneminde ciddi psikolojik yıpranmalar söz konusu”
Karantina sürecinde ciddi oranda psikolojik yıpranmaların da meydana geldiğini söyleyen Diyetisyen Kurt, “Fiziksel aktiviteler yorgunluk ve halsizlikten dolayı geri planda kalıyor. Bunun önemini de anlatıyoruz zaman zaman. Ayrıca karantina döneminde çok ciddi boyutta psikolojik olarak yıpranmalar da söz konusu olabiliyor. Bunların hepsini danışanlarımıza ayrı ayrı değerlendiriyoruz. Onlar da bu değerlendirmeler sonucunda dikkat ediyorlar” ifadelerinde bulundu.
“Meyve sebze tüketimi düzenli olması lazım”
Özel bir beslenme tarzından ziyade sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çeken Diyetisyen Kurt, “Covid-19 dediğimiz virüs salgını metabolizmayla alakalı aslında. Metabolizmayı güçlendirmek için de öncelikle yediklerimize dikkat etmemiz lazım. Özel bir beslenme tarzından ziyade düzgün sağlıklı beslenme, düzgün fiziksel aktivite düzeni, bol su içme, meyve sebze tüketme düzeni olması lazım. Bunları şart koşuyoruz. Bunların dışında sülfürlü sebzeler, renkli sebzeler, renkli meyve ve sebzelerin tüketilmesini öneriyoruz. Proteinden zengin beslenme dediğimiz olay var bir de” dedi.
“Saman tadı alıyorum diyerek yemek yemiyorlar”
Korona virüs nedeniyle tat ve koku kaybı yaşayanların ‘Saman tadı alıyorum’ diyerek yemek yemek istemediklerini söyleyen Kurt, “Bu süreçte tat ve koku kaybı olduğu için insanlar fazla bir şey yemek istemiyorlar. Gelen tepkilerde ‘Saman tadı’ alıyoruz oluyor. Hal böyle olunca bir şey yemek istemiyorlar. Ama koku ve tat alamasanız da mutlaka bir şeyler yiyin. Et, süt ürünleri, kuruyemişlere yönelin diyoruz. Genelde danışanlarımızdan çok yorgunluk şikayeti alıyoruz. Aktivite akıllarına gelmiyor. Ama en azından gün içinde 10-15 dakika yerimizden kalkıp evin içerisinde yürüyüş yapmalarını öneriyoruz. Evin camını açıp bulundukları ortamı havalandırmalarını söylüyoruz. Bunun psikolojik olarak da faydası olacaktır” ifadelerini kullandı.