Memorial Antalya Hastaneleri Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, 4 Şubat Dünya Kanser Günü kapsamında hastanede düzenlenen bir etkinlikte hastalarıyla bir araya geldi.
Hastalığı yenen ve kanser tanısı alan hastaları üzerinden mesajlar veren Özdoğan, uzak gibi görünse de herkesin kanser hastalığına yakın olduğuna değindi. Kanser konusunda bilgi eksikliğinden dolayı kolay yanılma olabildiğinin altını çizen Mustafa Özdoğan, “Temel hedefimiz bir hastalığa karşı bilinçlenmeyi artırmaktır. Dünyada her yıl 9.6 milyon insan kanserden ölüyor. Uzmanlar 2030 yılına gelindiğinde kanserle ilgili ölümlerin 13 milyona ulaşacağını öngörüyor. Dünyada yılda ölen sayısı 9.6 milyon ama biz 3,7 milyon insanın hayatını kurtarabiliriz” diye konuştu.
"Ölümlerin yüzde 70'i düşük gelirli ülkelerde"
Kanser ölümlerinin yüzde 70’inin düşük ve orta gelirli ülkelerde olduğunu işaret eden Özdoğan, “Düşük gelirli ülkelerin yüzde 90’ı, kanser tanısı alan insanlar radyoterapi ile buluşamıyor. Patolojik tanı koyulamıyor. Ama ülkemizde istediğimiz hekime ve sağlık sistemine ulaşabiliyoruz. Kanser tanısından itibaren 5 yıl içinde yaşayan sayısı 48,3 milyon. HPV aşısı 300 binden fazla kanser vakasının önlenmesini sağlayabilir. 4 hastadan biri HPV ile ilişkilidir. Geri kalmış ülkelerdeki kanserlerin yüzde 25’i HPV ile bağlantılıdır. Aşı karşıtları birdenbire bu corona virüsü karşısında hemen ‘aşı ne zaman çıkacak’ demeye başladılar. Ama hani aşıya karşıydık. Aşı karşıtlığı yaparken çok temkinli olmalıyız. Aşının her dönemde yaşam kurtarıcı olduğunu unutmamalıyız” dedi.
"200 bine yakın yeni kanser olgusu var"
Küçük değişikliklerin insan hayatında önemli olduğunun altını çizen Özdoğan, “Toplu alanlarda dumana son verip pasif içicilik azaltılmalıdır. Tüm kanserlerin yarısına yakını önlenebilir. 2018 yılında dünyada 18 milyon yeni kanser vakası tespit edildi. Ülkemiz içinde 200 bine yakın yeni kanser olgusu var. Hareketli bir yaşam sürdüğümüzde bu hastalıkların yarısına yakınını önleyebiliriz. Kanser korunabildiği gibi tedavi edilebilen bir hastalıktır. Sigara içimi arttıkça kanser sıklığı artıyor” ifadelerine yer verdi.
Kanser sebepleri
Yaşam var olduğu sürece kanserin olacağına değinen Özdoğan, yaşlanma, çevresel nedenler, kalıtsal geçiş ve ailesel etkenler, yatkınlık gibi nedenlerle kanser olunulabileceğini belirtti. Özdoğan, kanserlerin yüzde 50’sine sigara, obezite, virüs ve bakteri, UV ışınlar, alkol, kimyasal karsinojenlerin neden olduğuna dikkat çekti. Mustafa Özdoğan, kalıtsal geçiş ve ailesel yatkınlığın yüzde 15, çoğu yaşlılıkla ilgili rastgele mutasyonların ise yüzde 35 olmak üzere kansere yakalanma nedenlerinin yüzde 50’sini oluşturduğunu söyledi.
Obezite salgını
Çılgın bir obezite gıda salgını saldırısı ile karşı karşıya olduklarını vurgulayan Özdoğan, “Ünlü meşhur kahveleri içmek entelektüel olmakla eş değer tutuluyor. Rakı içen önceden farklı görünürdü, şimdi rakı içen, kahve içen entelektüel görülmeye başlandı. Ciddi bir gıda ve çevre manipülasyonu ile karşı karşıyayız” dedi.
"40 yaş altı gençlerde görülme sıklığı yüzde 10 arttı"
Elektronik sigara kullanımını da sert bir dille eleştiren Özdoğan, “Elektronik sigara, sigara kullanımını azaltmak için değil arttırmak içindir. 70 civarında kanser sigarayla 13’ü de obeziteyle ilişkilidir. Gençlerde kanser sıklığındaki artış tehlikeli düzeye ulaşıyor. 40 yaş altı bireylerde kanser görülmesinde yüzde 10 artış var. HPV’den korunarak 7 kanser türünün riskini azaltabiliriz” dedi.
Türkiye’de tuz tüketiminin 10 gramın üzerinde olduğunu işaret eden Özdoğan, oysaki bu sayının 5 gramın altında olması gerektiğini bildirdi.
Yanlış bilinenler
Kanser başlığı altında toplumu hedef alan yanıltıcı bilgiler olduğuna değinen Mustafa Özdoğan, o bilgileri şöyle aktardı:
“Kemoterapi öldürüyor söylemi yaşam kayıplarına neden oluyor. Fitoterapi alternatif tedavi yöntemleri kanser tedavilerinden üstün değildir. Habersiz kullanımı yaşam kayıplarına neden oluyor. İsrail ve Küba’da kanser önemli sorunlarından biridir. Bu ülkeler kanserin sihirli ilacını bulamadı. İsrail sadece artan kanser riskini çok iyi yöneten ülkedir. Küba’daki kanser aşısından hiçbirini kullanmıyoruz.”
"Ölümü konuşabilmeliyiz"
Türkiye’deki en büyük problemlerden birinin ölümü konuşmamak olduğunu ifade eden Özdoğan, "Konuşmadığımız sürece geriye çok sayıda yaralı insan bırakıyoruz. Kanser, savaş ve savaşı kazanmak gibi adlandırılmamalıdır. Kanseri en iyi şekilde yönetmek kişinin o kalan süreyi ailesiyle, dostlarıyla birlikte en iyi şekilde geçirmesi sağlanmalıdır" ifadelerini kullandı.
"Alınması gereken önlemler"
Antalya’dan çağrıda bulunan Özdoğan, yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
“Sigara içmeyelim içenleri uyaralım, çocukları şekerli gıdalar ve aşırı kalorili gıdalar ile ödüllendirmeyelim. Beyaz un, şeker ve tuz tüketiminden kaçınalım. Hazır işlenmiş gıdalar, gazlı içeceklerden kendimizi ve çocuklarımızı uzak tutalım. Popüler diyetler yerine Akdeniz diyeti uygulayalım ve savunalım. Alkol almayalım ve alıyorsak azaltalım ve gençlerimizi alkolden ve sigaradan koruyalım. Hareketli olalım, düzenli spor alışkanlığı edinelim. Yaşa uygun kanser taramaları konusunda bilgilenelim ve uygulayalım. Hep birlikte kanserden korkmayan bilinçli bir toplum için el ele verelim.”
Meme kanserini yenen evli ve 2 çocuk annesi 39 yaşındaki ev hanımı Nursel Karasoy ise, "3 yıl önce üçüncü evre meme kanseri olduğumu öğrendim. Zor bir süreç geçti ama doktorlarımın desteğiyle geçti. Tedaviye inandım, korkmadım. Amacım 100 yaşını devirmek" dedi.
Etkinliği Memorial Sağlık Grubu CEO'su Uğur Genç de takip etti.