Kadınlarda sık rastlanan kanserler arasında, meme kanserinden sonra genital organlara ait türleri ilk sıralarda yer aldığının altını çizen Prof.Dr. İnal, kadın kanserlerinin bir kısmı erken belirti vermesi nedeniyle erken tanıyla kısa sürede tedavi edilebilirken,hiçbir belirti vermeden ilerleyen kanserler konusunda dikkatli olunulması gerektiği uyarısında bulundu.
“Tümör yükünü azaltmak”
Jinekolojik onkolojinin, kadın genital kanserlerinin ve kanser öncüsü lezyonların önlenmesi, tanısı, tedavisi, rahim, rahim ağzı, yumurtalık, tüp, vajen ve vulva kanserlerinin cerrahi tedavisini içerdiğini aktaran Prof.Dr. İnal, “ Jinekolojik kanserlerin tedavisinde diğer pek çok kanser türünde olduğu gibi cerrahi ön plandadır. Ancak hangi yöntemin uygulanacağının kararı, kanserin türü, evresi, hastanın yaşı, performans durumu gibi etkenlere bakılarak, her hastaya özel olarak verilmektedir. Çünkü bazı kanserlerde belirli evrelerde cerrahiden elde edilecek beklenti ile radyoterapi ve kemoterapinin beklentisi benzer veya daha düşük oranlarda olabilir. Amaç, hastadaki tümör yükünün en aza indirilmesi ile ek tedavilerle maksimum iyilik halinin elde edilmeye çalışılmasıdır” ifadelerine yer verdi.
“8 belirti”
Prof.Dr. İnal, jinekolojik kanserlerdeki belirtileri ise şöyle sıraladı: “Menopoza girmiş kadında kanama veya akıntı olması,adet düzensizliği, adet dışı kanama, cinsel ilişki sonrası ağrı, karında ağrı ve karında rahatsızlık hissi şişlik, yeme içme bozuklukları, vajinal bölgede kaşıntı yara veya şişlik oluşması, cinsel ilişki sonrası kanama.”
“Laparaskopik cerrahinin önemi”
Laparaskopik cerrahinin rahim ve rahim ağzı, erken evrede yakalanan yumurtalık kanserlerinde etkinliği giderek artan tedavi yöntemi olduğunun altını çize Prof.Dr. İnal, “ Bu yöntem sayesinde hastanın hastanede kalma, iyileşeme, iş ve sosyal yaşama dönme süresi kısalırken, hastada kozmetik açıdan önemli bir cilt hasarı meydana gelmiyor. Laparoskopi jinekolojik onkoloji alanında hemen her tür operasyonun yapılabildiği kapalı bir ameliyat yöntemidir. Bu operasyon, göbek deliğinden 10 milimetre çaplı bir kamera ve karnın alt bölgesindeki 2 veya 3 yerden 5 milimetre kesilerden girilerek yapılır. Bu yöntemde hastanın karnına uzun ve geniş bir kesi yapılmadığı için, klasik açık ameliyata göre birçok avantajı vardır” dedi.
“Kadınlarda kanser riskini arttırıyor”
Prof.Dr. Murat İnal,şişmanlık, düzensiz adet görme, hiç çocuk sahibi olmama, kısırlık,meme kanserini tedavi etmek veya önlemek için tamoksifen kullanımı, ailede rahim kanseri öyküsü olması, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, safra kesesi hastalığı veya tiroit hastalığı öyküsü, menopoz tedavisi için uzun dönem progesteronsuz öströjen kullanımı,uzun dönem yüksek dozlu doğum kontrol hapları ve sigara kullanımının kadınlarda kanser riskini arttırdığına değindi.