Çisem Gündüz, bazen sağlıklı çocukların aileleri tarafından iştahsız görüldüğünü bazen de aşırı hareketli çocukların yemekle çok ilgilenmediğini anlattı. Gündüz, çocukları abur cuburdan uzak tutmanın ve yemek saatlerinin düzenli olmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.
İştahsızlığın beslenme bozukluklarının bir belirtisi olabileceğini kaydeden Gündüz, “Beslenme bozuklukları organik ve fonksiyonel nedenlere bağlı olarak gelişebilir. Ayrıca biyolojik, davranışsal ve sosyal faktörlerden etkilenir. İştahsızlık ve yeme problemi çocuklarda en sık görülen sorunlar arasında yer alıyor. Gelişimsel yönden sağlıklı çocukların neredeyse yüzde 20-25’inde bu problemle karşılaşılabilir” dedi.
İştahsız çocuklarda öncelikle bir hastalık nedeninin olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirten Gündüz; herhangi bir rahatsızlığın saptanmadığı durumlarda diyetisyen tarafından ailesinden üç günlük ayrıntılı beslenme öyküsünün alındığını, besinlerin hazırlanma yöntemi, miktarı, yedirme yöntemleri gibi konularda bilgi edinildiğini söyledi.
Hastalıklar iştahsızlık yapabilir
Öncelikle iştahsızlığın nedeninin bilinmesi için çocuğun fiziki muayeneden geçirilmesi, tam kan sayımı, idrar tahlili, parazit araştırması ve karın grafisi gibi tahlil ve tetkiklerin yapılması gerektiğini söyleyen Gündüz, “Çölyak gibi bazı hastalıklar çok yoğun belirti vermeden de görülebiliyor. Böylesi bir durum iştahsızlığa yol açtığı için iştahı etkileyebilecek hastalıklar öncelikle araştırılmalıdır. Eğer çocukta bu tip bir hastalık saptandıysa, ailenin bu konuda bilinçlendirilmesi ve çocuğun beslenmesinde nelere dikkat etmesi gerektiği anlatılmalıdır” diye konuştu.
Aile, iştahsız olduğunu düşünüyorsa
Bazen ailesine iştahsız gelse de çocukların normal gelişim seyrinde olduğunu belirten Gündüz, “Yaşına uygun gelişen fakat sıklıkla narin yapılı çocuklar, gıda alımları vücut yapısına ve beslenme gereksinimlerine uygun olmasına rağmen aileleri tarafından iştahsız olarak değerlendirilirler. Böylesi bir durumda aileye temel beslenme kuralları hakkında bilgi verilmelidir” şeklinde konuştu.
Yemekle ilgilenmiyorsa
Hareketli ve yemekle ilgilenmeyen çocukların iştahı çok az oluyor ve çabuk doyuyorlar. Gündüz “Bu çocuklar, hareketli ve meraklıdırlar. Çevrelerine yemekten daha fazla ilgi gösterirler. Yerken kolayca dikkatleri dağılır. Bu nedenle yemek sunumları dikkat çekici olmalı ve öğün aralarında atıştırmalıklara izin verilmemeli” önerilerde bulundu.
Yemeye az ilgi gösteriyorsa ve içine kapanıksa
Bazı çocuklarda ortaya çıkan yemeğe ilgisizlik ve içine kapanıklık durumunu değerlendiren Çisem Gündüz, şunları söyledi:
“Bu çocuklarda tekdüze duygulanım vardır ve yemeğe karşı ilgileri azdır, iştah kaybı, karşılıklı gülümseme, agulama ve bebek ile bakım veren arasında göz teması gibi paylaşımlar azalmıştır. İçe kapanmanın işareti sayılan bu durumlarda ailenin uzmandan destek alması sağlanmalı.”
Çok fazla yemek seçiyorsa
Bazı çocuklar belli bir tada, yapıya, kokuya veya görünüme sahip olan yiyecekleri sürekli olarak reddettiğini ve yeni gıdalara karşı gösterilen normal direncin ötesinde, daha inatçı bir direnç gösterdiğini söyleyen Gündüz, böylesi durumlarda çocuğun yaşına uygun besinlerin dikkat çekici bir şekilde hazırlanarak küçük porsiyonlar halinde verilmesini gerektiğini ifade etti.
Ağlamaktan yemek yiyemiyorsa
Bazı bebekler herhangi bir nedenle ağlamaya başladıklarında sakinleşemediğini ve aşırı ağlamanın beslenmeye engel olduğunu vurgulayan Gündüz, “böyle durumlarda beslenmenin loş ışıklı, gürültüsüz sakin bir odada yapılması, bebeğin rahat bırakılması annenin ten teması olacak şekilde emzirmesi bebeği sakinleştiriyor. Normal besine geçmiş küçük çocuklarda ise, yine çocuğu sakinleştirdikten sonra yemeğe geçilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Yemekten korkuyorsa
Bazı çocukların beslenmeye, vücutlarını çekerek veya ağızlarını açmayı reddederek direnç gösterdiğini ve bunun da beslenme korkusuna işaret ettiğini belirten Gündüz, “Böyle durumlarda çocuk uyumak üzereyken ya da rahatlamışken besinlere alıştırılması iyi bir seçenek olabilir” dedi.
Sağlıklı beslenmenin güçlü temelleri
Genel iştahsızlık nedenlerini ve olası çözümleri ayrıntılı bir şekilde anlatan Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz, iştahsızlığı önleyecek püf noktalarını da şöyle sıraladı:
1. Yeme sorunu olan çocukların yaşıtlarının bulunduğu ortamlarda onlarla birlikte sofraya oturtulmasının yeme miktarını artırdığı gösterilmiştir.
2. Besinler çocukların yiyebileceği türden hazırlanmalı. Kendi yemek istediğinde özgür bırakılmalı ve bunun için cesaretlendirilmelidir.
3. Bir öğündeki besin reddedildiyse farklı bir besin denenmeli. Çocuk yine yemeyi reddederse zorlanmamalı. Ancak reddedilen besini, aralıklarla çocuğa tekrar sunmaya devam edilmelidir.
4. Yemek gerekirse çocuğun ilgisini çekecek şekilde süslenmeli. Çocuğa besinlerin yararları oyunlarla anlatılmalı ve onun seçim yapmasına izin verilmelidir.
5. Yemek saatleri düzenli olmalı. Aralarda iştahını kesebilecek besinler verilmemeli. Şeker ve çikolata çocuğa ödül olarak sunulmamalıdır. Daha da önemlisi aile bireylerinin çocuğa karşı tutumu tutarlı olmalıdır.
6. Az miktarlarda yiyen çocuklarda sık öğünler oluşturulmalı. Gerekli durumlarda öğünün içeriği zenginleştirilmelidir.
7. Düzenli uzun süreli aktiviteler iştahı artırıyor. Buna karşı yemek öncesi ağır ve yorucu aktiviteler iştahı azaltıyor. Yemek düzenine uygun fiziksel aktivite planının yapılması önemlidir.