MEME AĞRILARINNI 3 ANA GRUPTA SINIFLANDIRABİLİRİZ:
1- Adet Düzeni ile İlgili Ağrılar: En sık görülen ağrı tipidir. Genellikle adet öncesi dönemde ortaya çıkan, hemen adet görmeden önce en yüksek seviyesine erişen ve adet ile birlikte kaybolan ağrılardır. Otuzlu yaşlarda daha sık görülür. Çoğu zaman menapoza yakın dönemde kendiliğinden kaybolur. Memenin üst ve dış taraflarında daha fazla hissedilir. Bazen koltuk altına doğru yayıldığı da olur. Ağrı ile birlikte memelerde hassasiyet de artabilir. Genelde 3-7 gün süren adet öncesi memede gerginlik, şişme ve hassasiyet şikayeti ile kendini göstermektedir.
2- Adet Düzeni ile İlgili Olmayan Ağrılar: Kırklı yaşlarda daha sık görülür. Adet düzeni ile ilişkili olanlara göre daha kısa sürer ve hastaların yarısında kendiliğinden kaybolur. Memenin bir noktasında olabileceği gibi tamamına yayılan bir ağrı da olabilir. Altta yatan neden hassas bir meme kisti, iltihap, çarpma olabileceği gibi, çoğu zaman ağrıyı açıklayacak bir neden gösterebilmek oldukça güçtür. Genelde çay, kahve, kola, çikolata gibi kafeinli gıda alımı, sigara ve alkol tüketimi ile ilgili olabilmektedir.
3- Meme ile İlgisiz Bir Olaydan Kaynaklanan Ağrılar: Bu tip ağrılar meme ilgisiz olmasına rağmen, memede hissedilmektedir. Burada ağrı göğüs duvarındaki kaslardan, kaburga eklemlerinden, kıkırdak dokulardan ve boyundaki sinir köklerinden kaynaklanabilir. Kas-iskelet sisteminden köken alan ağrı çoğu zaman tek taraflı ve ağrının tariflendiği alana bası uygulamakla ağrı artmaktadır. Bu şikayetlerle başvuran hastalarda sinir kök ağrıları ve kaburga ağrıları da araştırılmalıdır.
PEKİ MEME AĞRISI OLAN KADINLAR NE YAPMALI?
Kanserle ilişkisi yok denilecek kadar azdır. 40 yaş altı bayanların meme muayenesi ve meme USG (ultrason) yaptırmaları gerekmektedir. 40 yaştan sonraki bayanların ise gelişebilecek meme kanser riski nedeni ile yılda bir 70 yaştan sonra iki yılda bir meme USG ve mamografi yaptırmaları gerekmektedir.