Çocukların duygularını dışa vurmaya ihtiyaçları olduğunu kaydeden Uzman Psikolog Merve Demir, "Hissettikleri öfke duygusundan kurtulmak için saldırgan davranışlarda bulunabilirler. Büyük bir öfke nöbeti geçirmek de aslında öfke duygusunu dışa vurmaya yarar. Ama bu öfkeyle başa çıkmak için uygun bir yol değildir. Öfke nöbetinden sonra çocuk, genellikle bitkin hisseder ve pişmanlık duyar. Bu sebeple çocukların öfkelerini daha uygun şekilde ifade etmeyi öğrenmeleri önemlidir" diye konuştu.
Uzman Psikolog Merve Demir, çocukları öfkeli olan ailelere şu önerilerde bulundu:
"Öncelikle çocuğunuza şiddetle ilgili doğru model olun. Kendi öfkenizi kontrol edin. Çocukla kibar bir şekilde konuşun. Bağırmayın, ağır cezalar vermeyin. Çocuğa koyduğunuz kuralların sebeplerini açıklayın. Tutarsız davranışlar çocukları öfkelendirir. Bu sebeple anne baba olarak çocuğunuza tutarlı davranmaya çalışın. Çocuğunuzu dinleyin. Duygu ve düşüncelerini anlatmaya teşvik edin."
Öfkenin şiddetine dikkat edin
"Çocuk saldırgan davranış göstermediği sürece, onun öfkesini kabul edin." diyen Uzman Psikolog Merve Demir, "Eğer çocuk kendisine zarar vermiyorsa, öfke nöbetlerini görmezden gelin. Öfke nöbeti sırasında çocuk kontrolden çıkar, mantıklı düşünemez, sizi dinleyemez. Biri boğulurken ona yüzme öğretemezsiniz. Aynı şekilde; öfke nöbeti geçirirken çocuğa uygun şekilde davranmayı öğretemezsiniz. Öfke nöbeti sırasında deneyeceğiniz her şey durumu daha da kötüleştirecektir. Bu sebeple konuşmak için çocuğun sakinleşmesini bekleyin. Öfke nöbeti geçirirken bazen çocuklar kendilerine zarar verebilecek davranışlarda bulunabilirler. Böyle bir durumda çocuğu korumak ve kendi kendisine de zarar vermesini engellemek için çocuğa arkasından sarılarak tutun. Bunu yaparken çocuğa onu korumak için tuttuğunuzu, sakinleşince bırakacağınızı söyleyin. Derin nefesler alıp vererek çocuğu sakinleşene kadar tutmaya devam edin. Öfke nöbeti sırasında sakin kalarak çocuğa duygusal anlamda daha güçlü olduğunuzu hissettirin. Çünkü çocuk bu kadar şiddetli bir şekilde öfkeliyken, yanında sakin ve güçlü bir şekilde duracak bir yetişkine ihtiyaç duyar. Böylece kendisini güvende hisseder ve daha kolay sakinleşebilir" ifadelerinde bulundu.
Çocuğa öfkeli anında verilen tepkinin önemli olduğunu vurgulayan Demir, "Öfkeye öfke ile tepki vermeyin. Çocuğunuz size vuruyorsa, çocuğu tutun ve durdurun. Kızgın olduğunu anladığınızı ama size vurmasına izin vermeyeceğinizi söyleyin. Öfkesini boşaltabileceği başka bir yol gösterin (Yastık gibi yumuşak bir yere vurmak, bir kağıdı parçalamak gibi). Çocuğunuzu kızdıran şeyleri anlamaya çalışın. Çocuğunuzla birlikte onu kızdıran şeyleri konuşun. Siz de kendinizi kızdıran şeylerden bahsederek ona örnek olabilirsiniz. Böylece bu zor duygularla ilgili daha rahat konuşabilir ve kendisini yalnız hissetmez. Çocuğun öfkesini fiziksel olarak boşaltabileceği oyunlar oynamasına izin verin. Fırlatabileceği, parçalayabileceği materyaller verin. Böylece kendisi için kıymetli olan oyuncaklarına da zarar vermemiş olur.
Saldırgan davranışların ardından ailenin tutumunun önemini anlatan Merve Demir şunları söyledi:
"Öfkelense bile saldırgan davranış göstermediği zaman çocuğu takdir edin. Saldırgan davranışta bulunduğunda, sonucuna katlanmasını sağlayın. Örneğin parkta bir arkadaşına vurmuşsa, oyunu bitirip eve dönmesi sağlanabilir. Saldırgan davranışın arkasından ailenin tutumu oldukça önemlidir. Saldırgan davranışlarla ilgili gereğinden uzun konuşmalar ya da çocuğun dikkatini dağıtmak için sunulan teklifler, bu davranışları pekiştirebilir. Bu sebeple saldırgan davranışın arkasından, çocuk için ödül olabilecek hiçbir davranış gelmemelidir (ilgi çekme, anne baba ile daha fazla vakit geçirme gibi). Çocuğunuzda öfke ve saldırgan davranışlar yoğunsa ve çocuk bu davranışları ile ilgili pişmanlık duymuyorsa, bir uzmandan yardım almak faydalı olacaktır."