Uludağ’ın yayınladığı yazı şu şekilde:
"Kıymetli Dava Arkadaşlarım,
Ak Parti’mizin kurulduğu günden bu güne kadar birlikte yol yürüdüğüm değerli yol arkadaşlarım: Burada sizlerle paylaşacağım görüşlerim benim şahsi düşüncelerimdir, asla siyasi bir kimlikle söylenen sözler değildir. İçinde bulunduğumuz 24 Haziran 2018 T.C. Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri sürecinde, Süleymanlı Cemaatinin büyükleri tarafından verilen karara tepki olarak, söylenen bir takım söz ve davranışlardan ötürü bu mektubu yazmak istedim.
İlkokulu bitirdikten sonra gittiğim ve yaklaşık 15 yıl kaldığım İstanbul serüvenimin 8 yılı Süleyman Efendi Hazretlerinin yurtlarında geçti. Hayatımın en anlamlı ve en güzel günlerini yaşadığım bu zaman diliminde, bir taraftan okuluma devam ederken diğer taraftan da bu yurtlarda verilen dini ilimleri tahsil etme imkanına sahip oldum. Aynı zamanda, her yönüyle bizi yetiştiren ve hayata hazırlayan bu yurtlarda, “Çaycılık” vazifesini yapma, gelen misafirlere yemek servisi yapma şerefine nail oldum. Bu sırada Merhum Abimiz Muhterem Kemal Kaçar Bey'e bizzat çay ve yemek servisinde bulundum ve duasına mazhar olmak nasip oldu. Rabbim kendisinden razı olsun.
Sevgili dava arkadaşlarım, hepinizin malumu olduğu üzere bendeniz, başta Türkiye’miz olmak üzere tüm mazlum ve gönül coğrafyamızın umudu olarak kurulan ve bu misyonla 16 yılı başarılar ile geride bırakmış olan Ak Parti’mizin Kurucu Belde Başkanıyım. 16 yıllık bu süreçte partimin ve hemşerilerimin teveccühü ile partimizin değişik kademelerinde (Belde Başkanlığı, Belde Belediye Başkanlığı, Büyükşehir Koordinatörlüğü ve son olarak da 27. Dönem Milletvekilliği Aday Adaylığı) layık gördüğünüz her görevi elimden geldiğince en güzel şekilde yapmaya çalıştım. Ak Parti olarak girmiş olduğumuz ilk seçimimiz olan 3 Kasım 2002 Milletvekilliği Genel Seçimi dahil, bu zamana kadar girdiğimiz hiçbir genel, yerel ve referandum seçiminde, her zaman yaptığı hizmetlerle gurur duyduğum ve gönül bağım bulunan Süleyman Efendi Cemaati prensip ve tavsiye kararı olarak, hiçbir zaman mensubu olmakla gurur duyduğum partime maalesef eğilim göstermedi. Hikmetini ve sebebini hiçbir zaman anlayamadığım, ama hiçbir zaman aleni olarak eleştirmekte ve konuşmakta fayda mülahaza etmediğim bu durumla ilgili olarak çok iyi bildiğim iki husus şudur:
1. Bu topluluk; bizzat devlet eliyle islami bilgi ve Kuran eğitiminin yasaklandığı, Kuran okumanın ve ibadetlerin engellendiği, inanan ve bunun için gayret sarf eden insanlarımıza her türlü zulmün yapıldığı tek parti zamanında, Süleyman Hilmi Tunahan Efendi Hazretlerinin öncülüğünde kurulan gayesi ve amacı sadece kaybolmaya yüz tutan Kuran eğitimini ayakta tutmak, dini ve milli değerlere saygılı, vatanına, milletine ve dinine faideli bireyler yetiştirmek olan bir cemaattir.
2. Yukarıda da belirttiğim gibi; Ak Parti olarak girmiş olduğumuz ilk seçimimizden bu seçime kadar, prensip ve tavsiye kararı olarak, hiçbir zaman mesul idarecileri tarafından Ak Parti'mize eğilim gösterilmemiş olsa da; bu davanın mensupları, girdiğimiz her seçimde artan bir destekle, büyük oranda (%70’lere dayanan bir oran) Ak Parti'mize desteğini göstermiştir.
Sevgili Dava Arkadaşlarım, sizlerden ricam; söz konusu Süleymanlı dostlarımıza, komşularımıza ağır hakaretlerden, incitici konuşmalardan sakınalım.
Olgunluğun ve tahammülün sahibine daha çok kazanım sağladığını unutmayalım. Özünde, gayesi sadece ve sadece vatanına ve milletine faydalı, imanlı ve inançlı bir nesil yetiştirmek olan bu cemaatin sevenlerine ve gönül verenlerine saygısızlık etmeyelim. Varsa sitemimiz, yapıcı eleştiri ve ikazlarımız, bunları amacına ulaştıracak kişi ve makamlara usulüne uygun şekilde yapmaya çalışalım. Şundan emin olunuz ki her ne kadar baştaki idareciler tarafından böyle bir karar alındı ve buradaki hocalarımız tarafından tebliğ edildi ise de inanın kahir ekseriyeti gerek bizzat oylarıyla, gerek dualarıyla bizimle birlikte oldular. Çıkan neticeye bizimle birlikte sevindiler. Anlayışınız için şimdiden hepinize sonsuz teşekkür ediyor, saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum. Rabbim sizlerden razı olsun."
Ak Parti’mizin kurulduğu günden bu güne kadar birlikte yol yürüdüğüm değerli yol arkadaşlarım: Burada sizlerle paylaşacağım görüşlerim benim şahsi düşüncelerimdir, asla siyasi bir kimlikle söylenen sözler değildir. İçinde bulunduğumuz 24 Haziran 2018 T.C. Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri sürecinde, Süleymanlı Cemaatinin büyükleri tarafından verilen karara tepki olarak, söylenen bir takım söz ve davranışlardan ötürü bu mektubu yazmak istedim.
İlkokulu bitirdikten sonra gittiğim ve yaklaşık 15 yıl kaldığım İstanbul serüvenimin 8 yılı Süleyman Efendi Hazretlerinin yurtlarında geçti. Hayatımın en anlamlı ve en güzel günlerini yaşadığım bu zaman diliminde, bir taraftan okuluma devam ederken diğer taraftan da bu yurtlarda verilen dini ilimleri tahsil etme imkanına sahip oldum. Aynı zamanda, her yönüyle bizi yetiştiren ve hayata hazırlayan bu yurtlarda, “Çaycılık” vazifesini yapma, gelen misafirlere yemek servisi yapma şerefine nail oldum. Bu sırada Merhum Abimiz Muhterem Kemal Kaçar Bey'e bizzat çay ve yemek servisinde bulundum ve duasına mazhar olmak nasip oldu. Rabbim kendisinden razı olsun.
Sevgili dava arkadaşlarım, hepinizin malumu olduğu üzere bendeniz, başta Türkiye’miz olmak üzere tüm mazlum ve gönül coğrafyamızın umudu olarak kurulan ve bu misyonla 16 yılı başarılar ile geride bırakmış olan Ak Parti’mizin Kurucu Belde Başkanıyım. 16 yıllık bu süreçte partimin ve hemşerilerimin teveccühü ile partimizin değişik kademelerinde (Belde Başkanlığı, Belde Belediye Başkanlığı, Büyükşehir Koordinatörlüğü ve son olarak da 27. Dönem Milletvekilliği Aday Adaylığı) layık gördüğünüz her görevi elimden geldiğince en güzel şekilde yapmaya çalıştım. Ak Parti olarak girmiş olduğumuz ilk seçimimiz olan 3 Kasım 2002 Milletvekilliği Genel Seçimi dahil, bu zamana kadar girdiğimiz hiçbir genel, yerel ve referandum seçiminde, her zaman yaptığı hizmetlerle gurur duyduğum ve gönül bağım bulunan Süleyman Efendi Cemaati prensip ve tavsiye kararı olarak, hiçbir zaman mensubu olmakla gurur duyduğum partime maalesef eğilim göstermedi. Hikmetini ve sebebini hiçbir zaman anlayamadığım, ama hiçbir zaman aleni olarak eleştirmekte ve konuşmakta fayda mülahaza etmediğim bu durumla ilgili olarak çok iyi bildiğim iki husus şudur:
1. Bu topluluk; bizzat devlet eliyle islami bilgi ve Kuran eğitiminin yasaklandığı, Kuran okumanın ve ibadetlerin engellendiği, inanan ve bunun için gayret sarf eden insanlarımıza her türlü zulmün yapıldığı tek parti zamanında, Süleyman Hilmi Tunahan Efendi Hazretlerinin öncülüğünde kurulan gayesi ve amacı sadece kaybolmaya yüz tutan Kuran eğitimini ayakta tutmak, dini ve milli değerlere saygılı, vatanına, milletine ve dinine faideli bireyler yetiştirmek olan bir cemaattir.
2. Yukarıda da belirttiğim gibi; Ak Parti olarak girmiş olduğumuz ilk seçimimizden bu seçime kadar, prensip ve tavsiye kararı olarak, hiçbir zaman mesul idarecileri tarafından Ak Parti'mize eğilim gösterilmemiş olsa da; bu davanın mensupları, girdiğimiz her seçimde artan bir destekle, büyük oranda (%70’lere dayanan bir oran) Ak Parti'mize desteğini göstermiştir.
Sevgili Dava Arkadaşlarım, sizlerden ricam; söz konusu Süleymanlı dostlarımıza, komşularımıza ağır hakaretlerden, incitici konuşmalardan sakınalım.
Olgunluğun ve tahammülün sahibine daha çok kazanım sağladığını unutmayalım. Özünde, gayesi sadece ve sadece vatanına ve milletine faydalı, imanlı ve inançlı bir nesil yetiştirmek olan bu cemaatin sevenlerine ve gönül verenlerine saygısızlık etmeyelim. Varsa sitemimiz, yapıcı eleştiri ve ikazlarımız, bunları amacına ulaştıracak kişi ve makamlara usulüne uygun şekilde yapmaya çalışalım. Şundan emin olunuz ki her ne kadar baştaki idareciler tarafından böyle bir karar alındı ve buradaki hocalarımız tarafından tebliğ edildi ise de inanın kahir ekseriyeti gerek bizzat oylarıyla, gerek dualarıyla bizimle birlikte oldular. Çıkan neticeye bizimle birlikte sevindiler. Anlayışınız için şimdiden hepinize sonsuz teşekkür ediyor, saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum. Rabbim sizlerden razı olsun."