Süleymanlı Cemaati'nin seçimlerde İyi Parti'yi desteklemesine AK Parti'den öfke yağmasına ilişkin cemaatin yetiştirdiği AK Partili Uludağ'ın ardından Mustafa Kula'dan da tepki geldi: Oy vermediler diye 80 yıldır meccanen topluma din hizmeti veren bir camiaya hakaret etmeye kimsenin hakkı yoktur
Ankara'da yaşayan Maden Mühendisi, Avukat ve AK Parti eski Alanya Belediye Başkan Aday Adayı Mustafa Kula,
Süleymanlı Cemaati'nin seçimlerde İyi Parti'yi desteklemesine AK Parti'den öfke yağmasına ilişkin bir çağrı kaleme aldı. Kula, sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta yayınladığı çağrısında aynen şu ifadelere yer verdi:
"Değerli dostlar, insanın ve toplulukların yapması
gereken muhasebe ve eleştiri, öncelikle kendine ait
hatalara ilişkin olmalıdır. Elbette insan dost
bildiği diğer kişilerle ilgili değerlendirme ve
fikirlerini söyleyebilir. Eleştiri ve hata düzeltme
şeklindeki değerlendirme muhatabı için rahmettir.
Seçim bittiği halde sağa sola saldıran, çakan, salya
sümük ifrazat fışkırtan bir dil devam
ettirilmektedir.
Bu dil AK Parti ve Ak Parti'li dili olmamalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanının şu anda kullandığı dil bize de
örnek olmalıdır. Süleyman Efendi Hazretleri'nin bağlılarına karşı, siyasi tavır ve oy tercihi üzerinden "Ak Partili" olduğunu söyleyen bir kısım kişilerce sosyal medyada ortaya koyulan tavır ve kullanılan dil çok çirkin olup, sahibini kirleten sözlerdir. Bu kişileri şiddetle kınıyorum.
Öncelikle toplumda yüz binlerce örneği olduğu gibi, 15 Temmuz Kahramanı rahmetli Ömer Halisdemir ve bendeniz Süleyman Efendi Hazretleri'nin yurtlarında okuduk. Bu yurtlarda okuyanlardan vatana hıyanet, devlete darbe yapan çıkmaz. Devleti yönetme tahayyülü öğretilmez. Vatan, millet, ana-baba sevgisi öğretilir. Bu yurtlarda okuma imkanı olmayan binlerce evladımıza imkan sağlanır. Bunu bilen Cumhurbaşkanımız bu yurtlara karşı bir olumsuz tavır içine girmemiştir. Cemaat ve din hizmeti görenlerin (toplumun bir kesimini dışlayan ve karşısına alan) olumlu, olumsuz politik bir tavır almasının yaptığı işe zarar verdiğine inanıyorum. Bu konudaki araştırma sonucu edindiğim bilgileri seçim günü paylaştım. Yani öz eleştirimi söyledim.
Dini gurupların siyasetten arındırılmasının birinci
şartı siyasetçilerin bu gruplar üzerinden elini
çekmesine bağlıdır. Her seçimde bu grupların ileri
gelenlerinin kapısını aşındırıp, onları siyasete
teşne haline getirip, sonra da bana oy vermediler
yaygarasını atmanın bir manası yoktur. Değerli dostlar hiçbir kişi veya grup Ak Parti veya
başkasına oy vermek zorunda değildir. Benim istediğim gibi oy vermediler diye 80 yıldır meccanen topluma din hizmeti veren bir camiaya hakaret etmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu konuda da Sn. Tayyip Erdoğan’ın duruşuna iyi bakın. Sizin bildiğiniz veya bilmediğiniz herşeye vakıf olan Cumhurbaşkanımız bu konuda tek olumsuz söz söylememiştir. Bu tavrı nedeniyle bu camianın yarıdan fazlasının oyunu almaktadır. Bazıları yardım yapmayacağını söylüyorlar. Bu camiadan tek kişi kimseye yardım yapma konusunda FETÖ benzeri ısrar etmez. Yardım eden de etmeyen de kendi bilir. Ben yardımı Allah için yaparım. Böyle konuşanlar bilsinler ki rızık Allah’tan gelir. Kimse kimseye rızık veremez ve rızkını kesemez. Allah'a emanet olunuz."