"ŞEHİT KANLARIYLA KAZANILAN KIBRIS'I VERECEKSİN"

Politika

Türkiye'nin AB'ye girmesi için öne sürülen şartları kabul etmenin vatana ihanetle eşdeğer olduğunu savunan SP'li Sarıca, "Ama yandaş medya bunları yazmıyor" dedi

Saadet Partisi (SP) İlçe Başkan Yardımcısı Hüseyin Sarıca, AKP Hükümeti'ne seslenerek, "Avrupa Birliği kapılarında oyalanmayın" dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Brüksel’de Avrupa Birliği-Türkiye Zirvesi'ne katıldığını ve bu zirvenin yandaş medya aracılığıyla Türk milletine büyük bir başarı ve muhteşem bir zafer gibi pazarlanmaya çalışıldığını savunan Sarıca, "Vizesiz AB için öne sürülen şartları yazan dahi yok. Neymiş, Türkiye gerekli şartları yerine getirirse Avrupa Birliği 2 yıl sonra Türkiye’ye vize muafiyetini konuşabilirmiş. Tam 79 şart koşmuş Avrupa Birliği. Türkiye bu 79 şartı yerine getirirse, Avrupa Birliği de vizeleri kaldırmayı konuşacakmış. Peki ne var bu şartların içinde, bunları yazan yok. Varsa yoksa vize muafiyeti mevzusu yazılıyor" dedi. 
'KIBRIS BİZİM KUTSALIMIZ'
Sarıca, açıklamasına şöyle devam etti: "Oysa bırakın 79 şartı, 5'ini saymak bile ihanettir. Kıbrıs’ı vereceksin. Şehit kanlarıyla alınan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden vazgeçeceksin. Rumlara teslim olacaksın. Türkiye’nin en önemli tatlı su kaynakları Fırat ve Dicle Nehri'ni İsrail yararlansın diye uluslararası konsorsiyuma açacaksın. Avrupa’nın ekonomi politikalarına teslim olacaksın. Yani onlar ortak, sen ise pazar olmaya devam edeceksin. Ordunu Avrupa Birliği savunmasının bir parçası yapacaksın. Yani, AB’nin İslam dünyasına yönelik ileri karakolu olacaksın. Milli politikalarından vazgeçeceksin. Bu milletin evlatlarına kendi ahlaki ve manevi değerlerini değil, batının köhnemiş değerlerini öğreteceksin. Bunlar gibi 79 ayrı taviz vereceksin, bunun karşılığında vizesiz seyahat hakkı alacaksın. 

'ORTAK EVİMİZ İSTANBUL'DUR' 

Sayın Davutoğlu'na sesleniyorum. Bu bir zafer değil, acınası bir hezimettir. Çikolata kutusunun içine sarılmış bir zehirdir. Tarihin en şerefli evlatlarına yaşatılmış bir zulümdür. Daha acısı ise, bu hezimetin Türk milletine büyük bir zafermiş gibi sunulmasıdır. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, Sayın Başbakan aynı zirvede çıkıyor, ‘Avrupa hepimizin ortak evidir’ diyor. Bu açıklamayı kınıyorum ve Sayın Başbakan’a sesleniyorum. Hayır Sayın Başbakan, bizim ortak evimiz Brüksel değil, İstanbul’dur. Bizim ortak evimiz Roma değil, Kudüs’tür. Bizim medeniyet hedefimizse Avrupa Birliği’ne köle olmak değil, İslam Birliği’ni kurmaktır. Bunu böyle bilin."
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.