Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) Alanya'daki genç kuşak isimlerinden Hacı Mevlüt Zavlak, MHP'nin kurucusu merhum Alparslan Türkeş döneminden örnek verip günümüz siyasetini ve dış politikayı değerlendirdi. Zavlak, açıklamasında şunları söyledi:
"Meclis'te bir elin parmaklarını geçmezdi sayımız. Grubumuz filan da yoktu. Yine de Başbuğ Türkeş Ankara'da masaya vurdu zaman yumruğu; Edirne'den, Ağrı'dan, Bingöl'den, hatta Bakü'den ses gelirdi. Şimdiki gibi televizyonumuz, sosyal medya ağımız da yoktu. Telefonun elde taşınmadığı zamanlardı, yine de birbirimizin kalplerinden geçen kardeşlik hatlarımız vardı. Henüz ülkücünün 'eskisi', 'yenisi', 'şucusu bucusu' da yoktu. Gardaş vardı.
"Meclis'te bir elin parmaklarını geçmezdi sayımız. Grubumuz filan da yoktu. Yine de Başbuğ Türkeş Ankara'da masaya vurdu zaman yumruğu; Edirne'den, Ağrı'dan, Bingöl'den, hatta Bakü'den ses gelirdi. Şimdiki gibi televizyonumuz, sosyal medya ağımız da yoktu. Telefonun elde taşınmadığı zamanlardı, yine de birbirimizin kalplerinden geçen kardeşlik hatlarımız vardı. Henüz ülkücünün 'eskisi', 'yenisi', 'şucusu bucusu' da yoktu. Gardaş vardı.
'AZ BAZEN ÇOKTAN İYİYMİŞ'
Devlet dairelerine gittin mi, çaycı bile olsa, varsa ülkücü bir kardeşin, işin muhakkak görülürdü. Dişimizin demiri bile kestiği zamanlardı. Sonra çoğaldı sayımız. Onlarca vekilimiz oldu, meydanlara sığmaz olduk. Azın bazen çoktan büyük olduğunu kahrolarak öğrendik. Müdürlerimizin olduğu devlet kapılarında boynumuz bükük kalıyordu artık. Ankara masalarının sesi de çıkmıyordu. Kardeşlerimiz düşüyordu toprağa, kahpe pusularda. Uçmağa varıyordu yiğit ruhlar arş-ı alaya. Yusufiyeli Cengiz'ler, Bozkurt mizaçlı Fıratlar. Gömdük onları, lakin, ölü toprağı bizim üstümüze serpilmişti. Yakarız sandılar bu gezegeni, eskisi gibiyiz sandılar, arş-ı alayı kafalarına geçiririz sandılar, korktular, titreyerek beklediler. Gürledik ama yağmadık. Artık dokunulabilir olduğumuzu biliyorlar. Sadece kınadık."