'SAĞDUYULU OLMALIYIZ'
Pazar günü Alanya'da gergin bir gecenin yaşandığını belirten Er, "Alanya hepimizin. Alanya doğusundan batısından gelmiş olan bizimle beraber yaşayan herkesindir. Herkesi sağduyuya davet ediyoruz. Alanya’mıza sahip çıkmamız lazım. Alanya’da yaşanacak olan olumsuzluklardan sadece bir kesim değil, birçok kesimin etkileneceğini düşünüyoruz. Alanya’da yaşanan gerginlik veya yürüyüş bir kaç kendini bilmez eylem veya olay değil. Bu gençler Alanya’nın gençleri, bu gençler sadece Milliyetçi Hareket Partili gençler değil, aralarında CHP'li, Ak Partili, Saadet, BBP Partisi'nden olan gençler de vardı. Milli duyguları olan, belli hassasiyetleri olan, vatan ve bayrak sevgisi olan herkes o yürüyüşün içerisindeydi. Dolayısıyla Alanya hepimizin ve sağduyulu olmamız lazım. Alanya’nın geleceğini, Alanya’nın önümüzdeki yıllarda yaşanacak olumsuzluklara bir mahal verilmemesi lazım" diyerek sağduyu çağrısında bulundu.
'HERKES BİZİM KARDEŞİMİZ'
Devlet Bahçeli'nin 2014 yılında Alanya'da yaptığı konuşmayı hatırlatan Er, "Ülkenin neresinden gelirse gelsin, doğusundan batısından kuzeyinden güneyinden buraya ekmeği için gelip çabalayan ve bizimle ortak yaşama idaresi gösteren herkes hepimizin kardeşidir. Onlara kucaklarınızı açacaksınız, onlara sahip çıkacaksınız, gerekirse ekmeğinizi paylaşacaksınız demişti genel başkanımız. Biz bu ifadelere aynen katılıyoruz. Bizim ülkenin farklı yörelerinden gelen hiçbir vatandaşımızla problemimiz yok. hepsi bizim kardeşimizdir. Ancak ortak paydalarımıza sahip çıkmak şartıyla, vatanına karşı kast eden bayrak düşmanı olan insanlar bizim kadeşimiz değildir. Asla da olamazlar" ifadelerini kullandı
'SEÇİME HAZIRIZ'
Er açıklamlarına şu şekilde devam etti: Ülkemiz hızlı bir biçimde seçim sürecine girmiş bulunuyor. Kasım aynın başına yapılması için seçim kararı alınmıştır. Bizde MHP Alanya İlçe Teşkilatı 1xbet olarak seçimlere hazırız. Biz bu seçimleri yapacağız. Bu seçimler demokratik bir şekilde yapılması lazım. Ancak ülkenin sahibi olduğunu düşünen sarayda yaşayan bir insan maalesef ülkeyi demokratik olmayan yol ve yöntemlerle idare etmenin peşinde. 6 Haziran'da çözüm süreci diyenler, 8 Haziran'da neyin değiştiğini açıklamak zorunda. 6 Haziran'da Dolmabahçe Sarayı'nda beraber basın açıklaması yapanlar, 8 Haziran'da savaş kararı almış bulunuyorlar. Bunun bir açıklaması olması lazım. Maalesef sonuna kadar savaşla bu işi çözeceğiz diyen insanlar, en son yaşadığımız bir örneği belirtemek istiyorum. Yüzbaşımızın şehit cenazesinde Yarbay abisi şu ifadelerde bulunmuştu: ’Düne kadar çözüm diyenler bugün sonuna kadar niye savaş diyor’ bu herkesin içerisinde valinin, milletvekilinin olduğu yerde söylenmiştir. Ve sadece bu sözü söyledi diye Yarbayımız neredeyse vatan haini ilan edilmiş durumda. Aynı sözü aynı soruyu bizde söylüyoruz. 7 Haziran'a kadar, seçim sonuçları alınıncaya kadar çözüm süreci diyenler daha önce genel başkanımız çözüm süreci ihanet süreci dediği zaman genel başkanımızı eleştiren insanlar bugün niye sonuna kadar savaş demektedir? Bunun bir açıklamasını yapmaları lazım. Biz yıllardan beri teröristle müzakerenin olmayacağını teröristle ancak ve ancak silahla mücadele edilebileceğini ülkenin sadece doğusunda veya güneydoğusunda değil hangi yöresinde sıkıntı varsa bu sorunların demokratik bir şekilde istişare halinde seçilmişlerin atanmış bürokratların bulacağı çözümlerle bir çözüm bulunması gerektiğini ifade etmiştik. Hizmetin o şekilde ulaşacağını belirtmiştik. ,Ancak bugün gelinen noktada bu işi sadece ve sadece sonuna kadar savaş yönteminin gerçek anlamda bir terörizmle bir mücadele olmadığını sarayda yaşayan Cumhurbaşkanın acaba siyaseten 1 Kasımda 2 puan şu partiden, 2 puan bu partiden alırsam oluşacak olan meclis tablosunu değiştiririm. Dolayısıyla kendi Bilal oğlanımı garantiye alırım, Yolsuzluk, hırsızlık yapmış olan bakanlara dokunulmaz bende başkanlık sitemini ülkeye getirip bu ülkenin padişahı olurum düşüncesiyle yapılan bir siyasi tuzak olduğunu düşünüyorum. Tabi hergün şehit cenazeleri gelmeye devam ediyor. Buda bizleri fazlaca üzmekte. Yapılacak 1 Kasım seçimlerinde Allah'ın iziyle vatnadaşlarımız vicdani terazilerini oluşturacak, buna göre karar verecekler. Ve bu Ak parti iktidarından ülkemizi kurtarcaklardır.