“Halep’teki 50 bin kişiyi kurtardık”
Halep’in yerle bir edildiğini acımasızca bombalandığını aktaran Çavuşoğlu, “Çok sayıda masum insan öldü ama 50 bin sivil insan kuşatılmış halde dar bir bölgeye sıkıştırılınca bu dramı da sona erdirmek için Rusya ile ikili düzeyde çok çaba sarf ettik. Daha sonra İran’ı da işin içine kattık. Cumhurbaşkanımız sadece Putin’le değil, Obama, Merkel’le diğer liderle yaptıkları görüşmeler oldu. Sonuçta Halep’teki 50 bin kişiyi kurtardık. 45 bin kişi otobüs ve minibüslerle kurtarıldı kendi araçlarıyla da çıkan oldu. Bunların bir kısmı Türkiye’ye geldi. Bir kısmı İdlib bölgesinde yaşıyor. Bu adım. Basit bir olay değil. Çetrefilliydi çok engeller çıkarıldı. Bu anlaşmaları bozmak isteyen çok oldu. Çok gruplar var, terör örgütleri var, ama neticede başardık. İşbirliği yapınca başarabiliyoruz. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyon çerçevesinde ateşkesi tüm Suriye’ye yaymak için çabalarımızı artırdık. Ayrıca siyasi çözüm nasıl gelir, nasıl yapabiliriz, bu konunda herkes görüş alışverişinde bulunduk. Muhalefeti Rusya ile bir araya getirdik. Ortaya bir perspektif konulması için çaba sarf ettik” dedi.
"Suriye konusunda işin merkezindeyiz"
Çavuşoğlu şöyle devam etti:
“Biz çabalarımızı sürdürdük. Ateşkesin Suriye geneline yayılması için dün bir mutabakata varıldı. Biz mutabakatın garantörüyüz. Türkiye’deki muhalif grupların imzaladığı iki belgenin garantörü Türkiye ve Rusya. Rejimin aynı şekilde imzaladığı belgenin garantörü Rusya. Burada Moskova’da söz verdiği gibi, ortak açıklamaya katıldığı gibi İran’ın da özellikle Hizbullah ve Şii gruplar ve rejim üzerinde de nüfusunu olumlu şekilde kullanması gerekiyor. Bunu temin etmek için de işbirliğini arttırmak için yoğun bir diploması trafiği yaşadık. Sonraki süreçte ateşkesin mutabakatın kalıcı olması gerekiyor. Birleşmiş Milletler parametreleri, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 nolu kararı, Cenevre Deklarasyonu gibi, bugüne kadar adılmış adımların ışığında bir ateşkes ve bir siyasi çözüm. Ülke geneline yayılan bu ateşkesin kalıcı olması gerekiyor. Biz biliyoruz ki bundan memnun olmayan gruplarda var. Arazide gruplar var. Aynı şekilde memnun olmayan ülkelerde var, açıklamalarından bunu hissediyoruz. Genel itibari ile çok büyük destek var. Biz artık Suriye konusunda işin merkezindeyiz.”
“Ateşkes kalıcı olmalı”
Ateşkesin kalıcı olması için çabaların sürdürülmesi gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, “Olası ihlallere karşıda mekanizmamız var. Ateşkesin takibi, insani yardımların takibi içinde bir merkez oluşturduk. Bu mutabakatta var. Rusya ve Türkiye'de olacak. İki merkez arasında koordinasyon olacak, arazideki süreci birlikte takip edeceğiz. İşin içinde, rejimde, muhaliflerde, olacak. İhlal edilirse, ne tür yaptırımlar olur bunun içinde detaylı çalışmaları başlattık. Bunda sonraki süreçte ateşkesin kalıcı olması kadar, bunu tamamlayıcısı olan siyasi sürecinde başarılı olması gerekir. Rejimin heyeti ve muhalif grupların heyetlerini Astana’da bir araya getirmek için Putin ve Cumhurbaşkanımız telefonda prensip olarak anlaşmıştı. Lavrov’la bunun koordinasyonunu yapıyoruz. Bununla ilgili mutabakat imzalandı. Fakat mutabakatın imzalanması yetmez, hayata geçirmemizi gerekiyor. Rusya'da Noel tatili bitince hazırlıklar başlayacak ve Lavrov’la bir araya geleceğiz. Astana’nın hazırlıklarını yapacağız” ifadelerine yer verdi.
"ABD katılmak isterse memnun oluruz"
Bu süreçte BM’nin de olmasını arzu ettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, “Mutabakatta bu var. İleride katkı sağlamak ülkelere de açığız. Burada hiç kimse dışlanmıyor. Amacımız bir rol çalmak değil. Bugüne kadar olan anlaşmalar başarısız olduğu için, kendi inisiyatifimizi ön plana çıkardık. Ama Suriye’nin geleceği için herkesin katkı sağlaması gerekir. Sadece aile fotoğrafında olmak için yer almak için buralara katılmak bana göre gereksiz. Somut katkılar sağlaması gerekir herkesin. Bu katkıyı sağlayacak herkesi işin içine dahil etmek istiyoruz. ABD'de yeni yönetim olacak, yeni yönetimde buraya katılmak isteyecektir. Bizde Lavrov’la anlaştık, ABD katılmak isterse bundan büyük memnuniyet duyarız. Buradan çıkan kararlar desteklenmelidir. Amacımız bu çalışmalara devam etmektir. Suriye’nin milli birliği bütünlüğü sağlanır. Siyasi dönüşüm sağlanır. Herkesi kapsayıcı bir yönetim olmadan Suriye’ye istikrar gelmez. Biz bundan sonraki süreçte de aktif olacağız, yapıcı rolümüz devam edecek. Bizim için hayati derecede önemli olan güvenlik ve istikrar bakımından, huzur Suriye’ye gelir” diye konuştu.
"Silahı bırakmaları gerekir"
Terör örgütü PYD’de ile ilgili soru üzerine Çavuşoğlu, “Bizim tavrımız son derece nettir. PYD'nin Cenevre toplantısına katılması için talepler oldu. Biz net duruş sergiledik. Muhalefette sergiledi. Suriye’deki muhalefet de PYD’nin terör örgütü olduğunu çok iyi biliyor. Şu an PKK ile YPG’nin bir farkı yoktur. Kürt kardeşlerimize karşı olumsuz bir tavrımız yoktur. Bugün Irak’ta Kürt Bölgesel Yönetimine en büyük desteği biz veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Terör örgütlerine de müsamahamız yoktur. İleri de silahı bırakırlarsa terör kantonu oluşturmak yerine, Suriye’nin milli birlik ve beraberliğini ve toprak bütünlüğünü desteklerlerse onlarda kapsayıcı yönetimin içinde huzurlu şekilde yaşarlar. Her şeyden önce terörü bırakmaları gerekiyor. Eğer terörü bırakmazlarsa, terörle mücadele bugün nasıl yapılıyorsa, onlara yönelik mücadelede yapılacaktır. Türkiye olarak, YPG’ye, PKK’ya yönelik DAEŞ’e yönelik mücadelemizi sürdürüyoruz. Astana'da YPG gibi terör örgütünün olmaması gerektiğini başından beri Rus dostlarımıza söylüyoruz. El Nusra olamaz. El Nusra terör örgütüdür. Bunlar Türkiye tarafından terör listesine alınmıştır. Terör gruplarıyla orada hakkını arayan masum gruplar ve ılımlı grupları çok iyi ayırmamız gerekir. Terör örgütleri ile mücadele ama mazlumların hakkını da savunma” diye konuştu.
“Ateşkes Suriye için çok önemli"
“Ateşkes başarılı olursa bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?” şeklindeki soru üçerine Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Ateşkesin başarılı Suriye’nin geleceği için çok önemlidir. Çatışma devam ederken siyasi dönüşümden bahsedilemez. Birçok gruplar var. Siyasi çözüm isteniyorsa silahların susması gerekir. Suriye için vizyon ne, geleceği ne olacak, bu konuda iki tarafta düşüncelerini ortaya koymalıdır. Muhalefet, Cenevre’de de Fikirdaş Ülkeler Toplantısında dünya ile Suriye’nin geleceği ile ilgili vizyonu paylaşmıştır. Rejim de ortaya koysun. Kendi aralarında müzakerelerini yapsınlar, bizde bu işin koordinasyonunu sağlarız. Ateşkes Türkiye’nin geleceği için olmazsa olmazdır.”
"Suriyeliler dönmek istiyor"
“Ateşkesin ardından Suriye’ye dönmek isteyenler var mı?” sorusuna Çavuşoğlu, “Bu insanlar savaştan, zalim rejimden kaçtılar ve halen dönebilmek için Türkiye'de yaşıyorlar. DAEŞ'ten temizlenen yere binlerce Suriyeli geri döndü. Demek ki bu insanlar dönmek istiyor. Dönmek isteyenlere imkan sağlamak gerekir. Huzur olmadan ve savaş bitmeden siyasi dönüşüm olmadan bu insanlara gidin oralarda açlıktan, susuzluktan ölün demekte bize yakışmaz. Bu insanlara yardım elimizi uzatıyoruz. Ateşkes ortamında bile dönmek istiyorlar. Böyle bir arzuları var” yanıtını verdi.
“Buradan dönüş yok”
El Bab operasyonu hakkında da konuşan Çavuşoğlu, “El Bab'da yeniden hava operasyonları başladı. Koalisyondan uzun aradan sonra El Bab’da DAEŞ’i vurdu. Rusya bile dün El Bab’ın güneyinde DAEŞ’i hedef aldı. Ateşkesten sonra herkes enerjisini DAEŞ’e yönelik kullanacak. Buraya odaklanacağız. Bu karadan operasyonda hız kanacak. Burada bir direniş var. DAEŞ için El Bab, Rakka ve Musul çok önemli. Buradan dönüş yok. DAEŞ’i ve Irak ve Suriye topraklarından defetmek istiyorsak, bu önemli şehirlerde de mücadelemizi sürdürmemiz gerekiyor. Önümüzdeki süreçte sonuç elde edeceğiz” ifadelerine yer verdi.
“Rusya-ABD gerginliği”
“ABD ve Rusya arasındaki diplomat gerilimi ateşkesi etkiler mi?” sorusu üzerine Çavuşoğlu, “Etkilememesini arzu ediyoruz Diğer konuda kim haklı ona girmek istemeyiz. Dünyada iki küresel aktör ülke asında gerginlik arzu etmeyiz. ABD ve Rusya arasındaki gerginliğin kimseye faydası olmaz. Bölgemize de faydası olmaz. Diplomatların sınır dışı edilmesi söz konusu bu ok doğru değil. Biz tekrar soğuk savaş dönemine girmek istemiyoruz. Bölgemizde sorunlar var. Birde artan sürekli trendler var. Buda gerçekten Avrupa’nın istikrarını tehdit ediyor. Bu gerginlik sadece bu süreçleri tırmandırır. Güney Çin Denizinde o bölgedeki Çin’le olan gerginliğin de azaltılması gerekir. Biz kim haklı konusuna girmeyiz. Ama bu sorunların diplomatik yolla çözülmesinde fayda var ki tekrar soğuk savaş dönemine girmeyelim” dedi.
Bakandan Lavrov esprisi
Konuşmanın ardından Alanya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Ali Dim tarafından Bakan Çavuşoğlu’na, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Alanya ziyaretinde birlikte çektirdikleri fotoğrafın yer aldığı tablo hediye edildi.
Tabloyu alan Çavuşoğlu gazetecilere, “Sizin bakanınız daha karizmatik durmuş değil mi? Lavrov kıskanmasın” diye espri yaptı.
Ayrıca Alanyalı esnaf Cumali Boran tarafından hediye sandığı verilen Bakan Çavuşoğlu, “Dün Antalya’da bulunan altınların bir parçası olmasın. Toplantıdaydık, böyle bir haber geldi, kalkın Antalya’ya gidiyoruz. Ama sonra altın alçı çıkınca vazgeçtik” diye espri yaptı.