CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına tepki yürüyüşüyle ilgili açıklama yapan Baykal, "Çok başarılı bir yürüyüş gerçekleşiyor. Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, arkadaşlarımız. Toplumu, yönetenleri, dünyayı uyarmak, yanlışlıkları gözden geçirmek, eksikleri telafi etmek gerektiği konusunda artık sözün etkisini yitirdiği bir ortamda eylem ve yürüyüş sergileyerek dikkati çekmeye gayret ediyor. Bunu da başardılar. Anlaşılıyor ki insanlar bu konudaki duyarlılığın söylemlerin ötesine geçtiğini görmeye susamış. Bu yürüyüş o nedenle ilgi çekti. Bu yürüyüşü sadece yürüyen insanların bir eylemi gibi yorumlarsak, çok yanlış yaparız. Yürüyüş Türkiye’de hak ve adalet, hukuk, gerçek bir demokrasi isteyen, yaşanmış acıları ve ıstırapları bir an önce sonlandırmak isteyen milletin tamamına yakının anlayışını yansıtan bir yürüyüştür. O nedenle bu yürüyüşü gerçekleştiren, bu sıcakta güç şartlar içerisinde günler boyu yürüyerek bu konunun önemini vurgulamaya çalışan insanlara saygı göstermek gerekiyor. Arkadaşlarımı kutluyorum, onlara yürüyüşlerinde sağlıklı ve mutlu bir sonuca biran önce ulaşmalarını diliyorum. İnşallah hedefe ulaştıklarında bende bugün gideceğim yurt dışındaki Avrupa Konseyi Toplantısından dönmüş olacağım. Kendilerini İstanbul’da saygıyla selamlayacağım ve karşılayacağım. Başarılı bir şekilde bunu gerçekleştiren arkadaşlarımı tebrik etme şansını elde edeceğim" ifadelerini kaydetti.
Türkiye’nin Katar ile ilgili olan tutum ve davranışıyla ilgili soruya CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal şu şekilde cevap verdi:
"İslam dünyası içindeki yaşanan acı olaylar ve şimdi yeni bir bölünme daha ortaya çıkıyor. Bizim bu sorunlar karşısında doğru bir çizgi izlememiz klişe formüllerle sağlanabilecek gibi değil. Çok karmaşık bir tablo var. O tablo karşısında gerektiği kadar aktif, zorunlu olduğu kadar da yönlendirici konumda olabilmek lazım. Türkiye’nin hiçbir şekilde bu olaylara bulaşmamasını hepimiz temenni ediyoruz. Giderek de bunun zorlaşmakta olduğu ortamdayız. Yani şartlar kontrolden çıkmaya başladı. Böyle bir ortamda Türkiye’nin bu bölgede doğru bir konumda kalıp etkisini ağırlığını hissettirmesine yardımcı olacak tedbirler alması lazım. Çok kolayca çözüm söylemek ve olayın her an hızla gelişmekte olduğu dinamik ortamı görmezden gelerek tek taraflı tavsiyelerde bulunmak kolay değil. Gerçekten süper güçlerin Amerika, Rusya başta olmak üzere, hem bölgedeki etkin ülkelerin İran, Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn gibi ülkelerin kendilerine göre taraf oldukları ama bir noktada kendileri taraf olurken, öbür noktada karşı bir tarafta yer alabildikleri karmaşık bir tablo gelişiyor ve bu nedenle masa başı, kitabi formüllerle bu kargaşayı yönetmek mümkün değildir. Olayın içinde soğukkanlı, Türkiye’nin yararlarını gözeten, milletin ortak menfaatini düşünen, bunu bir din ve mezhep dayanışması olarak kesinlikle anlamayan ama her insanın, her dinin, her mezhebin barış ve huzur içinde, adalet içinde yaşamasını önceleyen bir yaklaşım içinde Türkiye’yi tehlikeye atmayan bir yaklaşım içinde bir politikaya götürmeye ihtiyaç var. Şuana kadar bu politika da büyük hatalar yapıldığı çok açıktır. Türkiye’nin şimdi 3,5 milyon bir göçmeni ağırlamak konumunda kalması, Orta Doğu’nun böylesine bir yangın yerine dönüşmüş olması, oluk oluk kan akan bir coğrafyaya dönüşmesi bizim de ne yazık ki bu konuda bu süreç şekillenirken yapmış olduğumuz hatalarla da ilgilidir. Artık çok karmaşık bir tablo ortaya çıkmıştır. Bu karmaşık tablo da karmaşıklığa uygun esnekliği, kıvraklığı, ülke yararına gözetmeyi temel angajmanlardan uzak durarak ülkesini önceleyen bir anlaşmayı esas alan bir yaklaşıma ihtiyaç var. Kaygıyla, tedirginlikle izliyorum."
"Tablonun içinde peşin bir reçete söylemeden tedirginlikle, yüreğim ağzımda ama soğukkanlılıkla izlemeye çalışıyorum"
Katar ile ilgili yaklaşımda peşin karalamanın içine girmemeye gayret ettiğini dile getiren Baykal, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Durumun karmaşıklığını anlıyorum. Şimdi süratle şekillenen bir tablo var. Bu tablonun içinde ben peşin bir reçete söylemeden tedirginlikle, kaygıyla, yüreğim ağzımda ama soğukkanlılıkla izlemeye çalışıyorum. Bu dönemi yönetmeye çalışan arkadaşlara başarılar dilerim. Allah güç kuvvet versin. Dikkatli olsunlar. Bugüne kadar yaptıkları hataları sakın ha bundan sonra devam ettirmesinler. Boş sözlerle, gerçekçi olmayan hedeflere yönelerek bizim çıkarımıza olmayan rollere kalkışarak Orta Doğu’da bir noktaya ulaşmak mümkün değildir. Türkiye’yi gözetmeliyiz, Türkiye’nin istikrarını gözetmeliyiz. Bunu gözetirken de anlamaya çalıştığım nokta bu kargaşa içinde eli kolu bağlı, tamamen uzaktan seyirci konumunda olmalıyız teklifini yapmıyorum. Şartların gerektirdiği inisiyatifleri elbette almalıyız. Bölgeyi ve kendimizi saydıracak, taleplerimizi dikkate alınmasını zorunlu kılacak tavırları sürdürebilmeliyiz. Şekillenen bir tablo, dikkatle izliyoruz. Hayırlı olsun" dedi.
CHP Antalya Milletvekili ve CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ne katılmak üzere 12.25 uçağıyla Fransa’nın Strasbourg kentine gidecek.