Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya’nın Kemer ilçe,asinde bir otelde düzenlenen AK Parti Kemer 6. Olağan Kongresi’ne katıldı. Kongrede, Bakan Çavuşoğlu’na, AK Parti Antalya Milletvekilleri Atay Uslu, Mustafa Köse, Gökçen Enç, İbrahim Aydın ile AK Parti İl Başkanı Rıza Sümer ve parti ilçe başkanları da eşlik etti. Burada açıklamalar yapan Bakan Çavuşoğlu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Soçi’deki üçlü zirvesinin sonuçlarını değerlendirdi. Bakan Çavuşoğlu, "Soçi’de artık bundan sonra siyasi çözümleri nasıl getirebiliriz, bunun değerlendirmesini yaptık. Bu konuda hiç kimseyi dışlamıyoruz. Başka ülkelerin dışişleri bakanlarına da bilgi veriyoruz. Aynı şekilde Cumhurbaşkanımız başka liderlerini de arıyor. Biz hiç kimseyi dışlamıyoruz ama Türkiye bir masada varsa oradan çözüm çıkar. Biz gücümüzü olumlu anlamda kullanıyoruz" dedi.
"Darbe gecesi saat 03.00’da darbenin arkasında kimlerin olduğunu anladık"
15 Temmuz darbe girişimi başladığı sırada Samsun olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, o anlarda yaşadıklarını anlattı. 15 Temmuz gecesi anında ve sonrasında darbenin arkasında kimler olduğunu anladığını belirten Çavuşoğlu, "O gece darbe girişiminin başladığı andan itibaren birlikteydik. Önce ne olduğunu anlayamadık, sonra anlamaya başladık. Samsunlu kardeşlerimizle Samsun’un en büyük meydanına çıktık. Tıpkı Antalyalıların her ilçede Cumhuriyet Meydanı’na koştuğu gibi. O gece bir taraftan vatandaşımızın hislerine, coşkusuna, heyecanına ve darbecilere yönelik öfkesine şahitlik yaptık, bir taraftan da onların bir parçası olduk. Ama o gece, daha gecenin 3’ünde, darbe girişiminin ne olduğunu ve darbenin nereye gittiğini hiç sormadan, bazıları da benim şahsi dostum, şahsen benim de nasıl olduğumu hiç sormadan, ki bazı dostlarımız sordu, ‘sen iyi misin? Türkiye iyi mi?’ diye sordular. Saat 03.00’te darbecilerin nasıl muamele göreceğini, hapse atılıp atılmayacağını, hukukun üstünlüğünü tesis edilip edilemeyeceğini sormaya ve sorgulamaya başladılar. O hainler sabah 06.30’da Cumhurbaşkanlı Külliyesinin yani milletin külliyesinin etrafında toplanan milleti bombalıyorlardı, milletimin iradesinin tecelli ettiği Büyük Millet Meclisi’ni de sabah 06.30’da hala bombalıyorlardı. İşte bu hain darbe girişiminden ne kadar çok umut bekleyen ülkelerin ve kişilerin olduğunu o gece çok iyi anladık ve hain darbe girişiminin arkasında kimlerin olduğunu o gece çok daha iyi anladık" dedi.
"Neden hayal olsun?"
2019 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’ın başkan olacağını söyleyen Bakan Çavuşoğlu, istikrar ve güven olsun diye başkanlık sisteminin geldiğine işaret etti. Çavuşoğlu, "Bugün Türkiye ekonomisi dünyadaki krizlere rağmen, bölgemizdeki sorunların devam etmesine rağmen 2017 sonunda yüzde 6-7 arasında büyüyorsa, esasen getirdiğimiz o sistemin verdiği güvenin de bir neticesidir. 2019’da bunu da başaracağız. İnşallah Allah izin verirse 2019’da Recep Tayyip Erdoğan’ı başkan yapacağız. Bu davanın, uzun ince bir yolda yürüdüğümüz kutlu hedefin tek bir seçimi kazanmakla olmaz. 15 senedir seçim üstüne seçim kazandık. Referandum üstüne referandum yaptık, engelleri aştık ama hedeflerimize Türkiye’yi ulaştırdık. Bizim hedefimiz sadece 2019 olmaz, 2023 yılında Türkiye Cumhuriyeti çok güçlü bir cumhuriyet olacak. Sadece Cumhuriyetimizin 100 yıl hedeflerini koyarsak ve onunla sınırlı kalırsak bu devleti ve milleti büyütemeyiz. O yüzde 2053 ve 2071 hedefleri diyoruz. Bugüne kadar koyduğumuz hangi hedef hayaldi de 2053, 2071 hedefi hayal olsun. Eğer inanmazsanız, planlamazsanız başaramazsınız ama eğer inanırsanız önünüze hangi engel çıkarsa çıksın onun üzerine kararlı bir şekilde dik bir şekilde yürürsünüz. İşte bunların hesabını yapıyoruz" diye konuştu.
"İstikrara göz dikenin, gözünü oyarız"
AK Parti’nin kuruluşundan bu yana en iyi dönemlerinde bile çeşitli zorluklarla karşılaştıklarının altının çizen Bakan Çavuşoğlu, "17 yıl bizim için kolay mı oldu? Her şey dikensiz gül bahçesi miydi? Hem de çok zor oldu. Tek başımıza 3’te 2 çoğunluğu yakaladığımızda bile her zamankinden zor oldu. Hatta her zamankinden daha zor oldu. Çünkü hedefleri AK Parti iktidar olsa da müktedir yapmamak. Elini kolunu bağlamak, ama zincirleri bir bir kırdık. Bizim kimseye karşı düşmanlığımız yok, kimseye karşı husumetimiz yok, kimseye karşı kötü niyetimiz yok. Bunu bugün dış politika için de söyleyebiliriz. Ama önümüze engel çıkarsa bu engelleri yıkarız, bize zincir vurulmaya kalkılırsa bu zincirleri kırarız. Bu ülkenin istikrarına ve güvenine göz diken varsa onun da gözünü oyarız" ifadelerini kaydetti.
Konuşmasında CHP ve HDP’ye yüklenen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Soruyorum size bu ülkenin eğitim politikasını CHP’ye, HDP’ye emanet eder misiniz? Bu ülkenin dış politikasını CHP’ye, bölücü HDP’ye emanet eder misiniz? PKK’nın emrinde olan bir siyasi partiye ve PKK’ya sempati duyan, destek içinde destek veren milletvekilleri olan, DHKP’li milletvekilleri olan CHP’ye emanet eder misiniz? Bunların vizyonu ne? O gün bütçede Türkiye’yi krize götüren yönetimlerde maliye bakanlığı yapmış bir kişi, New York’ta Birleşmiş Milletlerin karşısında eski bir binanın, onu da alandan Allah razı olsun, İhsan Sabri Çağlargil’i rahmetle anıyorum, eski binayı almış, onun yerine 32 katlı New York’un en yüksek binalarından birisini yapıyoruz diye bizi eleştiriyor. Ne gerek var diyor. Yani BM’nin tam karşısında Türk bayrağımızı en yüksek yerde dalgalandırdığımız bir binayı bu millete çok gören insanların Türkiye’yi büyütmesini, Türkiye’yi hedeflerine ulaştırması mümkün mü? Ay yıldızlı bayrağı en yükseklerde dalgalandırması mümkün mü? O zaman onlara teslim etmeyeceksek çok çalışacağız. Onların bir derdi yok. Yanı başımızda bir Suriye gibi derdi yok, Irak diye bir dertleri yok. Yurt dışında yaşayan Kürtler gibi bir dertleri yok. Bugüne kadar yurt dışında yaşayan Kürtlere hangi siyasetçi ya da hükümet el uzatmış? Tam tersi Almanya’dan, Avusturya’dan, Fransa’dan Türkiye’ye döviz ne kadar gelecek diye bunun hesabını yapılıyordu. Şimdi ise tam tersi, oradaki kardeşlerimiz Türkiye’den yardım gelecek diye bekliyorlar. Haklarıdır. Çünkü, veren alan elden güçlüdür. Çünkü onlar da gördü Türkiye’nin ne kadar güçlü olduğunu, hissettiler. Ezik değiller. Bugün Avrupa’da yaşadıkları tüm baskılara rağmen ezilmiyorlar. Çünkü arkalarında Türkiye Cumhuriyeti devletinin olduğunu biliyorlar. 100 yıldır Türkler yine güçlenecek, bizi bulacak diyen Evlad-ı Fatihanları başkalarına emanet edebilir misiniz? Somali’deki mazlumları, Sudan’da açlıktan ölmek üzere olanları vicdanı olmayanlara bırakabilir misiniz?"
"Türkiye bir masada varsa oradan çözüm çıkar"
Soçi’de yapılan zirvede 1 yıllık yapılan çalışmaların neticelerin alındığını kaydeden Çavuşoğlu, "Soçi'de artık bundan sonra siyasi çözümleri nasıl getirebiliriz, bunun değerlendirmesini yaptık. Bu konuda hiç kimseyi dışlamıyoruz. Başka ülkelerin dışişleri bakanlarına da bilgi veriyoruz. Aynı şekilde Cumhurbaşkanımız başka liderlerini de arıyor. Biz hiç kimseyi dışlamıyoruz ama Türkiye bir masada varsa oradan çözüm çıkar. Biz gücümüzü olumlu anlamda kullanıyoruz. Bu süreçte karşımıza çıkan engelleri de görüyoruz. Avrupa’da yaşadığımız sıkıntıları da gördünüz. Ama hiç birisinde boyun eğmedik. Dik duruşumuzu gösterdik. Onlara şunu anlatmaya çalışıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti uyandı. Artık siz eski gibi Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletine muamele yapamazsınız. Siz artık Türkiye ile ilişkilerinizi Türkiye’yi eşit bir ortak olarak gördüğünüz zaman sağlıklı yürütebilirsiniz. Siz artık Türk milletini hor görmeden büyük bir millet olarak görürseniz biz de size saygı duyarız. Siz varsa bir sorun, sorunu çözmek için diyaloğa varsanız, biz de varız. Siz bir adım atarsanız biz de atarız. Bizim sizlerle bir problemimiz yok, varsa bir probleminiz açık, dürüst konuşun" diye konuştu.