“BASINDAN OBJEKTİF OLMASINI BEKLERİM”
Diplomasinin dinamik ve yoğun olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, gece-gündüz koşturduklarını kaydetti. Dünyanın değiştiğine dikkat çeken Çavuşoğlu, geçiş döneminde olduğumuzu söyledi. Diplomasinin başarılı bir şekilde uygulandığını dile getiren Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“AGC bu alanda çok başarılı. Basının rolü daha da önemli. Farklı gelişmeleri yaşıyoruz. Çok taraflılık çalışmaları var. Mikro milliyetçiliği görüyoruz. Dünya savaşı yok, ama 70 milyon insan evlerini terk etti. Neden ülkelerini terk ettiler? Bu ayrı bir konu. Denizin ortasında yaşadıkları başka bir sorun, ulaştıkları ülke başka bir sorun. İnsanlık suçu haline gelmiştir. Bu durumda gazetecinin önemli rol oynaması gerekir. Basın siyasetçilerden daha radikal olmaya başladı. Basın özgürlüğü konusundaki eleştirilere hak verebiliriz. Özgürlük limiti nerede duracak? Basının oynaması gereken rol da sorgulanmaya başladı. İdeolojinin kurbanı olabiliyor. Bir siyasi parti ideolojisini benimsediği için terör örgütüne destek verebiliyor. Basının da ideolojisine destek verebiliyor. Basından objektif olmasını bekliyoruz.”
ÇAVUŞOĞLU’NDAN FRANSA AÇIKLAMALARI
Savaşların durdurulması gibi her alanda Antalyalı olarak ellerinden geleni yaptıklarını bildiren Çavuşoğlu, tüm dünyada ikili ilişkilerde olduklarını kaydetti. Barış için Arap ülkeleri gibi medeniyetler arası ittifak eş başkanlığı tüm dünya insanlığına katkı sağlamaya çalıştıklarını ifade eden Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“Bugün Avrupa’daki, Fransa’daki gelişmelere bakın. Bin 200 kişi tutuklandı. Biz hiçbir zaman vandalizme destek vermedik. Bizde Vandalizm olduğu zaman o ülkelerin çok güçlü bir şekilde basınıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla ve siyasileriyle destek verdiğini gördük. Her gün Türkiye gündemde oldu. Bugün Fransa’da yaşananlar olabilir, gösteriler de olabilir. Ama biz hiçbir zaman gösterilerinde aşırıya kaçtığını görüyoruz. Vandalizme karşıyız. Ama Fransız polisinin kullandığı aşırı güç, ibretliktir. Aşırı gücün karşısında Avrupa Birliği’nin ve ülkelerin tutumu da ibretliktir. Basının da tutumu bu anlamda gerçekten tam bir felakettir. İşte biz buna çifte standart diyoruz, biz buna iki yüzlülük diyoruz. Ama Batı buna, ‘Dayanışma’ diyor. Ne için dayanışma? ‘O bizim Avrupa Birliği’nin üyesi’ diyor. ‘Bizim komşumuz, dayanışma göstermemiz lazım’ diyor. Dayanışma bir ulus zor durumda kaldığı zaman gösterilebilir. Ama Avrupa’nın kendi öz değerlerine aykırı politikaları olduğu zaman Türkiye eleştirilirse, o zaman Fransa’nın da eleştirilmesi gerekiyor. O durumda dayanışma der gözünü kapatır, susar hatta destek olmaya çalışırsan işte biz de buna çifte standardın kendisi, iki yüzlüğünün en hası demeye hakkımız vardır ve açıkça söylüyoruz. Avrupa’daki bu olayların dinmesi bizim için de önemlidir. O ülkelerin ekonomilerinin zarar görmesini istemeyiz. Sorunlar var doğru ama içinde bulunduğumuz Avrupa kıtası dünyanın en istikrarlı, güvenli ve en kalkınmış kıtadır. Böyle kalmasını hatta ileriye gitmesini isteriz. Bizim de yararımızadır.”