9. Küresel Güney-Güney Kalkınma Fuarı bu yıl Türkiye’nin ev sahipliğinde Antalya’nın turizm bölgesi Belek’te gerçekleşti. Birleşmiş Milletler 2030 Kalkınma Gündeminin uygulanmasına önemli katkıda bulunma potansiyeli olan Güney-Güney girişimlerini belirlemek ve tanıtmayı hedefleyen fuara BM Ajansları ile Dışişleri, Ekonomi ve Kalkınma Bakanlıkları temsilcilerinden oluşan 100’ün üzerinde ülke ve uluslararası kuruluştan 700’ün üzerinde katılımcı katıldı.
Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nun da katıldığı fuar öncesinde BM yetkilileri ve ülke temsilcileriyle aile fotoğrafı çektiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, fuarın açılışı öncesinde bir konuşma gerçekleştirdi. Çavuşoğlu, Güney-Güney işbirliğini kaynakların, teknolojinin ve bilginin küresel güney ülkeleri arasında paylaşımı olarak gördüklerini belirterek, “1978 yılında Boines Aires’te Güney ülkeleri için düzenlenen konferans esasen önemli bir adımdı. Geçtiğimiz 40 yıl içerisinde çok önemli mesafeler katedildi ancak ancak dünyamızın bir bölümü hala açlık, bulaşıcı hastalıklar, doğal afetler, terör gibi bir çok sorunla, zorlukla karşı karşıyadır. Keza yoksulluk ve işsizlik gibi sorunları yenerek, terörizm ve aşırıcılığı besleyen koşulların da ortadan kaldırılması gerekiyor. Barış ve istikrarı sağlamak için her kesimin iş ve refaha sahip olması gerekir. 900 milyonu bulan nüfusuyla en az gelişmiş ülkeler, küresel ekonomik büyümenin itici güçleri haline kolayca gelebilir, yeter ki bu ülkelerin potansiyelini hayata geçirmeyi başarabilirim. Onun için de eğitim ve teknoloji transferi yaparak bu ülkelerin kapasitesini arttırmamız gerekiyor” dedi.
“Türk firmalarımızı yatırım yapmaları için teşvik ediyoruz”
"2015 yılında kabul edilen sürdürülebilir kalkınma için 2030 gündemi, kalkınma işbirliği açısından yeni bir çerçeve oluşturuyor” diyen Çavuşoğlu, “Ortaya konan 17 sürdürülebilir kalkınma hedefi, evrenseldir. Ülkelerin farklı gerçeklerini ve kapasitelerini de dikkate almaktadır. Türkiye olarak Güney-Güney işbirliğinin ilkelerini 10 yılardır uyguluyoruz. İç işlerine karışmamak, karşılıklı saygı, egemenlik ve karşılıklı fayda anlayışı çerçevesinde çok boyutlu işbirliğine önem veriyoruz. İnsani dış politikamız çerçevesinde mazlumların yanına koşuyoruz. Aynı zamanda ikili ticaret hacimlerin artırılması için çaba gösteriyoruz. Türk firmalarımızın özellikle en az gelişmiş ülkelerde yatırım yapmasını teşvik ediyoruz, bakanlığımız da bu konuda ciddi çalışmalar yapıyor” ifadelerini kullandı.
“Afganistan’nın hala kendi güvenliğini sağlayamaması düşündürücüdür”
Türkiye’nin ilk kalkınma yardımının 1920’li yıllarda Afganistan’a yönelik olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, “Bugün hala hep birlikte Afganistan’a nasıl daha fazla yardım yaparız onu konuşuyoruz. Afganistan hala kendi kendine yeterli bir ülke değil, kendi güvenliğini sağlayabilecek kapasiteye henüz ulaşmış bir ülke değil. Bunlar düşündürücüdür” diye konuştu.
“Gelecek sene insani yardımda dünya birincisi olmayı hedefliyoruz”
Türkiye’nin insani yardımlarının 1980’li yıllardan sonra arttığına dikkati çeken Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Önce Sahara halkı Afrika’ya ulaştık, Daha sonra soğuk savaşın ardından Orta Asya’ya yöneldik. Güney Kafkasya ve Balkanların kalkınması için ciddi bir gayret sarf ettik. Yakın bir geçmişte, Türkiye ekonomisinin gelişmesiyle birlikte daha uza coğrafyalara da gitmeye başladık. Ortadoğu, Afrika, Asya, Pasifik ve Latin Amerika, Karaip ülkeleri. Hepsine kalkınma ve insani yardımlarımızı etkin ve güçlü bir şekilde ulaştırmak için TİKA’mızla, Türk Kızılayı'mızla, AFAD ve diğer insani kuruluşlarımızla adeta bir seferberlik anlayışı içerisinde çalışıyorum Bugün dünyanın 120 ülkesinde sürdürüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz 6 milyar ABD doları insani ve kalkınma yardımıyla ABD’den sonra dünyada ikinciyiz. Aramızda 300 milyon dolar fark var. Bu sene dünyada rakam olarak da birinci olmayı hedefliyoruz. Zaten milli gelire oranla açık ara birinciyiz.”
“IMF’nin dayatması gibi dayatma yapmamız gerekiyor”
Önümüzdeki yıllarda kalkınma ve insani yardımların artacağını kaydeden Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Zaten dış politikamızın da esasen temel ilkesi, girişimci ve insani dış politikadır. Elbette bunu başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası örgütlerle, bölgesel örgütlerle ve bu konuda hassasiyet gösteren sivil toplum örgütleriyle gerçekleştireceğiz. Elbette bu yardımları oluştururken yerel makamlarla iyi işbirliği içerisinde olmamız gerekiyor. O ülkelere IMF’nin sabit bir ekonomik politikasını dayattığı gibi ben sana şu projeyi yapacağım, şu kalkınma projesine destek vereceğim diye dayatmalarda bulunmamamız lazım. Tam tersi yerel yönetimlerden ve o ülkenin yetkililerinden projeler istemek lazım. Çünkü onlar kendi halklarının, kendi şehirlerinin sorunlarını bizden çok daha iyi biliyorlar. Biz özellikle TİKA ile tam dayatma yerine o ülkelerden gelen projeleri desteklemeyi kendimize ilke edindik. Ayırca orta ve uzun vadeli kapasite artırımı ve ekonomik kalkınmayı sürdürülebilir kılacak projelere öncelik tanımamız lazım. Geçici yardımların bir faydası olmaz diye düşünüyoruz.”
Son olarak New York’ta BM Genel Sekreteri yardımcısıyla, BM Teknoloji Bankası’nın anlaşma imzalandığını belirten Çavuşoğlu, bankada geliştirilen teknolojileri kısa sürede az gelişmiş ülkelere ulaştırmak istediklerini söyledi.
Konuşmaların ardından Bakan Çavuşoğlu’na BM Genel Sekreteri’nin Güney-Güney İşbirliği Temsilcisi ve BM Güney Güney İşbirliği Ofisi Direktörü Jorge Chediek tarafından Güney Güney Kalkınma İşbirliği EXPO 2017 liderlik plaketi verildi. Ardından ise Çavuşoğlu ve temsilciler, fuarın açılışını gerçekleştirdi. Çavuşoğlu, fuarda kısa bir gezinti yaparak daha sonra Ankara’ya girmek üzere havalimanına hareket etti.