Milliyetçiliğin bir millete mensubiyet şuuru olduğunun altını çizen Bahçeli, "Türk milliyetçileri Türk milletine hem şuurla hem de emsalsiz bir sevdayla bağlıdır. Bu nedenle klasik politik şablonlara uymayız, çıkar hesabı yapamayız. Türkiye’nin pek çok sorunu varken, yeni bir hükümet sisteminin tesis ve temin çalışmaları sürüyorken, hele hele Cumhuriyet’in üçüncü evresine henüz geçmişken hiçbir gelişmeye ilgisiz kalamayız, olaylar karşısında duyarsız ve sorumsuz hareket edemeyiz. Milliyetçi Hareket Partisi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin teoriden pratiğe kadar her aşamasında içindedir, aktif bir öğesidir. Mimarisinde pay sahibi olduğumuz hükümet sisteminin muhafazası için ihtiyaç duyulan her fedakarlığı elbette seve seve yaparız. Bundan gocunmayız" dedi.
Bugünün Türkiye’sinin geçmişin fedakarlıkları üzerine bina edildiğine dikkati çeken Bahçeli şöyle konuştu:
"Bütün dikkatler bize çevrilmiştir. Uyursak mezarımızı kazarlar. Uyuşursak zulüm oklarını fırlatırlar. Bu kapsamda ön almalıyız, beka düzeyindeki tehditleri analiz edip lazım gelen stratejik müdahaleleri zamanlama hatasına düşmeden yapabilmeliyiz. Bir gerçek vardır, o da şudur, Türkiye Cumhuriyeti’nin istikrarlı yönetimi, istikbalinin güvencesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Bunu sağlayacak siyasi imkan ve irade ise Cumhur İttifakı’dır. Buna karşılık Türkiye’nin önüne hendek kazan, sandıktan umudunu kesip sokağa oynayan, demokrasi dışı arayışlara gülücükler saçan bir blok vardır ki, bütün melun niyet ve eylemleriyle ortadadır. Yerli ve yabancı işbirlikçiler emperyalizmin tetik çeken eli olmaya çoktan hazır, çoktan namzettirler. Bir yanda cumhurun huzur ve güvenliği için kurulmuş bir ittifak duruyorken, diğer yanda cumhurun kaos ve kargaşaya düşmesi için el ovuşturan ihanet ve ihtilaf oluşumu pusudadır.”
"Zafer cumhurun olmaz ise zillet altın vuruşunu yapacak, öldürücü darbeyi indirecektir" diyen Bahçeli, "CHP-HDP-İP(İYİ Parti) aynı çizgidedir. 24 Haziran’da sonuç alamayan bu güruh, 31 Mart’a umut bağlamıştır. Ancak hevesleri Allah’ın izniyle kursaklarında kalacak, Türkiye’nin doğruluşuna yeni hükümet sisteminin doğasına zarar veremeyeceklerdir. Sadece dileyerek, sadece bekleyerek, sadece ümit ederek amacımıza ulaşamayız, tehlikeleri bertaraf edemeyiz. Önce tedbir almalıyız, sonra tevekkül etmeliyiz. 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerini bir sistem oylamasına, bir hükümet tartışmasına, bir rejim krizine dönüştürmek isteyenlerin senaryolarını başlarına geçirmek, alayıyla mücadele etmek boynumuzun borcudur, milletimizin bize yüklediği tarihi bir vazifedir. Vazife kutsaldır, vazife kutludur, ihmali veya inkarı acıklı sonuçlara sebebiyet verecektir. Terör örgütleri devrededir. Türkiye’nin yıkımı için kuyruğa girenler faaliyet içindedir. CHP ile İP kaos bekçiliğine soyunmuşlardır. Yandaş ve yardımcıları HDP, PKK’yı belediyelere tekrar taşıma amacındadır" şeklinde konuştu.
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi skandal karara imza attı”
Oyunun belli, kirli oyuncuların açıkta olduğunu işaret eden Bahçeli, "PKK’lı Demirtaş’ın serbest kalmasını isteyenler zillet ittifakının çarpık ortaklarından başkası değildir. HDP’ye Kürt siyasi hareketi diyen ipsizler sahadadır. Türkiye’yi yabancılara ihbar eden, yabancı sefirlerle masalar kurup gelecek hayallerine dalan zilletin ana aktörleridir. İşte PKK’lı Demirtaş ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği kararı gördünüz, duydunuz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi skandal bir karara imza atmıştır. Terörü öven, terör saldırılarını provoke eden tescilli bir bölücünün siyasi nedenlerle cezaevine sokulduğu iddia edilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 20 Kasım’da ülkemize PKK’lı Demirtaş’ı derhal serbest bırakın çağrısı yapmış, üstelik utanmadan tazminata mahkum etmiştir. Elinde 53 insanın kanı bulunan Demirtaş’ı adeta mağdur ve hakkı yenmiş birisi gibi göstermek ayıptır, ahlaksızlıktır, hukuksuzluktur, Türk milletine hakarettir” dedi.
Bahçeli, Türk yargısının tarafsız ve bağımsız olduğunu belirterek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk adaletini hiçe saydığını söyledi.
Türkiye’nin yabancı başkentlerden değil Ankara’dan yönetildiğini dile getiren Bahçeli, "Bir mahkeme kararı önce vicdanlara uygun olmak zorundadır. İspanya’da bölücü ve teröre bulaşmış bir partinin kapatılmasını onaylayan, konu Türkiye olunca bölücü ve teröristleri aklamaya kalkışan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ihanet mahkemesi olmaktan başka bir işe yaramamıştır. Gezi olaylarını övüp yerli Sorosların arkasında duranların, FETÖ’yü masum görüp FETÖ’cülere sığınma hakkı tanıyanların, 15 Temmuz darbe teşebbüsüne hala inanmayanların, Türkiye’nin baskı ve dayatmalarla geri adım atmasını bekleyenlerin, PKK’yı yıllarca destekleyip Türkiye’ye saldırtanların hukuku da batsın, kararı da batsın, demokrasisi de batsın, özgürlük ve insan hakları anlayışları da yerin dibine geçsin. Zillet İttifakı yerli ve milli olmadığından iradesi rehinlidir. Milli gerçeklere yanlı ve şaşı bakmayı siyaset sanacak kadar gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindedir" diye konuştu.
"31 Mart’a ne kazanırız, ne kaybederiz gözüyle bakmıyoruz”
MHP’nin Türkiye’nin içine düşürülmeye çalışıldığı çıkmazı gördüğünü vurgulayan Bahçeli, "Önlem alınmazsa, milli fedakarlık yapılmazsa, 31 Mart’ta ülkemizi siyasi kara kış beklemektedir. Bu düşüncelerimiz bir vehmin ürünü değildir. Önümüzdeki muhtemel sıkıntıları görmek lazımdır. Biz 31 Mart’a ne kazanıp ne kaybederiz gözüyle bakmıyoruz. Biz 31 Mart’a şu kadar belediye benim olsun, bu kadar Adalet ve Kalkınma Partisi’nde bulunsun diye de yaklaşmıyoruz. 31 Mart’ı Türkiye’nin beka mücadelesi açısından dönüm noktası olarak değerlendiriyoruz. Ülke gitmişken, çarşı karışmışken, yeni hükümet sistemine hain bir sefer düzenlenirken belediyelerin hepsini biz alsak ne olacak almasak ne çıkacak? Yarın olacakların, geçmişte olanlar ile ilişkisini kavramış bir gönül ve görüş derinliğine ulaşmak zorundayız. Dün söyledik haklı çıktık, bugün yine söylüyoruz, eğer önlem alınmazsa gene haklı çıkacağız” şeklinde konuştu.
“İstanbul, Ankara ve İzmir’de AK Parti’nin adayını ön şartsız destekleyeceğiz”
Cumhur İttifakı’nda bir ara sorun çıkaran gelgitleri kenara bıraktıklarını ifade eden Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
"Yanlış anlamaları, maksadını aşan söz ve değerlendirmeleri milli beka için yok saydık. Dün gerekçelerimizi de tek tek sıraladık ve kararımızı açıkladık. İstanbul, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylarımızı göstermeyeceğiz. Bu illerde Adalet ve Kalkınma Partisi kimi isterse, kimi dilerse aday çıkarabilir. Biz müsterih bir vicdanla ve ön şartsız destekleyeceğiz. Zillet İttifakı bu büyükşehirler dışında ortak aday çıkardığı her yerde de Cumhur İttifakı’nın gereği her neyse onu yapacağız, onun yanında olacağız. Milliyetçi Hareket Partisi milleti için vardır. Milliyetçi Hareket Partisi geleceğin güçlü Türkiye’si için üzerine düşeni yapacaktır. Biz kiracı değiliz, yolcu değiliz, konargöçer değiliz, gelip geçici değiliz, devlet de bizimdir millet de biziz, vatan da bizimdir, bayrak da bizim."
“Adayı belli olmayan illerle ilgili çalışmamız devam ediyor”
Seçim sürecinde çok çalışacaklarına değinen Bahçeli, "Cumhur İttifakı’nın toplam oyunun 24 Haziran’ın gerisine düşmemesi için elimizden gelen çalışmayı göstereceğiz. İlanını yaptığımız adaylarımız şevkle ve inanmışlıkla sahadadır. Henüz belediye başkan adayı belli olmayan belde, ilçe, il ve büyükşehirlerle ilgili çalışmalarımız da sürmektedir. Biliniz ki, sizlere sonuna kadar güveniyorum. Bugüne kadar yerel yönetimlerde partimizin marka olmasına, imrenilecek seviyelere gelmesinde, vatandaşlarımızın takdirini kazanmasında büyük emekleriniz ve hizmetleriniz geçti. Üretken Belediyeciliğin hakkını layıkıyla verdiniz. Hepinizi tebrik ediyorum. Aynı heves, aynı heyecan, aynı azim, aynı kararlılıkla yolunuza devam ediniz" ifadelerini kullandı.