Torpilsiz aşk: Kocasını bile tanımadı

Magazin

Erkeklerle dolu sanayide babasından devraldığı şirketi yöneten 3 çocuk annesi, iş hayatındaki başarısıyla kadınlara örnek olurken, işe aldığı kocasının da patronu oldu. Şirketindeki elemanlarından ayrı tutmadığı eşinin evde patron olduğunu belirten kadın, "Giysilerim ütülendi mi? Çay koy da içelim veya bugün şunu yapalım’ şeklinde o yönlendiriyor. Biz bu halimizden memnunuz" dedi.

Antalya’nın Kepez ilçesindeki Akdeniz Sanayi Sitesi’nde akü satışı yapan özel bir şirketin müdürü 32 yaşındaki 3 çocuk annesi Nurdan Aydemir’in hikayesi tüm kadınlara örnek olacak cinsten. Henüz çocuk yaşta sanayide akü satan babasının yanında işi kavrayan Nurdan Aydemir, ‘ben bu işi yapacağım’ diyerek çıktığı yolda başarıdan başarıya adım attı. İlk olarak üniversitede işletme bölümü okuyan Aydemir, babasının talimatıyla şirketin muhasebesini tutmaya başladı. Ardından evlenen genç kadın, 1,5 yıl arayla dünyaya gelen 3 çocuğu olmasına karşın işini yapmaya devam etti. Şirketin tüm işleyişini kavradıktan sonra şirket yönetimini babasından devralan Aydemir, özel sektördeki işinde sıkıntılı günler yaşayan eşini de kendi şirketine alarak çalıştırmaya başladı. Personelleriyle eşini ayrı tutmayan Nurdan Aydemir, iş hayatındaki başarısıyla kadınlara örnek olurken, işe aldığı kocasının da patronluğunu yapıyor. 

"Babam kapıdan kovdu, bacadan girdim" 
Uzun yıllardır sanayi sektöründe çalıştığını ifade eden Nurdan Aydemir, azim dolu hayat öyküsünü şu sözlerle anlattı: 
"Küçükken hep babamın yanında sanayideydim. Çıkmıyordum onun yanından. Dükkanda duruyordum. Onunla çalışıp, yaptığı işleri inceliyordum. Biraz daha büyüdükten sonra ‘burada çalışacağım’ diye kafama koydum. Sanayi sektörü olduğu için babam bu konuda çok açık görüşlü değildi. ‘Sanayide kız çocuğunun ne işi var?’ derdi her zaman. O beni kapıdan kovdu, ben bacadan geri girdim. Sanayide çalışmayı kafama koyduğum için üniversitede işletme bölümünden mezun olduktan sonra işe başladım. Daha sonra evlendim. Evlendiğimde işimi bırakmadım. Evlenmeden önce de eşime işimde devam etmek istediğimi söyledim. O da benim her zaman destekçim oldu. Evlenmekle omuzlarımda yük arttı. Hem okuyordum, hem evliydim hem de çalışıyordum. Ben bunu böyle kalacak zannederken 2 yıl sonra ilk bebeğim dünyaya geldi. Kendi işimiz olduğu için doğum iznine ayrılmak gibi bir şey söz konusu olmadı. Doğum yaptıktan 1 hafta sonra geldim dükkanda çalışmaya başladım. Çocuğumun eşyalarını, beşiğini her şeyini dükkana taşıdım. İlk başlarda çok zorlandım. Uykusuz çalışıp, işleri aksatmamaya çalışıyordum. Daha sonra alıştım ve keyif almaya başladım. Bebeğim biraz daha büyüdüğünde ana kucağına alıp, bir elimde de telefon çalışıyordum. Yoldan geçenler de halime gülüp, aynı zamanda takdir ediyorlardı. Daha sonra 2. bebeğim geldi. Artık birinci bebekte tecrübeliydim. Çok ara vermedim. Benim çocuklarımın arasında 1 ya da 2 yaş var. Arkasından 1 buçuk yıl sonra 3. bebeğim geldi. 3’ünü de dükkanda eşimin de desteğiyle büyüttüm." 

"Eşim hem evde hem de işte bana tam destek" 
Yıllar sonra işi babasından devralma kısmına geldiğinde iş yükünün daha çok arttığını söyleyen Aydemir, "Babamın yaşından dolayı sahaya çıkamaması, benim sahayı çıkmamı gerektirdi. ‘Etraftan tepki alır mıyız? diye çok tedirginlik yaşadık. Denemek istedik. Bayilerimiz beni hiç yadırgamadılar. Ancak bu defa da ortaya muhasebe bölümüne kimi alacağımız sorun olmaya başladı. Akşam 19.00’a kadar sahada çalışıp, akşam gelip 22.00’a kadar da muhasebe yapıyordum. Çocuklarıma vakit ayıramıyordum ve bu artık evimin de huzursuz olmasına sebep oluyordu. Eşim muhasebeci olma vasfına sahip biri. Başka yerlerde emeğinin karşılığını hiç alamadı. O da başka yerde yıpranıyordu. Eşim burada benimle çalışsa olur mu diye 1 yıl boyunca düşündük. En sonunda deneyelim dedik. Daha sonra eşim yanımızda işe başladı. İyi ki de başlamış. Yükümü çok hafifletti. Huzurumuz tekrar yerine geldi. Her şeyi birlikte yapıyoruz. Önceden izinlerimiz hep çakışıyordu. Şu an gayet iyiyiz. Eşimin bana desteği çok büyük. İyi bir yönetici olmak için iyi bir ekibe sahip olmanız gerekiyor. İyi bir ekip, iyi elemanlardan sağlanıyor. Şu an beni ekibim tam ama eskiden tam değildik. Her şeyde bir aksaklık oluyordu. Eşim hem evde hem de işte bana tam destek" diye konuştu. 

"Evde işler tam tersi" 
Aydemir "Ben işteyken eşime, ‘Yahya bu gidecek, gönderir misin? , Aküleri yerleştirir misin?’ diyorum. Dükkanın bir işleyişi var ve eşimin buna uyması gerekiyor. Ancak evde beni daha çok eşim yönlendiriyor. İşler tam tersine dönüyor. Evde düzen tamamen eşime geçiyor. ‘Giysilerim ütülendi mi? Çay koy da içelim veya bugün şunu yapalım’ şeklinde o beni yönlendiriyor. Onun verdiği direktifler doğrultusunda hareket ediyoruz. Biz bu halimizden çok memnunuz. Ön yargılara kulak asmayın. ‘Çalışırken 2. çocuğu idare edemem’ demeyin. Yok böyle bir şey. Benim 3 tane bebeğim var. En büyüğü 5, en küçüğü 1 yaşında. Yapılmayacak bir şey yok, yeter ki isteyin. Çalışırken zor oluyor, ancak boşuna cenneti ayaklarımızın altına sermemişler bunu sakın unutmayalım" dedi. 

"Memnunum" 
Şirketin en yeni üyesi olduğunu belirten 37 yaşındaki Yahya Aydemir ise, daha önce özel şirketlerde çok defa çalıştığını söyledi. Bir süre sonra kendi amaçları ve kariyeri peşinde koşmaya karar verdiğini dile getiren Aydemir, "4 yıl boyunca pazarlama sektöründe kendimi geliştirdim. Amacım bu doğrultuda ilerlemekti. Son çalıştığım şirkette de anlaşmazlıklar olunca işsiz kaldım. 8 yıldır eşim aile şirketinde çalışmamı istiyordu. İşsiz kaldığım dönemde eşim de personel arayışı içerisindeydi. Ben şirkette çalışmak istediğimi söyledim aileme. Kayınpederim ve eşimle birlikte bu konuyu tartıştıktan sonra uygun gördüler. Bununla birlikte yaklaşık 7 ay önce bu şirkete katıldım. Umduğumdan çok daha farklı sonuçlar elde ettim. Şu an olduğum yerden, olduğum konumdan, evimden, işimden, hayatımdan memnunum” ifadelerini kullandı. 

"İş yerinde ne kadar eşim söz sahibiyse, evde de söz sahibi benim" 

İş ve evi birbirinden ayırabilmenin çok önemli olduğunu vurgulayan Yahya Aydemir, sözlerini şöyle sonlandırdı: 
"Bunu herkes ne kadar başarabilir bilmiyorum. Ancak bizde böyle bir durum söz konusu değil. Bizden başka çalışan personeller de var. Ben onların yanında eşime eşim gibi değil, iş yerinin sahibi gibi davranmak zorundayım. Bu ayrımı kendim yapabiliyorum. Eşim de bu konuda bana son derece destek oluyor. İşi işte, evi evde yönetiyoruz. Evde işler biraz daha farklı. Evin patronu her zaman babadır. Evde biraz daha söz sahibiyim. İş yerinde ne kadar eşim söz sahibiyse, evde de söz sahibi benim. Ancak evde de işte de her şey yardımlaşarak ve paylaşarak oluyor." 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.