İstanbul'da yaşayan Kıymet-Abuzer Yılmaz çifti, 2012 yılında evlenerek mutlu bir yuva kurdu ve evliliklerinin ilk yıllarında hayallerini süsleyen müjdeli bebek haberini aldılar. O günlerde kendilerini dünyanın en mutlu insanları olarak tanımlayan çiftin yaşadığı heyecan, hayatlarının en acı deneyimine dönüştü. 2,5 aylık hamile olan Kıymet Yılmaz'ın, bebeğin kalp atışlarının durması sebebiyle hamileliği sonlandırıldı. Zor günler geçiren çiftin bu süreçte en büyük destekçisi yine kendileri oldu, tek istekleri çocuk sahibi olmaktı ve bunun için umutlarını kaybetmeden savaşmaya söz verdiler. Anne-baba olmak için asla pes etmeyen Yılmaz çifti arka arkaya 2 aşılama ve 5 kez tüp bebek tedavisi gördü, olumsuz sonuçlar onları hiçbir zaman yıldırmadı.
Bahçeci Tüp Bebek doktorlarından Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Sabri Cavkaytar ile tanışan çifte gerekli tüm tetkikler yapıldı ve 37 yaşındaki Kıymet Yılmaz'ın yumurta rezervinin çok azaldığı görüldü. Bu probleme ek olarak rahminde şekilsel bir bozukluk olduğu tespit edildi. Bu sorun daha önceki tüp bebek deneyimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olabilecek bir engeldi. Hızlıca operasyon kararı alındı ve Yılmaz, geçirdiği rahim operasyonu sonrası yapılan transfer ile hamilelik haberini aldı. Verdiği mücadelenin karşılığını alan ve hayaline kavuşan çiftin oğulları ‘Umut Sabri' geçtiğimiz günlerde dünyaya geldi. Anne Kıymet Yılmaz, “Bu dünyada tatmak istediğim tek duygu annelikti, tarifsiz bir duyguymuş, mutluluğumu tüm dünyaya haykırmak istiyorum. Bu mutluluğu bize yaşatan doktorumuzu hep hatırlayabilmek için oğlumuza onun ismini koyduk, kendisine minnettarız” dedi.
Prof. Dr. Sabri Cavkaytar, operasyon sonrası rahim dinlendirme yapıldığını belirtti. Nasıl bir tedavi uyguladıklarını aktaran Prof. Dr. Cavkaytar, “Çiftimiz bize başvurduğunda başka merkezlerde başarısız tedavi denemeleri mevcuttu. Kıymet hanımın over rezervi azalmıştı ve yumurtalarında kalite problemi vardı. Birkaç ay süren ön tedavi sürecinden sonra topladığımız 2 yumurta döllenip iyi gelişince 3'üncü günde dondurduk. Daha sonra histeroskopi ile rahimdeki şekil bozukluğunu düzeltip rahim dinlendirme yaptık. 1 sonraki ay ise rahmi kalınlaştırıp transferi yaptık. Şükürler olsun ki transfer gebelikle sonuçlandı ve ‘Umut Sabri' sağlıklı bir şekilde doğdu” şeklinde konuştu.
“Rahime ait şekilsel bozukluklar tekrarlayan başarısızlıklara yol açabilir”
Rahime ait şekilsel bozukluklara değinen Prof. Dr. Cavkaytar, “Rahime ait şekilsel bozukluklar çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin karşılaştığı problemlerden biridir. Bu bozukluklar tüp bebek tedavisinde de tekrarlayan başarısızlıklara yol açabilir. Tüp bebek tedavisine başlamadan önce anne adayındaki şekilsel ve işlevsel tüm bozukluklar tespit edilerek ön tedaviler uygulanmalıdır. Rahime ait şekil bozukluklarını tespit etmek için günümüzde HSG (rahim filmi) kullanılmaktadır. Şekil bozuklukları aslında iki grupta incelenmektedir; bunlardan bir tanesi doğuştan gelen şekil bozukluklarıdır, diğeri de sonradan kazanılmış olan problemlerdir. Doğuştan gelenler içerisinde bizim en sıklıkla karşılaştığımız rahmin içerisindeki zarın hala devam etmesidir” açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Cavkaytar, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Septum olarak adlandırdığımız aslında halk arasında zar olarak adlandırılan şey, rahim filmi ile çok net ortaya konulabilmektedir. Onun dışında iki başlı rahim yine rahim filmi ile çok net tespit edilebilmektedir. Kalp şeklinde rahim de doğuştandır ve bunların sonradan histeroskopik veya laparoskopik yöntemlerle tedavisi tüp bebek başarısını artırmaktadır. Edinsel problemlere baktığımız zaman rahmin içerisine dolmuş miyomlar veya sonradan gelişmiş bizim polip olarak adlandırdığımız aslında et beni şeklinde rahim içerisindeki yapılardır ve yine HSG ile dolum defekti şeklinde tespit edilebilmektedir”.